Ekim Devrimin İkinci Adamı Troçki’yi Stalin’in Emriyle Öldürülmesinin 80.Yılında Anıyoruz!
Leon Troçki 80 yıl önce bugün, 20 Ağustos 1940’da Stalin’in emriyle öldürüldü. Yetmedi politikayla ilgisi olsun olmasın bütün ailesi de yok edildi.
Olayın ayrıntılarını Mehmet İnanç Turan’ın Eleştirel Gözle Troçki adlı kitabından aktarıyorum:
“Stalin, gizli polis örgütü GPU’ya Troçki’yi öldürme emrini vermişti. Troçki, Stalin’in böyle canice bir karar vereceğini çok önceden tahmin edip, Sürgün Günlüğü’ne yazmıştı:
“Stalin’in bana karşı bir suikast düzenlenmesi konusunda bir dakika bile tereddüt etmeyeceği ortada!”[1]
Meksika’daki Troçki bu suikastın zamanını bilmiyordu sadece. Bir de Stalin’in bunun politik etkisinden korktuğunu düşünüyordu. Oysa Stalin bu korkusunu yenmişti.
Meksika’da sürgünde yaşayan Troçki’ye karşı GPU önce Stalinci Meksika Komünist Partisi’ni kışkırttı. 1 Mayıs 1940’da Meksika Komünist Partisi, “Kahrolsun Troçki!” yazılı pankartlarla bir yürüyüş yaptı.
24 Mayıs 1940’da, Stalinci ressam David Alfaro liderliğindeki bir çete, Troçki’nin evine makineli tüfeklerle saldırı yaptı. 200 mermi Troçki ve ailesine yöneltildi. 70 mermi Troçki ve eşinin yatak odasının duvarlarına isabet etti. Troçki raslantıyla canını kurtardı.
GPU çok önceden İspanyol Stalincisi Caridad Mercal’in oğlu Ramon Mercader’i, Troçki’yi öldürmesi için Meksika’ya göndermişti. Ramon Mercader bir Troçki yandaşı olan Sylvia Ageloff isimli kadınla yaşadığı aşk ilişkisini kullanarak Troçki’nin çevresine sızdı. Troçki’nin evine Sylvia sayesinde girip çıkar oldu.
Ramon Mercader, 20 Ağustos 1940’da GPU’nun verdiği görevi yerine getirdi. Troçki’nin kafatasını bir buz baltasıyla parçaladı. Ramon Mercader’in cebinde bir mektup vardı. Şüphesiz ki bu mektubu GPU hazırlamıştı.
Bu mektupta: Ramon kendini 4. Enternasyonal’e bağlı bir “Troçkist” olarak tanıtıyordu. Troçki ile tanıştıktan sonra onun bir karşı devrimci olduğunu anlamıştı. Proletarya ve devrim için Troçki’yi öldürmüştü(!)
Tümüyle yalana dayanan bu mektup, Stalin’i temize çıkarmak için hazırlanmıştı. Stalin’in Troçki’nin öldürülüşünde bir parmağının olmadığı kamuoyuna gösterilmek isteniyordu. Stalin diğer yoldaşlarını öldürürken de aynı şeyi yapmamış mıydı?
Ramon Mercader tutuklandı. 20 yıl hapis yattı. 1960 Mayıs ayında hapisten çıkan Ramon, Sovyetler Birliği’nin yardımıyla Küba’ya giden bir uçağa bindi. Daha sonra Sovyetler Birliği’nin kahramanlık madalyası ile ödüllendirildi.
Troçki’nin katiline yine Stalin’in devamcıları (Neo Stalinistler) sahip çıktı. Ramon yetmişli yılların sonunda Küba’da öldü. Ne var ki, cenazesi Sovyetler Birliği’ne götürüldü; oraya gömüldü. “Sosyalist” geçinen ülkeler, Ekim Devrimi’nin ikinci kahramanını öldüren bir katili, kendilerine kahraman yaparak ne olduklarını gösterdiler.
***
Stalin sadece Troçki’nin kendisinden intikam almadı; aynı zaman da onun bütün akrabalarına kinini kustu.
-Troçki’nin ilk eşi Alexandra Sokolovskaya 1935’te tutuklandı; Sibirya’ya sürgün edildi. 1938’de kurşuna dizildi.
-Troçki’nin kız kardeşi Olga, 1935’te sürgün edildi ve 1941’de öldürüldü.
-Olga’nın çocuklarından Alexsandr, 1937’de, 29 yaşındayken kurşuna dizildi. Yuri, 1936’da 20 yaşında öldürüldü.
-Troçki’nin ağabeyi Alexsandr 1938’de kurşuna dizildi.
-Alexsandr’ın çocuklarından Matil’da toplama kampına gönderildi; 1952’de orada öldü. Boris 1937’de kurşuna dizildi. Evgenia, Kazakistan’a sürgün edildi. Anna da aynı yere sürgün edildi.
-Troçki’nin ablası Elizaveta’nın oğlu Lev hapsedildi, sonra Kazakistan’a sürgün edildi.
-Troçki’nin kızı Zina, Sovyet vatandaşlığından çıkarıldı. Zina 1933’te intihar etti.
-Zina’nın kızı ve kocası çalışma kampına gönderildi.
-Troçki’nin diğer kızı Nina’nın kocası tutuklandı.
-Troçki’nin en küçük oğlu Sergey 1935’te tutuklandı ve 1937’de 29 yaşındayken kurşuna dizildi.
-Troçki’nin en büyük oğlu Lev Sedov, Paris’te 1938’de, daha 32 yaşındayken, Stalin’in emrindeki GPU tarafından öldürüldü.
Troçki’nin akrabalarının çoğunluğu siyaset dışındaydı; buna rağmen Stalinci ölüm makinesinden kurtulamadılar.”
(Mehmet İnanç Turan, Eleştirel Gözle Troçki, Ütopya Yayınları, 2019.)
[1] Lev Troçki, Sürgün Günlüğü, Yazın Yayıncılık, 1997, sy. 75.