BİZ KÜBALIYIZ, KÜBA HEPİMİZİN (2)-M. Taş

11 Temmuz’da Küba sokaklarında boy gösteren protestoların kısa vâdede bir halk ayaklanmasına dönüşme potansiyeli taşıdığı tahmin edilmişti ama öyle olmadı. Küba yönetimi kısa zamanda olayları bastırdı. Bir ölü, sayısız yaralı ve beş yüze yakın gözaltı ve tutuklamadan sonra sokaklarda sessizlik egemen oldu.

Miami’de kendilerini Küba’nın temsilcisi ilân eden yaygaracılar gelişmeleri anlamadılar, farklı bir beklenti içindeydiler. Eğer protestolar adanın her yerine kitlesel olarak yayılabilseydi ve Kolombiya polisinin yaptığı gibi Küba polisi 74 kişinin ölümüne neden olsaydı, silâhlı bir Amerikan müdahalesini tahrik edeceklerdi. Aslında, Küba’daki polis baskısı, Paris’te sarı yeleklilere karşı Fransız polisinin uyguladığından çok daha yumuşaktı.

ABD’nin algı yaratma çabalarına rağmen Küba anayasası barışçıl gösterilere izin veriyor ancak bunun pratikte nasıl uygulanacağı konusunda yazılı bir mevzuat yok. Olaylardan hemen sonra, yetkililerin barışçıl gösterilerin kurallarını belirlemesi ve şiddete karışmamış tutukluları serbest bırakması gerilimi daha da düşürür. Daha fazla geç kalınmadan ülkede demokratik açılım gerçekleştirilmeli, böylelikle muhalif grupların sanki ciddi bir tehditmiş gibi gösterilmesinin önü kesilmeli.

Bu ve bundan önceki gösterilerde olduğu gibi kamu malına, polis kuvvetlerine ve halka karşı, şiddet içeren protestolar, altmış yıldan fazla bir süredir devam eden ekonomik, ticari ve mali abluka dışında yorumlanamaz. ABD ablukası iç isyanı tetiklemeyi hedefliyor.

Aslında demokratik değişimi istemeyen Küba değil ABD’dir. Ablukayı bu şekilde devam ettirerek ABD askeri müdahaleye zemin hazırlamayı amaçlıyor. ABD yönetimi, ekonomik yıkımı arttırarak Küba rejimini içeriden çökertmeyi deniyor.

Pandeminin ortasında, abluka kısa süre önce İsviçre’nin Küba’daki hastanelere solunum cihazı gönderilmesini engelledi.

Salgını siyasi bir araç haline getirerek sonuçlarını insanlara ödetmek insanlık dışıdır. Bu acımasız bir ablukadır ve bu abluka her yıl Birleşmiş Milletler genel kurulunda kınandı. ABD Başkanı Joe Biden, Küba hükümetinin halkın sesini dinlemesini talep ediyor, ancak ablukanın kaldırılmasını talep eden 187 ülkenin oyunu görmezden geliyor.

Abluka var ve bu ekonomik kuşatma yoğunlaştırıldı. Karşı-devrimci bir kampanya yürütülüyor. Küba halkının yanında olduğunu iddia eden Noam Chomsky ve beş yüze yakın aydın ve politikacı soykırımcı emperyalizm oyununu oynamak istemiyorlarsa, herhalde ablukanın sona ermesini açıkça talep etmelidirler.

“Küba toplumunda var olan düşünce özgürlüğünü seçimlerde yarışan siyasi partilere dönüştürmek, çoğulculuğu yasallaştırmak abluka devam ettiği sürece çok zayıf bir ihtimal.  ABD, insan haklarını ihlâl eden politikasına son vermeli.” Ablukanın, ekonomik kuşatmanın yıkıcı işlevini yerine getirdiği koşullarda Küba yönetimi istikrarsızlığı sızdıran kapıları açma riskini herhalde göze alamaz.

Her zaman olduğu gibi, ilericiler Kübalıların kendi kaderlerini belirleme hakkını savunmalıdır. “Küba egemen bir ülkedir ve hiçbir güç içişlerine karışmamalıdır. Demokrasi adına insan haklarını çiğneyen, savaşları tezgâhlayan, darbe komploları ve diktatörlüklerin desteklenmesini aralıksız sürdüren ABD yönetiminin bu konuda söyleyecek ne gibi inandırıcı ve anlamlı bir sözü olabilir?”

Ekonomik ve politik modeline karar vermek için Küba’nın egemenliğinin tartışılmaz bir şekilde savunulması ilkesinden yola çıkarak, Küba devriminin deneyimlerini koruyarak eksik kalan taraflarını yeniden düşünebiliriz ve düşünmeliyiz. Bunu saygılı bir şekilde yapmak, sorumlu demokrat ve sosyalist olmanın ilk şartıdır.

ABD ve uzantısı Miami’deki muhalefet, Küba topraklarını, ülkenin doğal zenginliklerini, turistik tesislerini, kültürel mirasını, yüksek öğrenim kurumlarını ne pahasına olursa olsun ele geçirmeyi hedefliyor. Küba, yoksul düşen küçük bir ülke değil, yaşam beklentisinin 80 yıla yaklaştığı muazzam potansiyele sahip devrimci bir cumhuriyettir. Mal darlığının ortasında kahramanca direnen insanların  gerçeği işte böyle. Bu yaşam beklentisi Küba’nın açlıktan ölmediğini gösteriyor. Küba halkının insanlık dışı ablukadan kurtulmak için savaşacak gücü var.

Fidel “Amerikalılar şunu anlamıyor: Bizim ülkemiz sadece Küba’dan ibaret değil. Tüm insanlık bizim ülkemiz” demişti. Evet aynen böyle. Binlerce kilometre uzakta da olsa Küba bizim hepimizin ülkesi ve biz hepimiz her daim Kübalı olmaya devam edeceğiz.

About Mehmet Tas

Check Also

Şili: Karanlıktaki kutlamalar

Bu anma töreninde ışıklardan çok gölgeler gözlemlendi, ancak Başkan Allende’nin hiçbir zaman geçerliliğini yitirmeyen son …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com