KİROV OLAYI
Stalin amaçlarını gerçekleştirmek için önce partiyi ele geçirmek zorundaydı. Partide egemenlik kurma sürecinde terör yapmaktan çekinmedi.
Stalin’e karşı parti içi tepkinin doruk noktası Kirov olayı oldu:
1934’te toplanan 17.parti kongresinde Stalin’e karşı olan tepki açığa çıktı. Bir umut olarak, Stalin’e karşı Kirov destekleniyordu. Kirov Stalin’den daha fazla oy aldı ve Leningrad Parti Sekreterliği’ne, Politbüro’ya, Orgbüro’ya, Sekreterya’nın asıl üyeliğine seçildi. Kirov buna rağmen, Stalin’in yerine geçmeyi düşünmüyordu.
”Ancak bugün şu kesinlikle biliniyor: 1934 Ocağında yapılan XVII. Parti Kongresinde Stalin’den kurtulma çabasına girişildi, ama genel sekreterlik seçimi için yapılan oylamanın sonuçları tahrif edildi. Bazıları Stalin’in yerine Kirov’un seçilmesini istiyordu. Oyların çoğu ona verilmişti. Mikoyan, Kirov’un o zaman Stalin’i görmeye gittiğinden söz eder. Kirov, Stalin’e olayları aktardı, onun, yani Stalin’in, Kongre delegeleri tarafından neden eleştirildiğini açıkladı ve delegelere yalnızca Stalin’in Partiyi yönetebileceğini söyleyerek, genel sekreter olmayı reddettiğini bildirdi. Stalin o zaman ona ’Bunu hiç unutmayacağım!’ yanıtını verdi. Olumlu anlamda elbette. Ve bir süre sonra Kirov ortadan yok oldu.” (Aleksandr Yakovlev, Sovyetler Birliği’nde ne yapmak istiyoruz? s.36.)
1926-1966 arasında MK ve Politbüro üyeliği yapan, Stalin’i uzun süre savunmuş, ancak Stalin öldükten sonra ”aklı başına gelmiş” Mikoyan 17.kongreyi şöyle anlatıyor:
”Kirov 1934 kışında yapılan 17. Parti Kongresindeki MK seçimlerinde delegelerden en fazla oyu aldı ve bir grup delege ona Genel Sekreterlik görevini önerdi, Kirov öneriyi reddetti ve böylece sadakat ve ilkelere bağlılığını ispatladı. Kirov her şeyi Stalin’e bildirdi ve dolayısıyla yalnızca kongreye ve de doğal olarak kendisine karşı düşmanlık ve intikam duyguları uyandırdı.
Bunu ben ilk kez yirmi yıl sonra öğrendim. Stalin’in ölümünden sonra eski Bolşeviklerden A.V.Snegov ve O.G.Şatunovskaya sürgünden geri döndüler. İlkini 20’li yıllarda, Olga’yı ise 1918 yılında Bakü’de Stefan Şaumyan’ın sekreteri iken tanıdım. Onları Hruşçov da tanıyordu. Hruşçov ve bana, bizlere yeterince bilinmeyen, aklımıza bile getiremeyeceğimiz şeyleri anlattılar.
Olga Şatunovskaya Parti Merkez Kontrol Komisyonunda çalışmaya başladı. 17.Kongre’de Kirov yalnızca üç karşı oy alırken, Stalin’e karşı oyların bundan yaklaşık yüz kat daha fazla olduğunu Kirov cinayetinin soruşturması sırasında PMKK belgeleriyle saptadı. Onların anlattığına göre, seçim komisyonu başkanı ve kongre prezidyumunda bu işlerden sorumlu olan Kaganoviç bu durumu gizlice Stalin’e bildirmiş o da yalnızca üç karşı oyun ortada bırakılmasını talep etmiş.
Oyların sayımı onüç ayrı komisyonda yapılmıştı. Bu komisyonlardan birinin üyesi, rahiplik seminerleri zamanından arkadaşım N.Andreasyan’dı. Bana söylediğine göre, yalnızca onun komisyonunda Stalin’e karşı yirmiyedi oy sayılmıştı. Seçim komisyonunun bir üyesi de Vergoviç’ti ve bir mucize eseri on sekiz yıllık hapisten sağ çıkabilmişti.
Böylece anlaşıldı ki, Stalin’in gözünde Kirov bir rakipti ve parti içinde ve partinin önde gelen kadroları arasında, bütün muhalefet gruplarının yenilgisinden sonra da Stalin’e karşı olan hoşnutsuzluk büyüyordu.”
(Anastas Mikoyan, aktaran Tarık Demirkan, Devrim devrim diye diye, s.41-42.)
Stalin kendisine karşı yapılan hiçbir şeyi affedemezdi. Kirov 1 Aralık 1934’te garip biçimde öldürüldü. Lev Sedov bu olayı Stalin’in tezgâhladığı görüşündedir. Böyle olsa da, olmasa da, sonuçta kendi yerine uygun görülen bir rakip ortadan kalkmış oluyordu; ayrıca terörü tırmandırıp diğer muhalifleri yok etmek için de bir neden bulunmuş oluyordu.
Mehmet İnanç Turan/Yıkıntının Tarihi ve Teorisi/Özgür Üniversite Yayınları/2011