Bağımsız yazılımcılar, sermaye sistemine, Sermaye de insanlığa karşı virüs salmıştır.
Devrimci akıl, finansal sisteme bir virüs salarken, kapitalizmin aklı da insanlığın içine bir virüs salmıştır.
Devrimci aklın virüsü, finansal sistemi tehdit ederken sermaye aklın virüsü de insanlığı kırmaktadır.
Devrimci aklın virüsü başta Bitcoin olmak üzere merkeziyetsiz ve sayıları sınırlı olan, kripto paralardır.
Sermaye aklın virüsü ise Covid 19 adıyla insanlığa musallat olmuş yapay bir virüstür.
Ticaret ve tüketimin domine ettiği, ekonomik toplumsal biçim ortadan kalkmakta ve hırsızlığın da sonu gelmektedir.
İnsanlık yeni bir yol ayrımına gelmiştir. Finans çetelerinden sıyrılan yazılımcılar, yeni bir ekonomik model önermektedirler. Bu model Bilgi ekonomisidir. Bu modelin aletleri ise merkeziyetsiz kripto paralar ve merkeziyetsiz ilişki ağlarıdır. Basit bir dille bu model, takas ekonomisidir. Takasta eşi eşine değişim olanaklıdır. Akılsızlık yoksa soygunun koşulları ortadan kalkar. Merkeziyetsiz paraların sayıları ile oynamak olanaklı değildir. O nedenle sağlam paralardır. Şöyle: Her kripto para, taşıdığı değeri, piyasa mutabakatından alır. O gün, piyasa, o para için herhangi bir metaya eş değer bilgisi veriyorsa o para, o meta ile değişime girer. Bu değişim, eşi eşine değişimdir ve arada hırsızlık söz konusu değildir.
Küresel sermayenin ontolojisi, hırsızlık ve gasp üzerine kurulu olduğu için merkeziyetsiz paralarla işleyecek olan ekonominin gelişimine izin vermezler. Ancak bu paralar, bir virüs gibi dünya finans sistemine girmişlerdir. Bu paralardan kurtulmaları mümkün değildir. O nedenle gerilerde kalmış, eski sol fikirlerden yararlanarak, küresel sosyalizm adıyla devam etmek istemektedirler. Küresel sermaye gericidir ve karşı devrimcidir. 1990 da bu sermayenin ardına takılan sol, akıllanmadı ve yine bu sermayenin ardına takılmaktadır. Bizim sol, bilinç problemi yaşıyor. 1990 başında düştüğü yanlışa bir kez daha düşmektedir.
Kapitalizm, gerçekte sömürücü bir toplumsal biçimidir. Sömürü, ekonomik devrelerin tamamının düzgün işlediği modeldir. Bu toplumlarda hukuk vardır. Ancak 1990’lı yıllarda hırsızlık ve gasp üzerine geçilen modelle birlikte hukuk da ortadan kalkmaya başladı. Çavuşesko’yu hatırlayın, BM gözetiminde kurşunlandı. Yugoslavya ayni biçimde tarihe gömüldü. Irak ve Libya ayni şekilde gasp edildi. Bugün soygun ekonomisi de bitmekte ve hukuk tarih olmaktadır. Bu modelin çeteleri, finansal sistem ve devletlerin bürokrasisidir.
Hukukun tarih olması, demokrasi ve serbest seçimlerin de tarih olması demektir. Uzunca bir dönem hengame yaşayacağız. Daha doğrusu, egemenler yeni bir egemenlik tarzı arayışı içindeler. Davos’ta bu çalışmalar yoğunluk kazanmaktadır. Nesnel dünyanın ihtiyaçlarına göre yeni toplumsal biçimler tezahür eder. Toplumsal biçimler, insan iradesinin keyfiyetinde değildir. Kapitalizm burjuva sınıfın tezahürüdür. Ancak buhar makinesi olmasaydı, kapitalizm olamazdı. Sayıları sınırlı olan kripto paralar, yeni bir ekonomik toplumsal biçime aracılık edebilecek dinamizme sahiptir. Ancak soygun çeteleri, merkeziyetsiz paraları aracı ederek soygun yapma olanağından emin değil. Denetimi kendi ellerinde olacak olan kripto paralar hazırlıyorlar. Muhtemelen bu para, IMF’ye ait SDR olacaktır.
Finansal çete, devletleri dize getirmek ve içindeki insanları boşaltmak, yani bir yazılımdan ibaret devlet isterken, devletler de bunu önleyecek hamleler geliştirmek istemektedir. ABD bu tarz devlete onay vermiş ve Biden’ı iktidar yapmıştır. Biden sermayenin dillendirdiği Yeni Yeşil Düzen için pazara 90 trilyon dolar para süreceğini söylemiştir. Bu para ABD devletinin denetiminde piyasaya sürülecek ve ABD diğer devletleri, YYD’e geçiş için hazırlayacaktır. Diğer devletler önemli oranda ABD’ye bağımlı olacaklardır. ABD ilk etapta, diğer devletler kadar, dijital devlete geçmeyecek. Örn. Pentagon tasfiye olmayacak. İlk tasfiye Vatikan’ı vuracak. Bizde de Kürt siyasetini vuracaktır. HDP bu nedenle tartışılıyor.
Yeni Yeşil Düzen bir projedir. Ancak bu proje sahtecidir. 2000 li yılların başında Orta doğuya BOP adıyla demokrasi getireceklerini söylediler. Dünya solunun gözü önünde milyonlarca Irak’lı öldürüldü. Demokrasi diye bir şey görünmedi. Ayni biçimde Arap Baharı ve Turuncu devrimler, dünyanın hiçbir yerine demokrasi getirmemiştir. Bu projeden endişe etmiyorum. Ancak bu proje adıyla sosyalizmin fikir ve kavramları kirletilecektir. Süreçte ekonomiler ve devletler de kırılmalar olacaktır. Bu kırılmalara, insani kırılmalar eşlik edecektir. Sosyalizm ile insani kırılma bir arada olamaz.
Devrim gerçek araçlarla olacaktır ve tarihseldir. Merkeziyetsiz paralar, yıkım araçlarıdır. Dünya finans sistemini tehdit etmekte ve yıkıma sürüklemektedir. Buhar makinesi gibi yıkıcıdır. Devrim araçlarıdır. YYD ise bu paraları görmezden gelerek, devrim umutları yaymaktadır. Bu sahteciliktir. Tarih yeni bir çelişkinin içinden ilerliyor. Bu çelişki, devlet sermaye çelişkisidir. Ancak bu dinamikler, yeni bir tarih yazacak enerjiyi taşımıyor ve bu dinamiklerle birlikte, tarih de finale doğru gitmektedir.
Birinci uygarlığın çöküşü (Roma ve Atina), insanlığı komünizme taşıyamazdı. Üretim güçleri insansız üretime çok uzaktı. Bugünün üretim teknolojileri, tüm dünya üretiminin %90 dan fazlasını yapabilecek kapasitedir. Komünizm için nesnel koşullar uygundur. İnsanlık geçmişteki yanlışları nedeniyle buna hazır değildir. Merkeziyetsiz kriğto paralar, soygun ve gasp çetelerini yıkıma sürüklerken diğer yandan da sermaye yalın değer biçimini alacak ve mülkiyetlerdeki sermaye karakter yok olacaktır. Ancak yıkıma direnen soygun çeteleri, mülkiyetleri tümden ele geçirerek, mülklerdeki sermaye karakteri korumaya alacak yeni öneriler geliştirmektedirler. YYD’e ait özel mülkün kaldırılması ve bireylerin mülkleri kiralama projesi bu amaçla çıkarılmıştır. Kira mülklere can verecektir.
Bugün dünya ekonomik siyasi sitemi çökmektedir. Çöküşten sıyrılmak için kendi elleri ile eskiyi tasfiye etmektedirler. Virüsle başlayan saldırılar, virüs ya da yeni araçlarla devam edecektir. İnsanlığa nefes aldırmayacaklardır. Bu süreç hem soygun çeteleri, hem de kripto para toplulukları için çetrefilli bir süreçtir.
Her zaman olduğu gibi, daha az insani kırılma umuduyla…