BASINDAN-KEMAL YILMAZ

Lenin’i mumyalamak

Lenin öldüğünde Sovyet iktidarının birkaç hafta ya da ay içinde çökeceğini umanların yanıldığı ortaya çıkmış, emperyalist müdahale püskürtülmüş, karşı devrim en azından askeri açıdan yenilgiye uğratılmıştı.

Ancak asıl mesele orta yerde duruyordu. Sömürüden arındırılmış, toplumcu bir düzenin kurulması görevi ne olacaktı?”

 “Bugünkü aklımla 1924 yılına geri gitsem, Lenin kültü yaratmak için atılan adımların hepsini desteklerdim. Doğrusu buydu. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde sosyalizmin kuruluşu için kaynaklar sınırlıydı, emperyalizmin kuşattığı bu ülkede elde ne varsa kullanıma sokulmalıydı. Lenin’in düşüncesi ve eylemi bir büyük kılavuzdu kuşkusuz ama buna kültürel bir dokunulmazlık katmanın ek yararı olacaktı.

Kuşkusuz komünizm devasa heykellerle, mumyalarla, anıtsal törenlerle kurulmayacak. Ancak komünizme giden yolda zaman zaman bu ve benzer ritüellerden yararlanmak gerekecek.”

“Sovyetler Birliği’nin 1991’de yıkılmasından sonra yaşadığımız dünya, nasıl bir çürümüşlük ve zalimlikle baş etmemiz gerektiğini bir kez daha ortaya çıkardı.

Bu mücadelede gelişkin bir ahlak ve gelişkin bir kültür mutlaka gerekiyor ama bunun ön koşulu her şeyden önce devrimci hedefler koymak ve kapitalizm denen alçaklığı ortadan kaldırma iradesini zayıflatan her tür siyasi korkaklıktan uzak durmak.

Asıl mesele bu.

Asıl mesele devrimci düşünce ve eylemi mumyalatmamak.”

https://haber.sol.org.tr/yazar/lenini-mumyalamak-333292

Koru beni

Sosyal medyada linç yemeyen kaldı mı? Kalmadı evet. İster birileri size arka çıksın isterse çıkmasın ¨bir gün her canlı sosyal medya linçini tadacaktır¨. Sigara içen de öldü, içmeyen de mantığı gibi; arka çıkılan da linç yedi, arka çıkan da. “-Hatalı konuşmuş ya da davranmış da olsa ne yapalım sonuçta benim arkadaşım, tabii savunacağım.”

Bu davranış biçimi son günlerde çok göze batmaya başladı. Akrabana önemli bir işin ihalesini vermenle aynı kandaşlık. Buradaki önemli ayrıntı ¨her ne şart ve durumda olursa olsun dostunun yanında ve arkasında dur¨ cümlesinin bu yönelimi kapsamaması gerekliliği. Dur tabii ama nerede duracağını bil. Fanatik bir histeriyle arkasında durma.

Nasıl dost olunduğunu bile unuttuğumuz bir zamanda yaşıyoruz. Güvenecek kimse kalmadı diyoruz ve birilerinin bize güvenmemesine içerliyoruz. Sevdiğimizi iddia ettiğimiz insanlara zaman ayırıp dinlemek, ihtiyaç duyduklarında yanlarında olabilmek için zaman yaratamıyoruz. Oysa bunu yaparken kendimizi de daha sağlıklı bir konuma taşırız. Birileri ile ilgilenmek, sorumluluklarını hissetmek. Her zaman doğru, iyi ve güzele yönlendirmek. İyi, güzel ve sadık olabilmek. Kısaca iyi dost olmak bir sanattır. Hepimizin ruhundan taşıp gelen bir sanat…

https://ilerihaber.org/yazar/koru-beni-139998

Prof. Dr. Aslıhan Aykaç: Örgütlenmek her şeyin anahtarı

“Devlet toplumsal talepleri talepte bulunan kitlelere maddi bir şeyler vererek ya da baskıyla kontrol eder. Şu an baskı aracı o kadar kuvvetli ki, emekçilere bir şey vermesine gerek kalmıyor.”

 Sendikalı işçi sayısı göz önüne alındığı zaman bence 1 Mayıs biraz hayal kırıklığıydı. İçişleri Bakanlığının verdiği rakamlara göre yaklaşık 140 binlik bir katılım bence çok düşük. Üstüne üstlük belirttiğiniz gibi içinde bulunduğumuz ekonomik kriz, yüksek enflasyon, düşük ücret döngüsü göz önüne alındığında bu durum daha da vahim.

 Türkiye’deki emek sömürüsü, emek üretkenliği müthiş sorunlu alanlar, biz bir çalışan yoksullar ordusu yaratmış durumdayız ve örgütlenme bu insanların durumlarını, taleplerini karşılayacak durumda değil. Dolayısıyla benim çıkarımlarım daha yapısal, bir takım tarihsel süreklilikleri takip eden çıkarımlar. Türkiye’de sendikacılık çok geleneksel, çok muhafazakar bir yapıda seyrediyor.

 Şöyle bir şey var, esnek çalışma düzeninde sendikalaşma çok mümkün değil. Buna yönelik bir takım yasal kısıtlar var.

 Sonuç itibariyle o kurumsal çerçeve başka biçimlerde formüle edilerek yasal kısıtların önüne geçebilir. Ya da biçim değiştirebilirler. Biçim değiştirmek sendikanın özünden bir şey kaybetmek anlamına gelmez, çünkü önemli olan işlevdir. Bunu doğrudan yapmanın önünde birtakım kısıtlar varsa, kayıt dışı olanı örgütleyemiyorsun, parça başı çalışanı örgütleyemiyorsun, sezonluk çalışanı örgütleyemiyorsun, o zaman onları örgütleyecek modeller geliştireceksin. Örgütlenmek her şeyin anahtarı çünkü.

https://www.evrensel.net/haber/460999/prof-dr-aslihan-aykac-orgutlenmek-her-seyin-anahtari

Almanya’da faşizme karşı zaferin 77. yılında Sovyet bayrağı yasağı

Sovyet Kızıl Ordu’nun Nazi güçlerini alt edişinin 77. yıldönümünün kutlanacağı 9 Mayıs Faşizme Karşı Zafer Günü öncesi Almanya’da ‘Sovyet’ yasağı yürürlüğe konuldu.

Ülkenin başkenti Berlin’de 9 Mayıs nedeniyle yapılacak eylemlerde, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) bayraklarının taşınmasına yasak getirildi.

https://gazetemanifesto.com/2022/almanyada-fasizme-karsi-zaferin-77-yilinda-sovyet-bayragi-yasagi-490631/

About Mehmet Tas

Check Also

ERKEN SEÇİM TEK ALTERNATİF, BAŞKA ALTERNATİF YOK! – Mehmet Taş

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde dipten gelen dalga tsunamiye dönüşerek otoriter rejimin dayandığı zemini ve …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com