Dr. Alişan Özdemir
Evrim ile devrim, birbiriyle ilişkili olgulardır. Gerçeğe bakarsanız, evrim, tüm varlıkların olağan varoluş biçimi, canlı varlıkların olağan yaşama biçimidir. Evren tarihi cansız varlıkların değişme (evrim) tarihidir. Milyar yıl önce Dünya bugünkü gibi değildi, dahası milyon yıl önce de bugünden farklıydı. Canlı varlıklar, tek hücreliden çok hücreliye, beyinsizden beyinliye (akıllıya) doğru evrim geçirmiştir, gündelik yaşantısı içinde kendiliğinden. Bazan nispeten kısa sürede büyük değişiklikler olmuştur, ateş yığınından katı maddeye geçiş, ana karaların oluşması, canlılığın başlaması, daha önce bulunmayan türlerin ortaya çıkması (mutasyon), vb. Bunlar Doğadaki devrimlerdir. Devrim büyük yenilik, büyük farklılıktır.
Mutasyonla maymunlardan ayrılan hominidler (andropoidler), başka bir mutasyonla insana (homo sapiens) dönüştü. İnsanın evrimi sürüyor, bitmez. İnsanlar, bir arada yaşama gereksemesiyle topluklar, toplumlar oluşturdu. İnsanlarla birlikte toplumlar da evrim geçirdi, geçiriyor, olağan bir durum. İnsanlarda ve toplumda nispeten kısa sürede olan büyük yenilik, büyük faklılık olması olgusuna da “devrim” diyoruz. Burada hem insanların hem toplumların özdeş süreçte evrim geçirdiğini bilmek gerekir. Toplumsal devrim, insanlık açısından bir evrim olgusudur.
Tüm devrimlerin gürültülü, patlamalı ve ani olduğu sanısı var. Bu yanlış sanıdır, pek azı böyle olabilir, neredeyse hepsi patlamasızdır ve belirgin bir süreyi alır. Örneğin, Doğadaki devrimleri duymazsınız bile. Toplumdaki devrimler de öyle. İlkel komünal düzenden köleci ya da feodal topluma gürültülü-patırtılı, mücadeleli geçiş olduğuna ilişkin bilgi yok. Fransa’da, Rusya’da devrimlerde küçük bir kümenin şiddet eylemi var. Ancak kapitalizme ilk geçen İngiltere ve Hollanda’da böyle bir devrimci eylem göremiyoruz. Buralarda devrimin ne zaman başladığı ne zaman bittiği konusunda kesin bir şey söylenemiyor. Almanya ve öteki ülkeler için de öyle. Zaten Fransa’da olan, toplumun bir günde değişmesi değil, “politik devrim”, yani iktidarın el değiştirmesidir. Toplumsal devrim, daha önce başlamıştır, iktidar değiştikten sonra da sürmüştür. Rusya’da da hem Şubatta hem Ekimde olan politik devrimdir. Şubatta, toplumun kapitalizme geçmeye hazır olduğu söylenebilir. Ancak Ekimde, toplum kapitalizmi henüz tam anlamıyla yaşamadığı gibi, komünist toplumsal devrim de başlamamıştı. Lenin ve Bolşevikler, iktidarı ele geçirdikten sonra yukarıdan aşağıya müdahale ile komünist toplumu oluşturmaya çalıştılar, ama olmadı.
Başka deyişle, insan ve toplumun evrimi sürerken, değişmenin hızlandığı bir dönem olur, devrim dönemidir bu. Evrim dönemine oranla çok kısa sürer ve olağan evrim dönemine geçilir. Sınıf mücadelesinin sert geçtiği birkaç ülkede, koşullar devrimin (daha doğrusu iktidar değişiminin) patırtılı-gürültülü olmasına yol açmıştır. Bu şiddet içeren devrimlerde kitle (toplumun büyük bölümünün) katılımı olmamıştır.
Bu bilgiye dayanarak, sosyalistlerin aşağıdan, yani toplum içinde, tabanda toplumsal değişimi başlatmaları gerektiği sonucuna varıyoruz. Ancak, iktidar değişikliğinin olağan yolla, kendiliğinde olması beklenemez. Çünkü kapitalistler ve yandaşları, iktidarı vermeyi asla düşünmeyecektir. Devrimci güçler patırtılı-gürültülü mücadeleye hazır olmalıdır.