Sermayeyi karşısına almayan anti kapitalizm, ayni zamanda anti komünizmdir.
Ucuna komünizmi koymayan hiçbir düzen de gerçek bir anti kapitalizm değildir.
Covid19 ile başlayan dönüşüm süreci, çok daha büyük dönüşümler istemektedir.
Trump’ın gitmesi bir diktatörlüğün sonu değil, farklı bir stratejide kullanılan agresif bir figürün ekarte edilmesidir.
Bu ekarte sürecinde, devrimci özne alet edilmiştir. Devrimci özne, bir diktatörü devirdiğini sanıyor.
Beni en çok tedirgin eden, sermaye tükenmeden, kapitalizmin tasfiye edilmesidir.
Tasfiyenin öncülleri, yeni bir egemenlik, dijital bir kölelik tasarlamaktadır. Bu tasarının dinamiği sermayedir.
Sermaye teorisyenleri, covid 19 önlemleri çerçevesinde, sermayeyi dar alana çekerek, tükenişim önüne geçmektedirler.
Hizmet sektörlerinde ve devlette önemli tasfiyeler yaparak, sermayeyi dinamik tutmaya çalıştılar.
Bugün, sermaye akıl, kapitalizmi tasfiye etmek istiyorsa bunun nedeni, nesnel dünyanın, kendisini yok etme eğiliminde olduğunu bildiği içindir. Kendi sonunu, kendi istediği koşullarda hazırlamaktadır.
Dijital kölecilik, iradi, kapitalizmin tasfiyesi ise nesnel dayatmalardır. ABD’nin kapitalizmi tasfiye eden yani stratejisinin arka planında dijital kölecilik yattığı için bu strateji, karşı devrimci dönüşümler içeren bir stratejidir.
2019, ocak ayının son günü, nesnel eğilimin, kapitalizme yardım etmeyeceğinin itirafıdır. O tarihten bu yana çağın devrimci olduğunu iddia etmekteyim. Ancak 30 yıl öncesinde, geriye düşmüş komünist perspektif, bugün, bu tarihsel değişimi fark edemezdi.
Devrimci ilerleyişi, şimdilik komünist çıkışlarda değil de sermaye devlet hareketlerinin yanlışlarında görebiliriz.
Kapitalizmin bir an önce tasfiye edilmemesi, sermaye devlet hareketinin kendi yanlışıdır. Kapitalizm ne denli geç tasfiye edilirse sermaye o denli çok eriyecek ve yeni bir kölecilik sistemini kurma gücü de o denli azalacaktır. (mesele zaman çalmak)
Sermaye devlet çekişmesinde devletlerin baskın durumunu, sivil toplum egemenliğinin bir yanlışıdır. Sivil toplum, denilince aklınıza IMF, DSÖ ve BM gibi küresel ölçekte sermaye ve devlet uzlaşı içeren güç odaklarıdır. Bu örgütler, insanlık adına çok tehlikelidir. İşlemekte zorlanan egemenlik tarzına yeni bir biçim aramaktadırlar.
Trump’mı, Biden’mı diye sorulsa Trump derim. Zira Trump sivil toplum karşıtıdır. Sivil toplum, karşı devrimcidir. İtirazlar gelebilir. Ancak itirazlar, gerçeğin inkârına kılavuzluk edemez. Meslek odaları, kapitalist toplumsal biçime aittir. Bugün bu odalar saldırıya maruz kalmaktadır. Bu saldırı, sivil toplum saldırısıdır. Barolar, mühendis odaları ve tabipler odası tasfiye edilecektir. Bizim Türkiye sosyalistleri farkında olmadan sivil toplum karşıtı olmuş ve meslek odalarını savunmuşlardır. Bahçeli, tasfiyeye bir gerekçe bulamadığı için doktorlar Marksist dedi. Eskiye ait tüm yapıların tasfiye edilmemesi bizler için hayırlıdır.
Sivil toplum, en büyük engeli, Trump’ı sepetledi. Ancak ABD, bu sürece direnir mi bilmiyoruz. Direniş olması hayırlıdır. Zira direniş sivil toplum için hem zaman kaybı, hem de kendi ilerleyişlerine ayak bağı olacaktır.
Gelelim Yeni Yeşil Düzen fikrine, bu fikir komünistler tarafından oldum olası desteklenen bir fikirdir. Ancak bu fikir ABD demokratlarının eliyle geliyorsa kuşkulanırız. Zira yeşil örtünün altında dijital köleci bir düzen var.
Bu düzenin aleti Modern Para Teorisidir. Bu teori, karşılıksız basılacak paraların devlet tasarrufu altına geçmesi ve paraların borsadaki şirketlerin hisselerine değil de doğrudan piyasaya akıtılmasıdır. Pazara akan para devlete vergi toplayacaktır. O nedenle devlet paranın kontrolünü kendi elinde olsun istiyor.
ABD borcu, GSMH’dan fazladır. Dolayısıyla basılacak olan para karşılıksızıdır. Karşılıksız paralarla yeni bir düzen kurmaya çalışacaklar. Bu siyasetin öncüleri eski düzenin tasfiyesi yeni düzenin kurulumu için on yıl içinde tahmini 90 trilyon dolar para basılması gerektiğini söylemektedirler. Yani her yıl yaklaşık 10 trilyon dolar gibi para basılacak. Olur, basılabilir. Elektronik ortamda bir tuşa basılması ile on değil, yüzlerce trilyon dolar basabilir. Ancak dediğim gibi bu basılan paralar karşılıksızıdır. Tüketicilere para dağıtarak, üretimin teşvik edilmesi bir ekonomi politiktir. Ancak bu devletlerin tasfiyesini erteleyeceği için yine de sermaye erimesinin önüne geçilemez. Devlet asalak, dev şirketler asalak ve toplum asalak burada ekonomi olamaz. Zaten mesele ekonomik düzen değil, mesele yeni bir kölecilik düzenine geçiş için köprü kurmaktır.
Para basımı teknik bir harekettir. Para gerçekte bir karşılığa eş değer olarak üretilir. Sorun ise felsefi, yani temeldir. Bozulmuş ekonomik toplumsal biçimler, teknik hareketlerle kurtulamaz. Temel değişim şart.
Temel değişim, devlet sermaye uzlaşısı ile gerçekleşecekse bunun adı dijital köleciliktir. Bilimle olacak ise o da para üzerinden işleyen yapılar ve devletlerin tasfiye edilmesi ve tedricen yeni özgür topluma geçiştir.
Sermayenin stratejisi Büyük Reset, yani dijital köleciliktir. Devletler, bu stratejiye çok yakın durmuyor. Sermaye teorisyenleri, 2021 Ocak ayında dünya üzerinde ağırlığı olan devletlerin temsilcilerine sunum yapacaklar.
Mesele ekonomik toplumsal biçimden özgür insan toplumuna geçiştir. Ekonomik toplum, insanın çok büyük bir yanlışıdır. Daha doğrusu insanın sapmasıdır. Komünal toplumun dağılması, ekonomi para ve faizle başlar. Bu saydığım mefhumlar, insanın birbirleri üzerinde tahakkümünü ve sınıfları meşru kılar.
Sermaye devlet stratejilerine müdahil olamıyoruz ya da çorbaya tuz atamıyoruz. Yine de o stratejilere umutla bakıyoruz. Oysa o stratejiler sivil toplumun ocağında hazırlanmaktadır ve ST karşı devrimcidir.
Dünya üzerindeki bütün kötülüklerin kaynağı, sermayedir. Sermayeden gelen teoriler, insanı yanlışa sevk edecektir. Önlerinde Büyük Reset projesi durmaktadır. Bu sermayenin altın vuruşudur. Bu altın vuruş, kendisini de ölüme götürecek ama insanlığı yüzlerce belki de binlerce yıl geriye götürecek ve yeni tarz bir köleciliğin de doğuşu olacaktır.
Komünizmin nesnel zemini kapitalizmdir. Bugün kapitalizm çökerken, antikapitalizm adıyla bu nesnel zemin, ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır. Nesnel zemin kalktığında komünizmde yeniden uzaklaşacaktır.