Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) kurulup gelişmesini, BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) beşlisinin olgunlaşmasını, Çin’in öncülük ettiği Kuşak ve Yol İnisiyatifi’nin güçlenmesini engelleyemedi ABD.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-doster/natodaki-tartisma-ve-abdnin-onceligi-1796316
Profesör Ahmet Saltık, Çin aşısını madde madde anlattı; aşı karşıtlarına çıkıştı. Sinovac yüzde 90’a yakın koruyucudur. Fiyatı 30 dolar / doz olarak belirtilmiştir, ancak Sağlık Bakanlığı dış alım bedelini açıklamalı ve ülkemizde herkese ücretsiz ulaştırmalıdır.
http://www.diken.com.tr/profesor-saltik-cin-asisini-madde-madde-anlatti-asi-karsitlarina-cikisti/
Dolayısıyla gücü elinde tutan, meşrûiyeti de kendisi çiziyor. O meşrûiyete uymuyorsanız, sizi infaza uğratıyor. Böyle bir atmosferde, üniversitenin tabelasına ister Harvard yazın, ister Columbia yazın, burada, bildiğimiz, klasik, konvansiyonel cemaat-tarikat kalıpları içerisinde bir eğitim-öğretim formasyonundan başka hiçbir şey söz konusu olamıyor.
https://medyascope.tv/2020/12/03/turkiyede-ilahiyatci-olmak-prof-mustafa-ozturk-ile-soylesi/
Korkut Boratav 1908-1922 yılları arasını ‘Devrim ve Savaş Yılları’ başlığı altında inceler. Osmanlı’nın bu devri için şu tanımı yapar: “…bu yıllara iktisadi bir perspektifle bakacak olursak, dönemi, ‘eksik kalmış bir burjuva demokratik devrimi’ veya ‘ulusal bir kapitalizm doğrultusunda atılan ilk ve çekingen adımlar’ ifadeleriyle nitelendirmek uygun olacaktır.”
http://www.diken.com.tr/osmanlidan-laik-cumhuriyete-giden-yolda-neler-yasandi/
Latife Hanım, Süreyya’nın kulağına eğilir, “Paşa, dün akşam bu lokanta olayına çok kızdı, ama babanı senin yanında ezmek istemediği için kızgınlığını belli etmedi. Eve gelir gelmez, birkaç milletvekilini aradı, yarın mutlaka eşleriyle birlikte lokantaya öğle yemeğine gitmelerini söyledi.” der.
Bir gün edebiyat öğretmenimiz şairinin adını söylemeden bir dörtlüğü tahtaya yazmış, “Bahar akşamları”nın “Baha-rakşamları”na dönüşmesini ulama örneği olarak bu dizede göstermişti.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/oner-yagci/ozne-olurken-siir-1796323
– Hamdolsun elime kan bulaşmadı benim abi. Tamam solcu yurtlarını bastık, adam dövdük ama silah… I-hh. Dede vasiyetidir. ‘Merminin ettiğini geri alamazsın, silahtan uzak dur’ derdi rahmetli…
– Var ya abi, yani her komünist senin gibi olsa…
https://t24.com.tr/yazarlar/aydin-engin/ulkucu-hucre-arkadasimla-sarmas-dolas,28943
Günlük yaşam, aptal filozoflar da olsak, bizi filozof yapar. Bence artık maske takmayı protesto eden ve maskeleri ağızlıklarla karşılaştıran ve kendilerini köpeklerle karşılaştıran tamamen normal, ortalama insanlar var. Sonuçta, belki de hayatlarında ilk kez, haysiyet ve insanlık hakkında düşünüyorlar. Sadece bunu bile harika bulabilirsiniz.
İşte o sokak oyunlarında bir çocuk geçici süre oyundan bir süreliğine çıkarken “Sayım suyum yok” diyerek ayrılır, ihtiyacı her ne ise görüp oyuna geri dönerdi.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/miyase-ilknur/sayim-suyum-yok-1796306
Türkiye’nin S-400 almasının “siyasi ve maddi kayıpları” üzerinde duruluyor. Oysa Türkiye’nin ABD’yle sorunları S-400 kaynaklı değil, tersine S-400 o sorunların bir sonucu.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mehmet-ali-guller/s-400-silahtan-fazlasi-1796317
Bazı büyük Batılı ilaç firmalarının aşıları piyasaya çıkmaya hazırlanırken, Çin’in geliştirdiği aşı hakkında dezenformasyon yayılmaya başladı (beklendiği gibi). Arada bir şöyle bir bakıp geçtiğim memleket medyasında da bunun yansımaları görülüyor.
[Mehmet Taş yoldaş alttaki bağlantıda yer alan “The Biden victory and the future of the centre-left” başlıklı yazıyı okumamı salık verdi.]
https://www.socialeurope.eu/the-biden-victory-and-the-future-of-the-centre-left
‘Demokratik sosyalist’ CHP’li gençler harekete geçiyor. ‘Suriyelilere düşmanlık sol anlayışımıza aykırıdır’ diyorlar.
https://www.gazeteduvar.com.tr/demokratik-sosyalist-chpli-gencler-harekete-geciyor-haber-1506321
Bölünme heyulası ne kadar büyükse özgürlük talepleri o kadar güdükleşip ürkekleşir. Türkiye’de demokrasi mücadelesi veren sol kesimlerin bu gerçeği hiç unutmamaları gerekir diye düşünüyorum.
https://www.nerinaazad.co/tr/columnists/ismail-besikci/mustafa-suphi-mm
Ev hayatında, başparmakların ekranlara dokunma sesi, akşam yemeğindeki sohbetlerin yerini aldı. Araç sürerken mesajlaşmaksa her yıl 300 binden fazla kaza yaşanmasına neden oluyor.
İki kere iki kaç eder?
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/secim-guvenligi-icin-262159