Ahmet Davutoğlu diyor ki: “163 sanatçı son bir yıl içinde intihar etti. Şundan dolayı: Rızkını temin edemiyor. Beraber intihar eden eşler var. Milletin yüreği kanıyor.” [Benim notum: Korkunç bir sayı. Bu sayının doğru olup olmadığı konusunda mutlaka inandırıcı bir açıklama yapılmalı. –C.Ç.-]
Uzak ya da yakın tarihindeki savaşlardan hiç ders almayan… Silahsızlanma diye bir derdi epeydir olmayan… Dünya barışı gibi bir hayali nicedir kurmayan insanlığın, soykırım kavramı üzerinden yarattığı bir hukuk ve ahlak etrafında ürettiği politikalarla şekillenen vicdanımız yüzünden… Aslen vicdansız bireyler olarak yaşamaya ve vicdansız devletler kurmaya inatla devam ediyoruz. Soykırım kavramı üzerine sayfalarca yazılar yazabilir ve neyin soykırım sayılabileceğini neyin sayılamayacağını kavramlar üzerinden günlerce, yıllarca, yüzyıllarca tartışabiliriz.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mine-sogut/insanligin-aydinlik-ve-karanlik-yuzu-1831563
“Kobanê dâvası”, siyasi bir dâva, dolayısıyla siyasi mücadelenin bir alanıdır. Ve her siyasi mücadele gibi, “Kobanê dâvası” da, Demirtaş’ın da dikkat çektiği gibi, “Yargılayanların da yargılanacağı bir dâva” olmaya aday bir dâvadır. Ama, burada hedef sadece HDP’nin legal siyasetin dışına itilmesi, muhalefetin en direngen odağı olarak HDP’nin etkisizleştirilmesinin üstünden muhalefetin halk indinde iktidar olma yeteneği kalmayan bir muhalefet çizgisine itilmesi dâvasıdır.
https://www.evrensel.net/yazi/88613/koban-davasi-yargilayanlarin-da-yargilanacagi-bir-dava-olacak
Memurluktan çıkmak zordur doğru, kendimden biliyorum. Akademisyenin de ülkemize özgü “memur” türü çoğunluktadır ayrıca. “Hariciyecinin ve subayın emeklisi olmaz” diye bana kalırsa tamamen uydurma bir söz vardır bizde –istihbaratçı neden boynu bükük bırakılmış onu da bilemiyorum. Defalarca yakılmış nüfus daireleri, yok edilen mezarlıklar, değiştirilen yer adları, Dersim tertelesi, Edirne fortunası, tehciri, seyfosu, Varlık Vergisi, 6-7 Eylül’ü, Yassıada’sı, üç fidanı, yetmişlerin kurşun yılları, 12 Eylül’ün zindanları, Kürt isyanları, 90’ların Güneydoğusu, Maraş, Sivas daha nice Alevi katliamı, daha nice faili meçhuller. Bunları öğrenmek, bilmek, haberdar olmak, yere bakmak, utanmak için değil. Aksine başımızı kaldırmak, iyileşmek, ortak geleceğimizi birlikte hayal edip, birlikte kurabilmek için.
https://www.gazeteduvar.com.tr/soykirim-deyince-savunma-refleksi-gosterenlere-makale-1520604
[Erendiz Atasü, Ali Erten’in Köşelerden Bir Demet’teki (268) dünkü yorumuna “hak verdim” diyor. Elif Şafak için yazılanlar konusunda ise “ağzımla mı yoksa başka yerimle mi güleyim, bilemedim’ diye ekliyor. Atasü, Hayri Kozanoğlu’nun BirGün gazetesindeki yazısını ise “ilginç” diye niteliyor. Atasü’ye iletisi için teşekkür ediyorum. -C.Ç.]https://tr.wikipedia.org/wiki/Erendiz_Atas%C3%BC
ttps://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/kadinlarin-katli-erendiz-atasu-1803005
[Ali Erten yoldaş, Ermeni soykırımı iddiasına karşı dünkü yorumuna ek olarak ayrıca tarihçi Bernard Lewis’in görüşleri ile Ermenistan Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin raporunun Türkçe çevirisini de iletmişti. Yolladığı bağlantıları aşağıda sunuyorum. – Ali Erten’e hak veremesem de bir kez daha teşekkür ediyorum. -C.Ç.]https://www.youtube.com/watch?v=U0SDHOiY7vQ
Eserlerinde sarıya düşkünlüğü digitoksin (güzelavrat otu) zehirlenmesi, otoportresindeki kulak detayı baş dönmeleri ile giden Menier hastalığı ile ilişkilendirilir. Vincent Van Gogh da muhtemel bir bipolar hastasıydı ama asırlardır gönlümüzde taht kuranlardan. Temel sorun küçük farkındalıklarda. Farkındalık küçüldükçe kibir, büyüdükçe dayanışma artar. Önce bir insanı misal bipolar olanımızı anlamakla başlayalım. Sonra ülkeye, gidişata, yakın geçmişe ve geleceğe dair ‘muktedir’ cümlelerine göz atalım. Aya gidelim ama bir işe gidemeyelim, gitsek de yerin dibinde bir madende ölelim. Eve kapatılalım, yakında illa ki aya kapak atalım…
https://www.evrensel.net/yazi/88611/bipolar-durumlar
Ahmet Kaçmaz’ı eşi Gültin ve yanındaki bir arkadaşlarını ilk kez görüyordum. Yine onlarla birlikte gelen Gönül Dinçer Taylan’ı ise iyi tanıyordum. Bu kadar “bizim kafadan” insan bir araya gelir de konu ne olur? Elbette siyaset!
https://tarikdemirkan.com/2021/04/27/ben-ahmet-kacmazi-uc-kere-tanidim/
Sanat eleştirmeni Abdülkadir Günyaz, 89 yaşında bir delikanlıydı. Yürüyebildiği her yere yürürdü…
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/evin-ilyasoglu/abdulkadir-gunyaz-1831588
Devrim Erbil’in 60. Sanat Yılı İçin Ne Dediler: Abdülkadir Günyaz
https://www.youtube.com/watch?v=kgMCifOvRns
https://www.youtube.com/watch?v=V8UPi9kqkV8
Özgür İktisat Açık Dersleri #8: Christine Philliou – Muhalefet ne demek? Muhalifliğin Kökeni
https://www.youtube.com/watch?v=3z0h1usx09w
Özgür İktisat Açık Dersleri #9: Şevket Pamuk – Türkiye’de İktisadi Gelişme ve Siyaset
https://www.youtube.com/watch?v=KrxZ0eC5SSA
https://independent.academia.edu/CAVLICULFAZ
Attachments area
Preview YouTube video Tarihçi Bernard Lewis ¦ Ermeni İddiaları Türkçe Altyazılı
Tarihçi Bernard Lewis ¦ Ermeni İddiaları Türkçe Altyazılı
Preview YouTube video Devrim Erbil’in 60. Sanat Yılı İçin Ne Dediler: Abdülkadir Günyaz
Devrim Erbil’in 60. Sanat Yılı İçin Ne Dediler: Abdülkadir Günyaz
Preview YouTube video Sanat Hayatı 22 Kasım 2020 Abdülkadir Günyaz
Sanat Hayatı 22 Kasım 2020 Abdülkadir Günyaz
Preview YouTube video Özgür İktisat Açık Dersleri #8: Christine Philliou – Muhalifliğin Kökeni
Özgür İktisat Açık Dersleri #8: Christine Philliou – Muhalifliğin Kökeni
Özgür İktisat Açık Dersleri #9: Şevket Pamuk – Türkiye’de İktisadi Gelişme ve Siyaset