Türkiye, Yunanistan, Hindistan, Bolivya, Ekvador ve Kolombiya’dan toplum liderlerinin ve ilerici aktivistlerin yanı sıra Bolivya, Ekvador ve Kolombiya’dan başkan adayları da zirvede yer aldı. Üç günlük sanal formattaki karşılaşmada örgütsel ve politik sorunlar tartışıldı, fikir alışverişinde bulunuldu. Konuşmalarda dile getirilen görüşlerden dikkatimi çekenler şöyle:
İki enternasyonalizm arasındaki mücadele kaçınılmaz
Ünlü Amerikalı düşünür Chomsky “insanlığın varlığı ilerici ve gerici enternasyonaller arasındaki mücadeleye” bağlı olduğu uyarısında bulundu ve dünya çapındaki ilericilerin “bu savaşı” vermekle karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
91 yaşındaki düşünür birçok hükümet liderini “gerici enternasyonal”ın üyeleri olarak tanımladı: ABD’de Donald Trump, Brezilya’da Jair Bolsonaro, “Körfez diktatörlüklerinin aileleri”, Mısır’da Abdel Fatah al Sisi ve Orta Doğu’da İsrail’de Benjamin Netanyahu; Hindistan’da Narendra Modi ve Avrupa’da Viktor Orban.
“Neoliberal modelin tüm hastalıklarına rağmen göçmenlere, Çin’e ve diğer dış etkenlere karşı daha fazla teyakkuz, kontrol ve hesap verebilirlik istiyor, biz de sadece bir azınlığın değil, çoğunluğun ihtiyaçlarını karşılamak için adalet, barış ve daha fazla kaynak ve yenilik” istiyoruz diyerek genel stratejik hedefleri sıraladı.
Chomsky ayrıca “insanlık çok yüksek maliyetler sonucunda, korona virüs salgınından kurtulacağını söyledi. İyileşme süreci olacak. Öte yandan, kutuplardaki buz tabakalarının erimesinden veya felakete doğru yürüyüşümüzde attığımız diğer adımlar sonucunda oluşacak felaketlerden kurtulamayacağımızın altını çizdi.
Latin Amerika’da demokrasiyi yeniden kazanmak
Luis Arce “Bolivya’nın Sosyalime Doğru Hareket’inin başkan adayı, Andrés Arauz Ekvador cumhurbaşkanlığı için aday; Kolombiya’nın başkanlığı için senatör ve ön aday Gustavo Petro, ve Arjantinli diplomat Alicia Castro yaptıkları konuşmalarda küreselleşmenin başarısızlığına, iklim değişikliğine karşı eylemlerin koordinasyon aciliyetine, ekonomik gücün siyasi bir araç olarak kullanılmasına, basın özgürlüğü ve adaletin yok edildiğine dikkat çekerek ilericilerin bu sorunlara çözüm üretebilmeleri için küresel yeni bir paradigma oluşturmaları gerektiğini belirttiler. Petrolün ve iklim değişikliğinin acilen nasıl kontrol altına alınacağını tartıştılar. Ve bu da “kapitalizmin mantığını değiştirmenin temel değişimini içeriyor denilerek …artık gezegendeki yaşamı daha fazla riske atmadan başarıyı yakalamanın önemine vurgu yaptılar. Bu da ancak enternasyonal bir güçle, çarpışarak, eylemler örgütleyerek başarılabileceği noktasında görüş birliğine vardılar.
İlerici Enternasyonal’e anlam veren şey, kapitalizmin korunmasını isteyen barbarlıkla yaşama ihtiyacı olan bir insanlık arasındaki siyasi çatışmadır. Bugün, düşmanlık yüksek kar oranları uğruna darbelerle bölgesel savaşlarla pazarlarını genişletenlerle yaşam arayışı içinde insanlık arasında sürüyor” dedi Luis Arce. Konuşmasını ülkesindeki 18 Ekim seçimlerine odakladı ve uluslararası güçlerin “gözlerini tekrar doğal kaynaklarımıza çevirdiği” konusunda uyardı. Bolivya’da ilerici bir hükümetin gelişini engellemek için çırpınıyorlar, çünkü doğal kaynakların uluslar ötesi şirketlerinin eline geçmeyeceğini garanti eden tek biz olduğumuzu biliyorlar.”
Kapitalizmin kırdığını onarmak doğru bir strateji mi?
Diğer panelde Kanadalı gazeteci ve aktivist Naomi Klein “kapitalizmin kırdığı her şeyi onarma” gereğinden söz ederken bu bağlamda korona virüs’ün “kapitalist üretim sisteminin çıkış yolunun olmadığının başka bir işareti olduğu” konusunda uyarıda bulundu.
“Siyasi ve ekonomik sistemlerimizdeki hemen hemen her şeyi değiştirmemiz gerekiyor; ya da bizi tekrar tekrar sömüren otoriter hükümetler eliyle üst üste şokların geleceğini kabul etmeliyiz, ” diyerek konuşmasını bitirdi.
Kapitalizmi stabilize etmek mümkün mü?
Kapitalizmin bu aşamasını karakterize eden otoriterlik ve büyüyen faşizme karşı açık bir post-kapitalist gündem oluşturma ve mücadele etme ihtiyacı, sanal zirvenin ilk gününde panele katılan dört panel üyesinin buluşma noktalarıydı. “Kapitalizmden sonra ne gelir?” sorusuna eski Yunanistan Maliye Bakanı Yanis Varoufakis cevabında “kapitalizmi stabilize” ederek onu yok etmek olduğunu belirtti.
1929 ve 2008 krizleri sosyalist devrime yol açmadı. Sistemi çökerten bu iki krizden sonra ırkçılık, yabancı düşmanlığı, faşizm ve savaş geldi, devrimci değişim oluşmadı. Halk yığınlarını yoksullaştıran kapitalizm savaşlarla, otoriter ve totaliter rejimlerle devrimci çıkışları ezerek kendini kurtardı. Krizlerde daha çok yoksullaşan halklar sosyalizme değil otoriter kapitalizme yöneldi. Devrimcilerin ileri sürdüğü krizleri derinleştirerek devrimci durum yaratma stratejisi sonuç vermedi.
Yanis’e göre eğer sosyalistler kapitalizmi çökerterek değil stabilize ederek sosyalizme yol açarlarsa kapitalizmi bitirebilirler. O halde krizlerle boğuşan kapitalizmi stabilize etmek mümkün mü? Sorusu önem kazanıyor.
Ece Temelkuran zirvenin önemini şu sözlerle tarif etti. “hepimiz buradayız çünkü dünyanın daha neşeli bir yer olabileceğine inanıyoruz… Umudun sihirli bir şekilde ortaya çıkmasını beklemiyoruz. Hepimiz biliyoruz ki umut kararlılıktan ibarettir.”