Son Ermeni!
Televizyoncusu sunumuna “30 yıl önce bu yollardan Azerbaycan Türkleri geçti, öyle arabayla falan değil, yalın ayak, karların altında” diyerek başlıyor! İnsanın kanını donduran olumlama ile… Her bir trajediyi ötekine bağlamak lanet bir döngünün devamlılığına hizmet ediyor.
Ermeniler Karabağ’dan sökülüyor. Köklerinden. Tüm dünyanın gözleri önünde. Araba, kamyon ve traktör sırtlarında Ermenistan’a geçenlerin sayısı 100 bini aştı. Ermeni nüfusu tahminen 120 bindi. Bu gidişle geriye biçareler, “Beni burada gömün” diyenler ve kimi (insani-tıbbi-idari) görevliler kalacak. Durum tersine çevrilmezse müzelik bir varlığa dönüşecekler.
Fehim Taştekin, Duvar, 2 Ekim 2023
Sezgin Tanrıkulu hakkındaki fezleke Meclis’e ulaştı
Dün açılışı yapılan TBMM’ye bugün fezlekeler ulaştı. 8 milletvekili için hazırlanan fezlekeler arasında CHP’li Sezgin Tanrıkulu da yer alıyor.
Meclis’e verilen fezlekelerde CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Yeşil Sol Parti Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Van Milletvekili Pervin Buldan ve Muş Milletvekili Sezai Temelli, Demokrat Parti İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt, MHP İstanbul Milletvekili İsmail Faruk Aksu ve MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak’ın dosyaları bulunuyor.
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri, Meclis Başkanlığınca Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona havale edildi.
Duvar, 02 Ekim 2023
Kanun Hükmü-Kayyım hükmü-Saray zulmü
Yeni Yaşam’daki yazılarıma bir süreliğine ara vermiştim. Yazmayalı siyaset alanında çok şey oldu ama esasen hiçbir şey değişmedi. Seçim sonucuna göre bir şeylerin değişeceğini düşünmek güzel olsa da, toplumsal örgütlenmenin gerilediği zamanlarda devlet baskısının artacağını ve kestirme kurtuluş yollarının olmayacağını içten içe hepimiz düşünüyorduk. Saray Rejimi’nin karabasan gibi toplumun üzerine çökmesinden bunalanlara “seçimle gitmeme olasılıkları yüksek” demek büyük cesaret istiyordu. Umutsuzluk yaratmadan dilim döndüğünce bu gerçeği söylemeye çalıştım. Seçim sonrası sistem muhalefetinin Siyam ikizleri (Saray ikizleri de denilebilir) kadar Saray’la yekvücut olma durumunun belirginleşmesi “bizleri kurtaracak kendi kollarımızdır” gerçeğini bir kez daha yüzümüze vurdu.
Veli Saçılık, Yeni Yaşam, 2 Ekim 2023
“Kültürel İktidar” meselesi
Tarikatlar eliyle tırmandırılan gerginliğin iktidara yarayacağını söylemek zor. Çünkü gerginliğin iktidar partisine yarayabilmesi için iktidarın süreklilik hedefine öyle ya da böyle her aracı kullanarak ulaşması gerekiyor.
Bu yazının konusu, hızlı bir değişim gösteren politik koşulların ne yönde gelişebileceğine ilişkin “kehanetler”le ilgili ipuçlarını değerlendirmeye çalışmak; iktidarın güçten düşse de hız kesmeyen tırmanışının ifadesi olan “kültürel iktidar olamadık” yakınışının gerçekliğini tartışmak.
“Kültürel iktidar olamadık” sözü yandaş kültür âlemini harekete geçirme, tahrik etme amacıyla gündeme getirilmişti. Her şeyden önce “kültür-kültürel” kavramlarıyla iktidarın sözünü ettiği “kültür-kültürel” kavramlarının farklı olduğuna da dikkat çekerek başlamakta yarar var…
Güray Öz, Birgün, 01 Ekim 2023
Bir hapishane mektubu ve AB’nin yolu nereden geçer?
Ne var ki bizler, durumun AP raporunda belirtildiğinden çok daha vahim olduğunu, binlerce hak ihlalinin, hukuksuzluğun, keyfiliğin, yasakların, baskıların, şiddetin kurbanları olarak kendi deneyimlerimizle içerden biliyoruz
1999’da, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz, “AB’nin yolu Diyarbakır’dan geçer” demiş, Devlet Bahçeli’den, “Biz o Diyarbakır’dan geçen yolu Ankara’da kesmesini biliriz” cevabını almıştı. 2022’de, seçim çalışmaları için gittiği Diyarbakır’da Kılıçdaroğlu aynı sözü tekrarladı.
Avrupa Birliği’ne katılma tartışmalarının yaşandığı veya Kürt seçmenden oy alma gereği doğduğu dönemlerde Demirel’den Özal’a, Tansu Çiller’den Erdoğan’a, liderlerden aynı mealde sözler duyarız. Sonra ne olursa olur, yolu şaşırırlar ya da Bahçeli’nin açık ettiği gibi yol Ankara’da iyi saatte olsunlar tarafından kesilir.
Oya Baydar, T24, 20 Eylül 2023
Kuru Otlar Üstüne
Buradan son derece ilginç, ayrıksı, belki bazılarınca provakatif olarak nitelendirilebilecek bir başka film çıkardı ama izlediğimiz film “o film” değil.
Nuri Bilge Ceylan’ın dün (Cuma) vizyona giren yeni filmi Kuru Otlar Üstüne çeyrek yüzyılı aşan kariyerinde sinemamıza çok sayıda başyapıt kazandırmış olan yönetmenin son yıllarda bende hayal kırıklığı yaratan yegâne filmi oldu. Ceylan Kuru Otlar Üstüne’de bir önceki filmi Ahlat Ağacı’ndan (*) farklı, hatta zıt bir yönelime girerek külliyen “karanlık” bir film ortaya çıkarmış ki bu, prensip olarak meşru bir tercih olabilir ama sorun, öykünün matematiğinin tutarlı biçimde kurulamamış, son derece kötücül davranışlar sergileyen baş karakterin sunumunun da anlatının bağlandığı nokta açısından yetkin bir sinemasal anlatımla perdeye getirilmemiş olması. Bundan kastım kuşkusuz görüntü yönetimi, oyuncu yönetimi vb. ya da diyaloglar değil; bu ve benzer minvallerde Ceylan kendinden beklendiği üzere büyük ustalık sergiliyor. Ancak aşağıda açımlamaya girişeceğim noktayı baştan kaydedecek olursam finalde anlatının -mükemmel bir görselliğe eşlik ediyor olsa da- bir iç ses monoloğuyla bağlanması ve de üstelik bunun da film boyunca neredeyse baştan sona izlediğimiz kötücül davranışlarla doku uyuşmazlığı taşıyan bir ton ve içerikte olması filmi tutarsız, iki arada bir derede kalmış halde bırakıyor.
Kaya Özkaracalar, İleri, 30 Eylül 2023