Tanzimat ve sonrasındaki modernleşme girişimleri, Yeni Osmanlılar, 1. ve 2. Meşrutiyet, birbirini izleyen savaşlar ve ağır yenilgiler, imparatorluğun parçalanması, Cumhuriyet ve Atatürk devrimleri, bütün bunlar bizim tarihimiz ve bizim hikâyemiz değilse, kimin tarihi, kimin hikâyesidir?
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ataol-behramoglu/baskalarinin-hikayesi-1756095
Bu açıdan tartışma sadece kadına şiddetle ilgili değil, kadının kamusal yaşamdaki varlığıyla da ilgili. Kadın kamusal yaşama katılsın mı, yoksa özel alanda aile içi emeğin yeniden üretimi göreviyle mi sınırlı kalsın?
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/deniz-yildirim/istanbul-sozlesmesi-bahane-1756100
Ülkedeki konumunu “sarsılmaz” hale getiren, Rusya’yı yeniden eski güçlü konumuna yükselterek küresel aktör haline dönüştüren Putin’in artan etkisi karşısında Lukaşenko farklı yol arayışına girdi.
https://www.birgun.net/haber/belarus-ile-rusya-krizinin-arkasinda-ne-var-310756
İstanbul Sözleşmesi – İş o raddeye vardı ki küçük kızı sözleşmeyi savunan derneği yönetirken, küçük oğlu sözleşmenin hemen ve tümden kalkmasını savunan çemberin içinde! Erdoğan, en iyi bildiği işi yapıp, kestirip atamıyor. Bir tarafta kadın seçmen var, diğer tarafta partisinin İslamcı çekirdeği.
https://t24.com.tr/yazarlar/mehmet-y-yilmaz/erdogan-ilk-kez-yonetemiyor,27584
Yoksa Zelal, Heja, Nazenin imgeleri üzerinden betimlemeye çabaladığım Kürt gençlerine, cumhuriyetimizin hangi ortak ve parlak geleceği sunacağını anlatmaları çok güç olacak.
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/08/05/hdp-ne-yapsin/
Deniz Zeyrek, Siyasetteki Zugzwang Halleri, Sesli Köşe Yazısı
https://www.youtube.com/watch?v=j9x61hG0Eoc
“Güçlü” Türkiye’nin emperyal arzusu güçlü olabilir. Lakin gerçeklik başka kaval üflüyor.
https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2020/07/22/alti-ustu-emperyalizm-turkiye-dunyanin-neresinde/
Tut ki iktidar oldunuz! Kürtlerin gücünü ve artan siyasal tecrübelerini yabana atmayın lütfen ve unutmayın; bir gün birileriyle, öyle ya da böyle bu sorun çözülecek…
http://yeniyasamgazetesi1.com/tut-ki-iktidar-oldunuz/
Behçet Necatigil – Bir şair yaşamıştı Zonguldak’ta / Adı Rüştü Onur’du / Bilseydi hatırlanacağını / Ölümünden sonra / Memnun olurdu.
Lisede öğretmenin Behice Boran’sa elbette yoluna sosyalizm çıkar. Behice Hanım’ın rahleyi tedrisinden geçip fakültede de onun yerine Ahmet Hamdi Tanpınar geçerse, yeme de yanında yat. Üstüne Mihri Belli, cabası.
https://www.haberturk.com/yazarlar/muhsin-kizilkaya-2291/2736464-cagrilmayan-yusuf
Asıl kayda değer tepki, AÜ Felsefe Enstitüsü eski müdürü olarak (1945-47) Türkiye’de bulunan Princeton Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı ve Psikoloji Profesörü Caroll C. Pratt’ın Cumhuriyet gazetesi Başyazarı Nadir Nadi’ye gönderdiği mektupta görülmektedir. Pratt mektupta özetle şunları yazmaktadır: “… Muzaffer Şerif’in bizim ülkede (Amerika’da) büyük bir şöhreti vardır. Birçok eser yazmıştır. Geçenlerde de sosyal psikoloji (İçtima Psikolojisi) üzerinde önemli bir kitap yayınlamıştır…
He was invited to Ankara by the Turkish Education Ministry and Muzafer Sherif (one of Pratt’s former graduate students at Harvard University), and was the first visiting professor sent to Turkey under the auspices of the Department of State’s Division of Cultural Cooperation. Norms, groups, conflict, and social change: rediscovering Muzafer Sherif’s psychology.
https://www.wikizero.com/en/Carroll_C._Pratt
In the summer of 1945 Muzafer Sherif (Muzaffer Şerif) telephoned me from New York to ask whether I would consider taking his position in Ankara while he was in this country.
Aziz Nesin, Aziz Nesin’i Anlatıyor
https://www.mevzuedebiyat.com/aziz-nesin-aziz-nesini-anlatiyor/
Bugün 5 Ağustos. Onu mavi yıldızlara uğurladığım günden bu yana hem geçmek bilmeyen, hem dün gibi çok kısa beş yıl.
SEVGİLİYE KİTAKSE YA DA YOKLUĞUN HÜZÜN GECESİ
Hiç gelmeyecek olsa da beklersin
İlençtir düş kırıklığı, umut tükenmez
Ak gerdanlı kuğumdu bir zamanlar,
Bahtı kara kuzgun, özlemini çekersin içine,
Bir muhabbet kuşudur şimdi çifte kumru
Püfürdüğüm kehribar ağızlıklı nargilenin marpucu.
Karakolda ayna var, umudum, fosforlu cevriyem,
Aynalı çarşıda karasevda var,
Saat kulesinin altında puslu karaltı,
Avcunda bir çift kızıl karanfil
Bilirsin gelmeyecek, çünkü bir daha gelinmiyor
Yine de beklersin, hiç çıkar mı akıldan, hep hatırlanan?
Ve her hatırladığında içinden bir bam teli alıp götüren
Sabahları perdeyi açınca penceremin pervazına konan serçe yok
Şimdi baktığım her çıplak ağacın dalına takılmış bir kuş tüyü
İncecik sarışın kızlar görürüm, hep Yıldız
Karla kaplı ormanda yapayalnız bir kuş,
Avcuma alıp okşayamam,
“YILDIZ” diye seslenirim ardından, “YILDIZ” diye
Hiç kızı olmayan annem ne çok sevmişti YILDIZ’ı
İncecik sarışın kızlar görürüm, hep YILDIZ
Ona külahlı bir dondurma yediremem
Kime söylesem şimdi, geceye mi seslensem?
Akşamları işten gelince kapıyı çalan kadın yok
Sabahları perdeleri açan kimse yok
En çok serçeparmağına dokunmak isterim, yok!
Ölen artık unutmuştur sevdayı
Sağ kalan âşıktır hâlâ
“Ey unutuş, kurtar bu gamlardan beni”
Cavlı ÇULFAZ
Attachments area
Deniz Zeyrek, Siyasetteki Zugzwang Halleri, Sesli Köşe Yazısı, 5 Ağustos 2020 Çarşamba, Sözcü,