ENGELS VE MARX: ORTAK ESER VE TEORİ KİMİN EMEĞİDİR?-Doğan Göçmen

(Tartışma ve talep üzerine geliştirilmiş ve ayrıntılı kaynakça eklenmiştir/işlenmiştir.)
Engels erken 20’li yaşlarından itibaren son derece olgun ve hemen her alana dair kapsamlı bilgiyle yazmaya başlamış olan bir bilim insanı ve filozoftur. Engels’in 1842 yılının yaz aylarında Karl Marx ile Paris’te buluşmasından sonra teorik ve pratik-politik hayatını Marx’ınki ile birleştirdi. O günden itibaren bu iki bilimcinin ve filozofun eseri birbirinden ayrılmaz oldu. Eserin bütünlüğünü ikisinin toplam eseri temsil etmektedir. Burada elbette onların yazdıkları her şeyi beraber yazıklarını iddia etmiyorum. Bu iki bilim insanının eserlerinin birbirinden ayrılmaz olduğu göstermek için sayısız örnek verilebilir. İkisinin 1845 yılında ortak kaleme aldığı ve bir polemik yazısı olmasına karşın felsefe ve bilimler tarihine dair çok önemli bilgiler içeren Kutsal AileEngels’in de katkıda bulunduğu fakat çoğunlukla Marx’ın yazdığı fakat ikisinin adına yayınlanan bir eserdir. Engels’in Anti-Dühringadı ile bilinen eserinin “Ekonomi Politik” başlığını taşıyan kesiminin 10. bölümü doğrudan Marx tarafından kaleme alınmıştır. Bundan da öte eser ta başından itibaren ikisinin ortak eseri olarak ortaya çıkmıştır. Fakat eser Engels adına yayınlanmıştır. Engels’in Das Kapital‘in oluşmasına yapmış olduğu sayısız katkıyı biliyoruz. Buna karşın eser Karl Marx adıyla yayınlanmıştır. Burada söz konusu olan eserin ortaklaşması biraz Hegel ile Schelling’in erken dönemlerinde Kritischer Journal der Philosophie‘de ortak kaleme alıp isimsiz yayınladıkları yazılara benzemektedir. Bu yazıları kimin kaleme aldığı bilinmediği için, her iki filozofun da toplu eserleri arasında aynı zamanda bulunmaktadır. Engels’in 1873 ile 1883 yılları arasında kaleme aldığı, fakat Marx’ın ölümünen sonra Das Kapital‘in 2. ve 3. ciltlerini yayıma hazırlamak zorunda kaldığı için, bitiremediği Doğanın Diyalektiği adlı eseri, her ne kadar Engels tek başına kaleme almış olsa da kaleme almak da iki bilim insanı ve filozofunun ortak görüşünün bir ürünüdür. Bu ortaya koydukları ortak dünya görüşünün ve ortak çabanın bir gereksinimi olarak doğmuştur. Zira Marx ve Engels, Alman İdeolojisi‘nde doğa tarihi ve toplum tarihi arasında yaptıkları ayrıma uygun olarak, ortaya koydukları tarih ve toplum kuramına temel oluşturacak bir doğa teorisi ortaya koymak istiyorlardı. Marx’ın Paris Manuskripti olarak da bilinen araştırmasının Engels’in etkisiyle girişilmiş olma ihtimali yüksektir. İlk defa 1932 yılında 1844 Elyazmaları adı altında yayınlanan bu çalışma Nisan-Ağustos 1844 tarihleri arasında yazılmıştır. Engels’in “Ulusal Ekonominin Eleştirisi İçin Bir Çerçeve” başlığını taşıyan ve Marx’ın Arnold Ruge ile beraber 1844 yılında yayınladığı “Alman-Fransız Yıllığı”nda yayınlanmıştır. Ayrıca, bu çalışmasından önce, daha sonra aynı başlıklı kitabın konusu olacak olan “İngiltere’de Çalışan Sınıfın Durumu” adlı yazısı Aralık 1842 yılında yayınlamıştır. Marx’ın ekonomiyle ilgilenmesi bundan çok sonradır. Marx, 1859 yılında yayınlanan Ekonomi Politik’in Eleştirisine Dair adlı eserine yazmış olduğu önsözde “madddi çıkarlar” üzerine ilk defa yazmak zorunda kalışını 1842/43 yılında Rhein Parlamentosu’nda ağaç hırsızlığı ve parselleme üzerine yapılan tartışmalar nedeniyle açıklar.[1]Bu arada Engels Manchester’e gitmiştir. Fakat bu arada Berlin’de askerlik yaptığı sırada Marx’ın da içinde bulunduğu Genç Hegelci hareket ile tanışmıştır ve bu tanışma sonucu Heinrich Heine ve Ludwig Börne’nin başını çektiği yenilikçi, öznelci bir bireysel özgürlük hareketi olan “Genç Almanya”[2]hareketinden kopup dünya görüşünü daha çok nesnel gerçekçi yöntemle çalışan Hegel felsefesine dayandırmıştır. Manchester’e gitmeden önce Marx’ı Rheinische Zeitung’un redaksiyonunda ziyaret etmiştir. Marx’ın ekonomik konularda yazmak zorunda oluşu bundan sonradır. Engels’in askerliği sırasında Genç Hegelci çevrelerle ilişkilendiği sırada Marx ile tanışmış olması ve büyük olasılıkla bu nedenle gazetenin bürosunda onu ziyaret etmiştir. Marx’ın maddi çıkarlar üzerine düşünmek zorunda kalışı ve Engels ile tanışması sonucu felsefi temelleri konusunda büyük “şüpheler”e düşer. Bu şüpheler onu Hegel’in devlet teorisiyle yeniden hesaplaşmaya iter. Marx bu çalışmasının ilk ürününün olan Hegel’in hukuk felsefesi’nin eleştirisine “Giriş” Engels’in ilgili “Çerçeve” yazısı ile beraber yayınlanmıştır. Marx, yukarıda andığım önsözde Engels’in eleştirel “Çerçeve” yazısını “ekonominin kategorilerinin eleştirisine dair dahice taslak” olarak tanımlamaktadır.[3]Engels’in bu yazısının yayınlanmasından sonra Marx Engels ile “sürekli yazılı fikir alış verişinde” bulunduğunu yazmaktadır ve Engels’in bu arada kitaplaşmış olan İngiltere’de Çalışan Sınıfın Durumu adlı kitabına işaret ederek başka bir yoldan kendisiyle “aynı sonuca” ulaştığını belirtmektedir. Bu nedenle Marx’ın 1844 Elyazmaları‘nde ifadesini bulan araştırmaya girişmesinde Engels’in de etkisinin olma ihtimali çok yüksektir. Marx’ın ilgili araştırmasından kısa bir süre sonra Paris’te buluşurlar ve bundan böyle birbirlerinden hiç ayrılmazlar. Marx, üzerinde derin iz bırakmış olan Engels’in eleştirel “Çerçeve” yazısını “dahice taslak” (genialle Skizze) olarak tanımlarken, sürdürdüğü, Das Kapital‘in alt başlığında da görülen ekonomi politiğin eleştirisine dair projenin aynı zamanda Engels’in bir projesi olduğuna dikkat çekmektedir -ki bu eleştiri projesinin modern kaynakları Engels tarafından Saint-Simon ve Charles Fourier gibi büyük ütopyacılara dayandırılır. Ama kanımca Thomas Morus da ekonomi politiğin ilk modern eleştirmenleri arasında görülmelidir.
Marx’ın, Engels’in çalışmasının bu yönlendirici işlevine dair “dahive taslak” olarak belirlemesine karşın; ilk baskısı Marx’ın ölümünden beş yıl sonra 1888 yılında yayınlanan Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu adlı kitabının dördüncü bölümüne düştüğü bir dipnotta Marx için “Marx bir dahiydi” diyor. Engels’in söz konusu dipnotu yazmasının nedeni Marx’ın geliştirdiği teoriye kendisinin katkısı üzerine birçok kez tartışılmış olmasıdır. Bu dipnot bu konuda yapılan tartışmalara bir nokta koymalıdır. Engels, “benim Marx ile kırk yıllık işbirliğimden önce ve işbirliğim sırasında teorinin temellendirilmesinde ve özellikle geliştirilip oluşturulmasında belli bir kendi başına bir katkım olduğunu kendim yadsıyamam” diyor ve devam ediyor: “Fakat yönlendirici temel düşüncelerin, özellikle ekonomik ve tarihsel alanda ve özellikle keskin kavramlaştırılması Marx’a aittir. Benim yapmış olduğum katkıyı (en fazla birkaç özel dal hariç) Marx’ın kendisi bensiz de tamamlayabilirdi. Marx, biz başkalarından daha yüksekte duruyordu, daha ileriyi görüyordu, daha çok ve daha hızlı kapsıyordu. Marx bir dahiydi, biz diğerleri en fazla yetenektik. Teorinin şimdi olduğu gibi olması onsuz büyük oranda mümkün olmazdı. Bunun için teori haklı olarak onun ismini taşımaktadır.”[4]Bu nedenle Engels’ten bahsederken Marx’tan bahsetmemek ve Marx’tan bahsederken Engels’ten bahsetmemek mümkün değildir. Eserin tamamı ikisinin ortak veya ayrı olarak ortaya koyduğu toplam eserden oluşmaktadır.
[1] Marx, K., Zur Kritik der politischen ÖkonomieMarx-Engels-Werke, c. 13 içinde, Dietz Verlag, Berlin, 1985, s. 7.
[2] Bu konuda Jeffery L. Sammons’ının Heinrich Hein’nin Ludwig Börne Üzerine adlı anılarının İngilizce baskısına yazdığı “Giriş”e bakınız: Ludwig Börne: A Memorial, çev. Jeffery L. Sammons, Camden House, Rochester, 2006, s. X-XXV.
[3] Marx, K., Zur Kritik der politischen Ökonomie, s. 10.
[4] Engels, F., Ludwig Feuerbach und der Ausgang der klassischen deutschen PhilosophieMarx-Engels-Werke, c. 21 içinde, Dietz Verlag, Berlin, 1984, s.191/192
Doğan Göçmen

About admin

Check Also

Avrupa solunda uluslararası dayanışma gerçeklikten çok bir yanılsamadır

Avrupa solunda uluslararası dayanışma gerçeklikten çok bir yanılsamadır Kemer sıkma politikalarının uygulandığı yıllarda, Avrupa’nın radikal …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com