GÜNDEMDEN BİR DEMET (1)- Admin

Engels’in Bilinmeyen beş özelliği

  1. Sanata karşı derin bir ilgisi vardı

Engels gençliğinde bir dansçıydı, şarkı söylemeği öğrendi, gezgindi ve hatta yasak siyasi kitaplar ithal etti. Edebiyata ilgisi çok fazlaydı. Çocukluğundan beri, adaletsizlikleri kınayan şiirlerden, yozlaşmış oligarşinin yenildiğini anlatan çocuk operasına kadar tutkuyla eserler yazdı.

  1. Büyük aşkı ona Proletarya hakkında araştırmalar yapmaya yöneltti

Engels, Manchester’da ilk büyük aşkıyla tanıştı: Mary Burns, proleter ve hatta göçmen yaşamını ona gösterdi (İrlandalı proleterler ve göçmen kızıydı).

Burns, genç Alman tarafından çok az bilinen o dünyanın yerlisi olan İrlandalı İngiliz soyundan geliyordu, öğrenmek istediği o dünyanın kapılarını ona açan kişiydi.

  1. Kendi portresini çizdi

En tanınmış portrelerinden biri kendi çizdiği portresiydi. Ayrıca, işçi fabrikalarında hakları için mücadele eden işçilerin tablolarını çizdi.

  1. Özofagus kanserinden öldü

Friedrich Engels, 5 Ağustos 1895’te özofagus kanserinden öldü. O gün hastalığın bıraktığı fiziksel bozulma nedeniyle kalbi durdu.

  1. Birinci Enternasyonalin Sekreterliğini Yaptı

Avrupa ülkelerindeki devrimcileri birleştiren Birinci Enternasyonal’in sekreteri seçildi. Bu yüzden Marksizm’e karşı olanlarla çatışmalar yaşadı. Anarşist Mihail Bakunin, liberter fikirlerini ve Enternasyonal’i yalnızca ulusal örgütlerin bir koordinasyonu olarak algılamasını reddederek onunla sert polemiklere girdi.

Telesur 5 Ağustos 2023

Yerel demokrasi konferansı

Siyasal iktidar sessiz bir toplum yaratmayı başarırsa, o zaman rejim tam bir tiranlığa dönüşür, toplum üzerinde mutlak bir kontrol sağlanır, otoriterlikten totaliterliğe geçilir

Seçim sonrası Türkiye’sinde iktidarın senaryosu açık. “Büyük Türkiye” ya da “Yeni Türkiye” projesinin uygulanması hız kazanacak. Bu proje Sünni İslam kimlik yaratılmasına ve topluma bunu kabul ettirmeye dayanıyor. Seçimler gösterdi ki milliyetçilik, ulusun bekası söylemleriyle beslenen kimlik siyaseti halkın büyük bir kesiminin ekonomik sıkıntılarının önüne geçiyor. Bunu sağlamak için farklı kimliklerin bir arada yaşamasını değil, düşmanlaştırılmasını öngören bir politik dil kullanılıyor. Vatanının, ulusun bekasının tehlikede olduğu hakikat ötesi söylemlerle topluma pompalanıyor. Bu yoldan vatansever, sorumlu yurttaşların yoksulluğa, işsizliğe, eşitsizliklere, doğal felaketlere şikâyet etmeden katlanması isteniyor.

Katılımcı demokrasi aynı zamanda bir yönetim biçimidir. Halka en yakın yönetim biçimidir. Yerelde, halk kendi gereksinimlerini, kendi önceliklerini kendi kurduğu halk meclisleri, mahalle meclisleri gibi organlarda müzakere ederek saptar, uygular ve denetler.

Geleneksel olarak merkeziyetçi yönetimlere ve merkeziyetçi düşünce yapısına sahip olan Türkiye için katılımcı demokrasi yeni ve reformcu bir kavram. Türkiye’de en ademi merkeziyetçi anayasa 1921 Anayasası’dır. 1921 Anayasası, vilayet halkı tarafından seçilen Vilayet Şuraları’nın kurulmasını ve vakıflar, eğitim, sağlık, iktisat, tarım, bayındırlık ve sosyal güvenlik işlerinin vilayet şuralarına bırakılmasını öngörür. Ama sonraki anayasalar bu yaklaşımı sürdüremedi. Yerel yönetimler üzerinde merkezin vesayetini kurdu. 1960’lardan sonra bazı reformlar yapılsa bile, reformlara egemen olan anlayış, demokratikleşme değil, hizmette etkinlikti.

Rıza Türmen, T24, 7 Temmuz 2023

https://t24.com.tr/yazarlar/riza-turmen/yerel-demokrasi-konferansi,40695

Komprador Cengiz: Pisliği bize, katma değeri İngiliz’e

Cengiz sadece iktidarla ilişkisi içinde ‘yandaş’ bir sınıf olarak değil, yeni sömürgecilik ilişkileri içinde bir tür ‘komprador sermayedar’ olarak da büyüyor. Nitekim özelleştirmeyle elde ettiği bakır rezervlerinin Londra piyasasına uzanan hattı izlenirse, orman talanından başlayıp teknolojiye dayalı küresel rekabetin ihtiyaçlarına uzan bir yol çıkıyor karşımıza.

Mehmet Cengiz kimdir? 5’li çetenin üyesidir. Dünyada rekor kamu ihalesi almış ikinci kişidir. Ağzı bozuk bir tüccardır. AKP’nin yandaşı, havuz medyasının baş müteahhididir. Servetini off-shore hesaplara istiflemiş, Londra’da lüks mülkler edinmiş bir milli oligarktır.

Ama Mehmet Cengiz aynı zamanda, AKP iktidarında İngiliz kapitalizminin ‘yeşil dönüşüm’ projesinin kilit unsurlarından birisi haline gelmiş, küresel pazardaki teknolojiye dayalı rekabetin ihtiyaçlarına yanıt verecek tedarik zinciri kurmuş bir sermayedardır da.

Bahadır Özgür, 08 Ağustos, 2023  

https://www.gazeteduvar.com.tr/komprador-cengiz-pisligi-bize-katma-degeri-ingilize-makale-1631816

Yok olan ormanların faili belli!

Ülkemiz 16 gündür tam bir doğa katliamıyla karşı karşıya…

Limak ve  IC Holding’in ortaklığındaki Termik Santralin ihtiyacı olduğu gerekçesiyle, Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy “Akbelen Ormanındaki” ağaçlar yaşına bakılmaksızın kesiliyor… Amaç kömür havzasını genişletmek…

Sadece 50/60 yaşındaki ağaçlar kesilmiyor, orman içindeki doğal yaşam da kökünden yok ediliyor…

İkizköylüler başta olmak üzere Milas ve Bodrum’un çeşitli yörelerinden gelen köylüler  ve yurttaşlar günlerdir, ağaçların kesimini durdurmak, Orman ve doğal hayata sahip çıkmak için ağaçlara sarılıyor, dozerlerin önüne yatıyor, güvenlik güçlerinin bu sıcakta attıkları gazların altında mücadele ediyorlar…

Fikri Sağlar, Birgün, Ağustos 2023

https://www.birgun.net/makale/yok-olan-ormanlarin-faili-belli-459181

Değişim tartışmalarına katkı

Bir kez daha şunu vurgulamak gerekir; sadece bir genel başkan değişimi CHP’yi bir yere taşımaz. Partinin ciddi bir kadro hareketine ihtiyacı var. CHP’nin en temel zaaflarından biri güçlü bir kadro kuramamasıdır.

Son zamanlarda Cumhuriyet Halk Partisi’nde herkes değişim, dönüşüm vb. kavramlarla yeni bir süreci tanımlıyor.

Önce şu tespiti yapalım; CHP bir devrim partisidir. Devrim partilerinde değişim de, dönüşüm de, Atatürk’ün ifadesiyle “daimi devrim” kaçınılmazdır. Bu kavramların hepsi belli bir doğrultuyu ifade ediyor. O da kaçınılmaz olarak partide köklü bir yenileşmenin gerekliliğidir. Yenileşme kavramını bilerek kullanıyorum. Çünkü değişimin aktörleri, ötelenemez ve ertelenemez bir yeni modeli halkımızın önüne koymak durumunda.

Çünkü bugün ki CHP belli bir alanda sıkışıp kalmıştır. Hem ideolojik olarak, hem örgütsel olarak hem de siyaset yapma biçimi olarak.

Dolayısıyla devrim geleneğini sürdürüp, köklü bir yenileşmeyi sağlamak zorunlu bir ilke durumuna gelmiştir.

Sovyetler’in dağılışı ve ondan önce başlayan sol, sosyal demokrat partilerin ideolojik krizi devam ediyor. İnanılmaz bir sağcılaşma süreci yaşandı. Özellikle Avrupa’da yükselen ırkçılık sosyal demokrasiyi tümüyle içeriksizleştirdi. Sosyalist partiler eridi ve neoliberal saldırı karşısında ezilen sınıfları ve kimlikleri sol partiler koruyamadı. CHP’de Sayın Baykal ile başlayan Sayın Kılıçdaroğlu ile devam eden iyi niyetli, partiyi büyütme girişimleri ciddi bir ideolojik travma yarattı. Biz de sağdan da öte muhafazakâr siyaset alanı genişledi ve buna cevap verecek yeni bir ideolojik pozisyon ve ilke üretilmedi.

Ali Haydar Fırat, Politikyol, Ağustos 7, 2023

https://www.politikyol.com/degisim-tartismalarina-katki/

“Değişim Manifestosu” beklerken…

CHP, yerel seçimlere kendi içinde barındırdığı “değişim” dinamizmini, Kurultayda bir yarış olsa da olmasa da adını “yenileşme” olarak adlandırsa da somut bir biçimde seçmene göstermek zorunda.

CHP’de seçim sonrası başlayan değişim tartışmaları, eğer değerlendirilebilirse içinde birçok fırsatı da barındırıyor. Süreç kamuoyunda, fırsatları değerlendirmekten çok, partinin kendi içindeki sonuçsuz tartışmalara yöneldiği izlenimi yaratsa da bu şans var.

Özellikle partiye yönelik yerleşik ön yargıları sarsacak ve tam da yeni bir seçim arifesinde yeniden partiye, partiye gönül vermiş kitlelere heyecan verecek, birikmiş öfke ve yılgınlığa rağmen bir çıkış yapma fırsatı da var:

Gerçekten bir değişim manifestosu ile ortaya çıkmak…

Gerçekten partinin, kadrolarıyla, programıyla, tüzüğüyle yenileşeceğini somut olarak göstermek…

Gerçekten CHP’nin Türkiye için yeniden umut olabileceğini cesur bir biçimde kişileri değil, milleti ve ülkeyi öne koyan, katılım süreçlerini, gerçek bir parti içi demokrasi örneğiyle, partinin doğal paydaşlarına açan bir programla ortaya koymak…

Sadece Kurultay değil, farklı iddia ve programla ortaya çıkan yeni adayların “değişim” talepleri de bunları tartışmak, yeni görüşleri, programları tüm üyelere, seçmene yönelik tartışma platformlarında gündeme getirmek de.

Suat Özçelebi, Politikyol, Suat Özçelebi, Ağustos 7, 2023

https://www.politikyol.com/degisim-manifestosu-beklerken/

Kobane davası; Gerçeklerin ortaya çıkmasını başından beri iktidar engelliyor

Kobane davasında savunma yapan siyasetçiler, ölümlerin aydınlatılması için verilen önergelerin iktidar tarafından reddedildiğini hatırlattı.

Kobane davasında savunma yapan siyasetçiler, “Öldürülenlerin katillerinin bulunmasına dair HDP’nin verdiği en az 14 önerge AKP ve MHP tarafından reddedildi. Bu yeterince bir şey anlatmıyor mu” diye sordu.

IŞİD’in Kobane’ye yönelik saldırısı sonrasında pek çok kentte 6-8 Ekim 2014 yaşanan protestolar nedeniyle HDP’nin eski eş genel başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 siyasetçinin yargılandığı Kobane davasının 28’inci periyod duruşmasının ikinci oturumu, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülüyor.

Sincan Cezaevi Kampüsü’nde tutuklu bulunan siyasetçiler ile avukatlarının hazır bulunduğu duruşmaya, Kocaeli 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Figen Yüksekdağ, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

“IŞİD NEDEN BU DOSYADA YOK?”

Duruşmada ilk olarak tutuksuz yargılanan Bircan Yorulmaz söz aldı. Duruşmaların kesintisiz bir şekilde sürmesinin kendilerini ve avukatlarını mağdur ettiğini, gelinen aşamada kendileri için bunun bir “eziyet” olmaya başladığını dile getiren Yorulmaz, suçlamalara değindi.

Suçlamalara dair bir illiyet bağı kurulmamış olmasına rağmen uzun süre tutuklu kaldığını paylaşan Yorulmaz, “Bu ne hukuken ne de ahlaken doğru. Dosyamızın savcısı da iddianameyi hazırlayan savcı gibi ısrarlı görünüyor. Bu dosyada bahsedeceksek en başta IŞİD’ten söz etmek gerekiyor. İddianamede IŞİD’ten söz edilmiyor. Bunun bilinçli olarak yapıldığını biliyoruz. IŞİD’in Türkiye ve dünya çapında yaptıklarına değinmek istiyorum. Birçok katliam yapmıştır. Bizlerin de görevi IŞİD’e karşı mazlumun yanında olmaktır” dedi.

Evrensel, 8 Ağustos 2023

https://www.evrensel.net/haber/496547/kobane-davasi-gerceklerin-ortaya-cikmasini-basindan-beri-iktidar-engelliyor

  1. FilmAmed Belgesel Film Festivali’nde 30’a yakın film gösterilecek

OSAD’ın düzenleyeceği 8’inci FilmAmed Festivali’ne ilişkin konuşan Yönetmen Lisa Çalan, festivalin şehrin hafızasını oluşturduğunu belirterek, yapılan başvurular içerisinden 30’a yakın eseri izleyiciler ile buluşturacaklarını paylaştı

Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği (OSAD) tarafından 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek olan 8’inci FilmAmed Belgesel Film Festivali için 3 Temmuz’da başlayan başvurular 31 Temmuz’da sona erdi. 2020 ve sonrası yapımların başvurduğu festivalin ilki 2011 yılında düzenlendi. Son olarak 2019 yılında gerçekleştirilen festivale, pandemi nedeniyle ara verildi ve şimdi 8’incisi düzenlenecek olan festival ile yine çok sayıda belgesel filme ve yönetmene ev sahipliği yapılacak.

Festivale dair JinNews’e konuşan OSAD Üyesi Yöntemen Lisa Çalan, festivalin dil, kültür, kadın özgürlüğü içerikli olacağını belirtti.

Yeni Yaşam, 8 Ağustos 2023 Salı

https://yeniyasamgazetesi5.com/8-filmamed-belgesel-film-festivalinde-30a-yakin-film-gosterilecek/

About Mehmet Tas

Check Also

GÜNDEMDEN BİR DEMET (6)- Admin

İnsanların arasında da yalnızdır insan Bu saatten sonra Tanrıkulu’nun kılına zarar gelse, sorumlusu devlettir. Bu …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com