TBKP
(Türkiye Birleşik Komünist Partisi)
Bugünlerde TBKP konuşuluyor, tartışılıyor. Her nedense birileri TBKP dosyasını güncelledi.
İyi de oldu bence…
Türkiyede Komünist hareketi Tarihinde önemli bir eşik, önemli bir sayfa.
Aradan oldukça uzun bir zaman geçti TBKP sürecinin belki bugün daha soğukkanlı, daha objektif daha kapsamlı değerlendirilmek belki daha fazla olanaklı.
TBKP sürecinin ilk gününden itibaren içinde bir yerlerinde yer alıp , bu sürecin yakın tanığı olduğum için TBKP sürecine ilişkin bir çift söz hakkım olduğunu düşünüyorum.
TBKP (Türkiye Birleşik Komünist Partisi); TİP (Türkiye İşçi Partisi) ve TKP (Türkiye Komünist Partisi) lerinin (Tarihsel olanlarının) 1980’li yılların sonlarına doğru birleşerek Yasal, Legal bir Komünist Partidi kurma girişimiydi.
Tarihsel, ideolojik kökleri aynı olan bu iki pariden TİP (12 Eylül öncesi) legal bir parti, TKP ise Anayasadaki 142-142. Maddelerden dolayı 1990’lı yılların başına kadar yasaklı illegal bir partiydi.
12 Eylül 1980 Darbesi sonrası her iki Partinin merkez yöneticilerinin neredeyse tamamı yurt dışındaydı. Bu nedenle TBKP sürecinin sağlıklarında TİP Genel Başkanı Behice Boran ve TKP Genel Sekreteri İsmail Bilen görüşmeleri ile temelleri atıldı. Bu iki efsane başkanların ölümlerinden sonra süreci TİP adına Nihat Sargın TKP adına Nabi Yağcı götürdü.
TBKP sürecine emeği geçen tüm TİP ve TKP’li yoldaşlarında burada yeri gelmişken haklarını atlamadan teslim etmek gerekir.
Tam da bu noktada TBKP sürecinin pek az kişi tarafından bilinen bir kesitini aktaracağım.
Aslında bu sürecin ilk tohumlarının bizzati tarafımdan atıldığını iddia edersem bencillik yapıp, abartmış olmam.
1980 yılları Ülkemiz 12 Eylül Darbesine doğru hızla sürüklendiği günler. Ülkede Sıkıyönetim var,
Dernekler kapalı, siyaset kısıtlı. İGD (İlerici Gençler Derneği) İstanbul/ Eminönü şubesi yöneticisiyim. Derneğimiz sıkıyönetim kararı ile kapalı olduğu için Aksarayda bir çay bahçesinde toplanıyor çalışmalarımızı oradan yürütüyoruz.Merkezi irtibatlarımız kısıtlı olduğu için çalışma perspektifimizi daha çok TKP’nin sesi Radyosundaki yayınlardan alıyoruz. Bu arada İGD üyeliği yanında 1979 yılından başlayan TKP üyeliğini ve onun yüklediği görevleride yürütmekteyim.
TKP’nin Sesi Radyosundan gelen “Eylem ve Cephe Birliği” perspektifi üzerine kişisel insiyatifimle doğrudan gidip Aksarayda bulunan TİP şubesinin kapısını çaldım. Kapıyı açan görevliye derdimi anlatınca karşıma Gülek isimli Stalin bıyıklı yakışıklı bir arkadaşı muhattap olarak çıkardılar.
Derdimi ona da anlattım daha sonra birlikte aynı dairenin bir üst katındaki TSİP (Türkiye Sosyalist İşçi Partisi) şubesine çıktık. Çok kısa bir görüşme sonucu ortak eylem kararı aldık. Bugün İstanbulun Fatih İlçesi olarak adlandıralan bölgede TİP-TSİP-TKP gençlik örgütleri Genç öncü-İGD-SGB olarak ortak bir dizi eylemler gerçekleştirdik.
TBKP sürecine esin kaynağı olduğunu düşündüğüm bu ortak eylemler, çalışmalar, eylem birliği
12 Eylül 1980 Darbe gününe kadar sürdü.
1980 li yılların başlarında Behice Boran-İsmail Bilen görüşmeleri ile başlayıp Nihat Sargın-Nabi Yağcı görüşmeleri ile devam eden TBKP süreci TBKP’nin yasal kuruluşu için Nihat Sargın-Nabi Yağcının Ülkeye dönüş kararı alması ile Ülke pratiğine yansıdı.
TKP yurt içi örgütlerinin illegal yürütülen faaliyetlerin legale taşıması ve TiP örgütleri ile birleşik yapılanma çalışmaları ile Adımlar Dergisi Büroları çatıları altında yep yeni bir dönem başlamıştı.
TİP Yöneticilerinin illegalite gibi bir problemi olmasa da Ülke içinde İllegal faaliyet yürüten TKP “Üst Düzey Yöneticileri” İstanbul/Cağaloğlunda TTB binasında bir basın açıklaması ile TBKP kuruluşunu ve komünist düşüncenin yasal olarak örgütlenme talebini kamuoyuna deklere etti.
Nihat Sargın ve Nabi Yağcı’nın Ülkeye dönüşleri tutuklanmaları ve öte yandan birleşik örgütlerin çalışmaları Ülkede Anayasanın 141-142-163. Maddelerin kaldırılmasına yönelik gerekli, yeterli kamuoyunu oluşturmuştu.
TBKP kuruluşu ve Komünist Partisinin Ülkemizde yasallaşma süreci ilerliyordu.
Bu arada Nihat Sargın ve Nabi Yağcı’nın Ülkeye ayak basar basmaz, daha uçağın merdivenlerinde gözaltına alınıp bir aylık işkence sürecinden sonra bir yıldan fazla hapis yatmalarına karşın bu sürecin Devletle, Hükümetle anlaşmalı bir süreç olduğu iddialarının yanıtı, bu süreci halen yaşayan birinci dereceden tanıklarına aittir..
TBKP sürecinin başarısı; sonuçta Anayasadan 141-142-163. Maddelerin kaldırılmış ve Türkiyede Komünist düşünce ve Komünist Parti üzerindeki yasaklar kalkmış olmasıdır. Bugün Ülkemizde Komünist düşünce ve Komünist Partiler üzerinde bir yasak yoksa bu TBKP sürecinin ürünüdür.
TBKP sürecinin başarısızlığı; Her ne kadar TBKP kuruluş aşamasında programındaki “Kürt Sorunu” nedeni ile kapatılsada bence TBKP sürecinin devam etmemesi ölü doğması altında daha farklı daha köklü nedenler vardı.
Şimdi TBKP sürecinin devamı yönündeki başarısızlığın, ölü doğumunu altında yatan bu nedenleri inceleyelim;
Öncelikle TBKP bileşeni her iki Part de TİP ve TKP 12 Eylül sürecinin ağır baskıları altında illegalite koşullarında biriken kendi örgüt içi sorunları aşamadan bu sürece girmişlerdir.
Bu nedenle de her iki partinin önemli kadroları bu iç sorunların yeterince tartışılıp çözüme ulaştıramadığı için bu sürece karşı çıkıp, TBKP sürecine dahil olmamışlardır.
İkinci ve daha belirleyici bir etken de Başını Sovyetler Birliğinin çektiği Sosyalist Sistemin çöküş, dağılması TBKP kuruluş süreci ile üst üste gelmiş, Sosyalist Sistemin dağılması , çöküşü her iki partininde ideolojisinin temellerini sarsmış, derinden etkilemiş, kadro ve üyeleri üzerinde derin moral motivasyon sorunu yaratmış, kadro ve üyeleri arsında derin çatlaklar ve bölünmelere yol açmıştır.
TBKP sürecinin başarıya ulaşmasının önündeki en temel etkenin bu olduğunu düşünmekteyim.
Bir başka etken de her iki Parti aynı tarihsel köklerden gelmekte ve çok yakın ideolojiye sahip olmak ile birlikte farklı örgütlenme anlayışı, farklı çalışma disiplini, farklı yoldaşlık psikolojisi, farklı çalışma pratiğine sahip olmaları nedeni ile birleşik örgütlenme ve çalışma pratiği içinde ciddi sorunlar, doku uyuşmazlığı yaşanmıştır.
Bu nedenle birleşme yerine her iki Parti örgütsel özerklikleri içinde “Eylem birliği “ paralelliğinde çalışması daha doğru olacaktı diye düşünmekteyim bugün.
Sonuçta TİP ve TKP (Tarihsel) bu Coğrafyanın siyasi geçmişinin hafızaları, kökleridir. Bugün bu Coğrafyada Sosyalist, Komünist, Devrimci hareketler bu köklerin devamı ve bellekleri bu hafızadan sahiptir, bu hafızadan beslenmektedir.
TBKP süreci bu Coğrafyanın siyasi geçmişinde çok önemli bir eşik, bir dönemeçtir.
Bu nedenle Siyasal Bilimlerde TBKP süreci tüm detayaları ile incelenmeye, araştırılmaya , ders olarak okutulmaya değerdir.
Osman Naci
13 Temmuz 2021
Kozyatağı/ Kadıköy