[Kadınlar ayağa kalkıyor: Tâcizcilerin gizlendiği deliklere ışıldaklar tutuluyor. Yanlarında çalışan emekçi kadınlara saldıran şirket sahipleri, gazete patronları, devlet, hükümet ve siyasi parti yöneticileri, feodal ağalar, öğrencisini tâcize yeltenen günümüzün cinci hocaları birer birer açığa çıkıyor.]
Uykuların kaçsın! 57 kadın örgütü bir araya gelerek, sosyal medyada tâcizleri açıklayan kadınlara yönelik başlayan saldırılara tepki gösterdi. Binlerce kadın yıllardır yüksek sesle ifade edemediği, maruz bırakıldığı tâcizleri anlattı ve sosyal medyada haykırdı; ‘Uykuların kaçsın ben ne zaman ifşa edileceğim diye!’ ifadelerine yer verdiler.
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/57-kadin-orgutunden-ortak-aciklama-uykularin-kacsin-1798314
Örneğin ben, üniversitede bir öğretim üyesi tarafından tecavüze uğradım. Yani epey korkusuz biri olan ben bile, bu olayı yıllarca belleğimin derin sularına saklamışım. Yani demek istediğim tacizi, tecavüzü anlatmak öyle sakız çiğnemek gibi sıradan bir olay değildir.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/isil-ozgenturk/kizismis-erkekler-orgutu-1798206
Tacizleri ifşa edilen Hasan Ali Toptaş ‘kadın beyanı’nı hedef aldı, özrünü reddetti. – Evime geldiği gün onun dediği olay yaşansa bana onca zaman sonra niye öyküsünü ithaf etsin? İnsanların bunu düşünmesini isterim” dedi. Hasan Ali Toptaş ayrıca, ‘yaşadıklarının tesadüf olmadığını, bunun organize bir şey olduğunu düşündüğünü’ vurguladı.
Yargıtay’a atanan eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan’ın darp edilen eşinin, İrfan Fidan’ı HSK’ye şikâyet ettiği öne sürüldü. Söz konusu şikâyetin sadece darp ile ilgili olmadığı, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını da içerdiği öne sürüldü.
Tacize uğramış uğramamış, kendini yeniden üreten patriyarkal sistemin karşısında teoriyle, metinle, soğukkanlılıkla, saygıyla durabilen bireylerin birlikteliğini hayal ediyorum.
http://nazlikarabiyikoglu.com/2019/03/30/turkiye-yayincilik-sektorunde-cinsel-taciz-ve-zulum-metoo/
Erkek şiddetinin çeşitli biçimlerine maruz kalmış kadınlar olarak, özür değil adalet istiyoruz; onarıcı bir adalet.
http://etha17.com/haberdetay/arzu-demir-yazdi-taciz-ifsa-ve-adalet-uzerine-132706
Sırtınızı dayayarak, güç aldığınız erkek egemen sisteminizi yıkacağız! #uykularınızkacsın
https://twitter.com/SosyalistKadin/status/1337408286900056067
Geniş kadın kitlelerinin sahiplendiği, sanatçılardan yakınları için adalet arayan insanlara kadar geniş bir yelpazede destek gören “İstanbul Sözleşmesi uygulansın” talebiyle oluşturduğumuz imza föylerimize 600 bin kadın imza atmış oldu.
http://etha15.com/haberdetay/deneyimlerimizden-ogrenerek-yuruyoruz-132640
Çolak’ın intiharı üzerine açıklama yapan gazeteci Melis Alphan, “İbrahim Çolak, iddialar asılsız olduğu, haksız yere karalandığı için falan değil, doğru olduğu için intihar etti. Buradan fail erkekler adına bir mağduriyet çıkmaz, zorlamayın” dedi.
https://odatv4.com/ibrahim-colak-intihar-etti-iddiasi-11122020.html
https://www.youtube.com/watch?v=fdoM83Mw1WM
Bu tür tacizler edebiyat dünyasıyla sınırlı değil elbet, hatta medya camiasına sıçrasa çoğu okurun/izleyicinin ciddi hayal kırıklıkları yaşayacağını söyleyebilirim.
https://www.evrensel.net/yazi/87731/sacin-basin-oynamasin
Şimdi Cumhur İttifakı’nın borazancıbaşısının kendisini yargının üstünde konumlandıran siyasî ahlâk ve hukuk dışı saldırısına karşı 805 imzaya destek vermenin, taleplerine sahip çıkmanın ve bu noktada ortaklaşmanın tam da zamanıdır.
https://t24.com.tr/yazarlar/oya-baydar/mafyanin-dava-arkadasi-olmayan-805-yurttas,29041
Kiralık kalem… Aydın müsveddesi… Sözde gazeteci… Kimliksiz akademisyen… Çürük şahıs… Bölücü… Pişkin… Pervasız… Pislik… Kim bunlar? Aralarında benim de bulunduğum 805 yurttaş.
https://t24.com.tr/yazarlar/hasan-cemal/devlet-bahceli-hakkinda-suc-duyurusunda-bulunuyorum,29040
Cumhuriyet’in ilanı çok devrimci bir adım. Mümtaz Soysal şu kaygısını da ekler: “Buna karşılık, laikliğe inanamamış bir iktidarın elinde, genel idare içinde yer almış bir din işleri örgütünün de kötü sonuçlar doğuracağı düşünülebilir ama bu durumda, hiç olmazsa parlamenter ve yargısal denetim yollarıyla, söz konusu kötü sonuçları belli sınırlar içinde tutmak mümkündür.” Peki parlamenter ve yargısal denetim yolları yok edildirse? İşte bugün, neler olabileceğini görüyoruz.
http://www.diken.com.tr/laik-cumhuriyet-laik-miydi/
Günümüz Türkiyesinde iktidarın gürültüsü, müziğin sesini bastırmıştır. Müziğin, barışın,özgürlüğün sesinin iktidarın gürültüsünden daha güçlü olacağı bir Türkiye umuduyla 10 Aralık İnsan Hakları Günü kutlu olsun!
https://t24.com.tr/yazarlar/riza-turmen/insan-haklari-ve-muzik,28998
Bütçe görüşmelerinde devrimci önderlere yönelik saldırılara yanıt veren Devrimci 78’liler Federasyonu, “Bütün halk düşmanlarının saldırılarına rağmen bilinmelidir ki; Mahir’ler, Deniz’ler, İbrahim’ler bu halkların hafızasında onurlu bir yere sahiptir” dedi.
https://ozgurmanset.net/devrimci-78liler-federasyonu-biz-susarsak-halk-dusmanlari-konusur/
1923’te Cumhuriyet ilan edildiğinde Atatürk’ün bir kurucu figür olarak son derece devrimci olduğu konusunda ve 1923’ün keskin bir değişim olduğu konusunda hemfikiriz. Nazım Hikmet’in Cumhuriyet’e ve devrimlere bağlılığını kimse tartışamaz herhalde. Ve 1963-65 gibi İnönü’nün bir hata yaptığını düşündüğünü ve geri pedala basmak istediğini, ortanın solu söylemine de buradan hareketle geçildiğini ama artık ipleri kaçırdığını düşünüyorum.
https://www.birgun.net/haber/islamcilik-50-yildir-muesses-nizamin-parcasiydi-326425
Adaletsizliğe, zulme, riyaya ve kavgaya karşı ne yapıyorsun peki? Gözünün önünde çiğnenen güzelliklere yetiyor mu kalbinin güzelliği? Övündüğün şey sadece üzülmek mi? Kızmak, öfkelenmek belki de. Bunları başlı başına eylem olarak mı görüyorsun? Harekete geçmemenin sebebi bu mu?
https://www.birgun.net/haber/alkislar-sana-326417
Çünkü, bizatihi Cumhuriyet kurucu unsurlarının bir bölümünün ihanetine uğrayarak, varlık temellerini yine kendisi imha etti. Siyasal İslamcı iktidar bir neden değil, sonuçtur. Askeriyle, bürokrasisiyle Cumhuriyet seçkinleri ve burjuvazisinin ihanetinin yarattığı bir sonuç…
https://www.birgun.net/haber/iki-turkiye-iki-toplum-326392
… istisnanın sürekliliği fikrini bu kez tersten savunan, “evi kurtarmaktan vazgeçmeyi” salık veren Agamben’den de hoşlanmıyorum. Zizek de umudu terk edenlerden; “umutsuzluğun esaretini” savunan, “Gerçeklik ile ilişkimiz yerle bir oldu” diyenlerden o da.
https://www.birgun.net/haber/maske-gecicidir-asil-olan-ozgurluk-326390
https://independent.academia.edu/CAVLICULFAZ
Attachments area
Preview YouTube video Tacizle Suçlanan Yazar İbrahim Çolak İntihar Etti | Gün İzi | KRT Kültür Tv
Tacizle Suçlanan Yazar İbrahim Çolak İntihar Etti | Gün İzi | KRT Kültür Tv