100. YILINDA TKP’NİN KAPISINA KİLİT VURAN AKP’Cİ “KOMÜNİSTLERİ” UNUTMA!

  1. YILINDA TKP’NİN KAPISINA KİLİT VURAN AKP’Cİ “KOMÜNİSTLERİ” UNUTMA!

Yazan: Mehmet İnanç Turan

“10 Ekim 2005 tarihli Referans Gazetesi TKP’nin son Genel Sekreteri Nabi Yağcı ile bir söyleşi yapmış. Söyleşiyi okuduğunuzda onun geldiği noktayı hemen görüyorsunuz. Söyleşide Nabi Yağcı, bugün iktidarda olan Ak Parti’yi savunuyor (ANAP savunuculuğundan AKP savunuculuğuna geçmek ilerlemek mi, gerilemek mi bilmiyorum). Nabi Yağcı’ya göre: AKP düzen partisi değilmiş; AKP samimi bir partiymiş, demokratik bir söylemi varmış.

Yine Nabi Yağcı’ya göre, Türkiye solu dayak yemezse kendini sol olarak hissetmiyormuş (demek ki solcular dayak yemekten hoşlanan mazoşistler). Marksistler ”küreselleşmeyi” savunmalıymış (”küreselleşme” liberalizmin söylemi olduğuna göre, solcular liberalizmi savunmalı demek istiyor; kendisinin yaptığı gibi). Yağcı önce vatandaşmış, sonra solcuymuş (yani liberal solcu!) Vatandaş olarak Türkiye devletini savunuyormuş. Solun, ”kahrolsun patronlar,” diye yola çıkması yanlışmış. Ayrıca liberalizmin özelleştirme politikasını savunmak gerekiyormuş. Her şeyden önemlisi artık düşünce yoluyla dünyayı değiştirmek mümkünmüş. (Yani eyleme gerek yok! Marks’ın, Feuerbach’ı tam da bu noktada eleştirdiğini hatırlayabiliriz.) Bugünkü toplumun değiştirici gücü bütün sınıflarmış. (Böylece emekçi-patron ayrımın ortadan kalkmış olduğunu öğreniyoruz. Sömürücüler ve sömürenler elbirliğiyle ”küresel” mutlu dünyayı kurabilirlermiş.) Nabi Yağcı, Türkiye devletinin geleceği konusunda iyimsermiş. Ülkede ekonomik ve demokratik bir istikrar varmış. Türkiye ilk kez tarihin trenini yakalamış (tabii ki bunları yapan AKP ve Nabi Yağcı da vatandaş olarak AKP’nin savunucusu).

Egemenlerin renkli medyası aralarına katılan ”Son Komünist”i hemen kucaklarına almakta hiç gecikmediler. Ne de olsa aynı sınıfı, aynı dünya görüşünü savunan ”kardeşler” onlar. Ne de olsa aynı geçim kapısına ellerini açıyorlar. Bize göre ise, ”Her Şeyini Tüketmiş Komünist” çok önceleri komünistliğini bırakarak hak ettiği yere kavuşmuştur. Ama tarihsel utanç belgesi olarak kalsın diye, Nabi Yağcı’nın 10 Ekim 2005 tarihinde Referans Gazetesi’nde çıkan görüşlerinden bir derleme yapıp tarihin arşivine koymak gerekiyor:

“AK Parti’yi şans olarak gördüğünüzü yazmıştınız. Sizin gibi sol kökenli bir insanın,  muhafazakâr bir partiye destek vermesi çevrenizdekileri şaşırtmadı mı?

Benim AK Parti’ye, Avrupa Birliği ve gelişim sürecine destek vermemin etkisi şöyle seyretti kendi çevremde. Önce bir şaşkınlık oluştu. Ne oluyor, niye AKP deyip duruyor bu adam? Fakat şimdilerde tersine döndü gördüğüm.

Siz samimi buluyor musunuz AKP’yi?

Kesinlikle samimi buluyorum. Bir vatandaş olarak bakıyorum ve ikircimsiz destek veriyorum. Vatandaş sözcüğünü bilerek seçtim. Vatandaşlıkta sağ sol, dinli dinsiz ayrımı yok. Yatay bölen bir kimlikten söz ediyorum. (…) Karşı çıkanlara soruyorum: Ekonomide durum dünden daha mı iyi daha mı kötü? Hiç kimse daha kötü diyemiyor. Peki yaptıkları neye karşı çıkıyorsunuz diyorum. “Neye karşısınız” sorusuna cevap yok. O zaman ben bir vatandaş olarak diyorum ki, yapılan işler hepimizin çıkarına olan şeylerdir ve bunun desteklenmesi lazım.

AKP nasıl bir parti?

AKP bugün düzeni mi koruyor, yoksa düzene mi karşı? Bunu AKP’nin söylemine bakmadan da görebiliriz. Düne kadar düzeni savunanlar bugün AKP’ye karşıysa, o zaman AKP düzen partisi değil. (…)”

(Nabi Yağcı, Referans Gazetesi, 10 Ekim 2005)

Mustafa Suphi’nin Partisi, Mehmet İnanç Turan, Etki Yayınları, 2013

 

About Sait Almis

Check Also

METİN ŞENERGÜÇ ANMASI VE “ORİZONUN ÖTESİ” KİTABININ TANITIMI-Admin

Metin’in ölümü üzerinden beş yıl geçti. Bu ölüm yıl dönümünde, yayınlamaya ömrünün yetmediği Orizonun Ötesi …

4 comments

  1. Bu söylediklerin hepsi doğru ve Nabi’nin bilinen görüşleri. Fakat Nabi dahil liberal sola göre değişen AKP oldu, Erdoğan ve AKP makas değiştirdi diyorlar. Bu karşı eleştiriye yanıt vermek lazım. Yani sol, Marksistler hangi partiye hangi koşullarda destek verir veya ittifaklar kurar. 2010’da yapılan hatanın tekrar etmemesi için AKP, CHP veya başka bir partiye hangi politik prespektifler dikkate alınarak destek verilebilir. Tabi bildiğimiz anti-faşist cephe değil konuştuğumuz. Statükonun yani vesayet rejiminin değişimi gündemde olduğu bir süreçte bu politik kırılma yaşandı. Yazdıklarını güncellemen için bu küçük notu gerekli gördüm.

  2. Mehmet cevaplarsa iyi olur. Kitabından alıntılar olduğu anlaşılıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com