DEVRİMCİ MİRAS KİTAPLIĞI
TKP’NİN 100. YILINDA İ. BİLEN’İN,
ZEKİ BAŞTIMAR’A DARBESİ!
Kıvılcımlı’yı ağrı ve sızılar içinde ortada bırakanlardan biri olan Zeki Baştımar, Kıvılcımlı’nın ölümünden yaklaşık 1 ay sonra (Kasım 1971’de) beyin kanaması geçirir. Demokratik Alman Cumhuriyeti’nde (Berlin’de) güzel bir hastanede tedavi olur. Baştımar hastalıktan çok, Dış Büro’daki diğer iki yoldaşından (İ.Bilen ve A.Saydan’dan) darbe alır. O da “hastalıklı enternasyonalizm” anlayışının acılarını tadar. Tıpkı, Kıvılcımlı’ya yapılan gibi!
Olayın öyküsünü Mehmet İnanç Turan’ın kitabından okuyalım:
***
“Zeki Baştımar’ın TKP MK Sekreterliği’nden alınıp yerine İ. Bilen’in getirilmesi, SBKP-TKP ilişkilerinin nasıl yürüdüğünü göstermesi açısından öğreticidir. Proletarya enternasyonalizminin ne hale getirildiğini bu ilişkide görebiliriz. Ayrıca Stalin’i reddeden, ama Stalinci parti prensiplerini uygulayan anlayışı, yoldaşça olmayan parti ilişkisini kavrayabiliriz.
Sovyetler Birliği Yüksek Sovyet Prezidyumu tarafından 17 Nisan 1970’de Zeki Baştımar’a, “Lenin 100. Doğum Yılı Jübile Nişanı” verilir. TKP MK Birinci Sekreteri olan Zeki Baştımar ödüllendirilmiştir.
Kasım 1971’de Zeki Baştımar ilk beyin kanamasını geçirir, sağlığı bozulur.
TKP MK Dış Bürosu bu dönemde İsmail Bilen, Aram Pehlivanyan ve Zeki Baştımar’dan oluşmaktadır. İ. Bilen, SBKP MK Uluslararası İlişkiler Şubesi Başkan Vekili Zagladin’le 26 Aralık 1972’de özel bir görüşme yapar. İ. Bilen’in amacı, Sovyetler Birliği’ni etkileyerek Zeki Baştımar’dan TKP sorumluluğunun alınmasını ve kendisine verilmesini sağlamaktır.
İ.Bilen yıllarca birlikte çalıştığı Zeki Baştımar yoldaşını, Zagladin’e şikâyet eder. Bilen’e göre: TKP’nin aktifleşmemesinin önündeki engel Zeki Baştımar’dır. Kişiye tapınmayı partiye o getirmiştir. Kolektif çalışmayı çiğnemektedir. İsmail Bilen’in, Zeki Baştımar (Yakub Demir) hakkında Zagladin’e verdiği bilgi şöyledir:
“TKP’nin çalışmalarını aktifleştirmenin, partiyi yeni baştan düzenlemenin önündeki başlıca engel Y. Demir’dir.
(…)
Demir, şahsına tapmayı getirmiş olmanın yanı sıra, parti işleriyle ilgili kararlara kimsenin katılmasına izin vermemekte, parti yönetimini güçlendirmeye, TKP’nin yeni program ve tüzüğünü hazırlamaya (yürürlükteki parti Program ve Tüzük’ü 30’lu yıllarda kabul edilmiştir ve doğal olarak, eskimiştir) ve Batı Avrupa’daki TKP gruplarının yönetimini güçlendirmeye yönelik bütün önerilere fiilen karşı çıkmaktadır. Demir, bu parti gruplarının her biriyle bağları ayrı ayrı kendi elinde tutmaya çalışmakta, böylece Batı’da yaşayan Türkler arasında gerçek çalışmaya geçme olanağını ortadan kaldırmaktadır.”[1]
Dikkat edilirse İ. Bilen, Zeki Baştımar’ı bir zamanlar Kruşçev’in Stalin’i, ardından Brejnev’in Kruşçev’i suçladığı gibi suçlamaktadır. Zeki Baştımar, kendine tapınmayı yaymıştır, başına buyruk davranmıştır. İ. Bilen niçin kendi yoldaşını parti içinde açıkça eleştirip çözüm yolu aramamaktadır? İ. Bilen bilmektedir ki, TKP’de yönetim değişikliği olacaksa; Sovyetler Birliği’nin onayıyla olacaktır. Stalin’in yarattığı, daha sonra Kruşçev ve Brejnev’in sürdürdüğü “proletarya enternasyonalizmi” ilişkisi budur.
SBKP, 1970 yılında “Lenin Nişanıyla” ödüllendirdiği Zeki Baştımar’dan vazgeçmiş olmalı ki, Mart 1973’te Alman Demokratik Cumhuriyeti (ADC) Hastanesi’nden Zeki Baştımar’a bir “görev yapamaz” raporu alınır.
24 Mayıs 1973’te TKP Merkez Komitesi Bürosu’nun toplantısı yapılır. Bu toplantıda daha önce alınmış olan rapora göre, Zeki Baştımar’ın “kafaca çalışamaz” hale geldiği, “görevden alınması” gerektiği vurgulanır. Zeki Baştımar sadece hastalığından dolayı görevinden alınmamaktadır. Ayrıca, kolektif çalışma ilkesini çiğnediği, fraksiyonculuk yaptığı için görevine son verilmektedir. 24 Mayıs 1973 TKP MK Bürosu’nun toplantı tutanağında şunları okuyoruz:
“Demir yoldaş, hastalıktan başka, parti yönetiminde kolektif çalışma ilkesini daha kaba çiğnemekte, Büroda çoğunlukla alınan kararlara uymamakta, bunları tanımamaktadır. Partiyi yanlış yollara sürüklemektedir. Açıktan fraksiyonculuğa geçmiştir.
(…)
Partinin bugünkü kritik durumu, önünde somut duran sorunlar serin kafayla, elbirliğiyle, yoğun bir çalışma istiyor.
Karar: Bütün bu nedenlerle Demir yoldaş, TKP Merkez Komitesi Birinci Sekreteri görevinden alınmıştır. Emekliyle ayırılmıştır. Karar oy çoğunluğuyla verilmiştir.
(…)
TKP Merkez Komitesi Bürosu
Üye: Marat (İMZA)
Üye: Aram (İMZA)”[2]
Peki, bu kararı kaç kişi almıştır? İki kişi! İsmail Bilen ve Aram Pehlivanyan.
Zeki Baştımar bu kararı tanımayacağını belirtir.
Bu toplantıdan sonra Zeki Baştımar, SBKP Uluslararası İlişkiler Sekreterliği’ne bir mektup yazar. Kendi hakkında verilen raporun hastaneden çıktıktan dört ay sonra yazıldığını, kendisini tedavi eden doktorların imzası olmadığını söyleyerek “belirli amaçla” bu işin yapıldığını anlatmak ister. İ. Bilen’i birçok konuda suçlar. Zeki Baştımar’ın amacı da Sovyet yetkililerini ikna edip, alınan kararı değiştirmeye yöneliktir.
Burada hangi tarafın doğruyu söylediği bir yana, önemli olan TKP’nin yönetim kademesi için iki tarafın da Sovyetler Birliği’ne baktığıdır. TKP’deki yönetim sorununu, SBKP çözecektir. Yanlış olan budur!”
(Mehmet İnanç Turan, Mustafa Suphi’nin Partisi’nde Sosyalizm ve Enternasyonalizm, Etki Yayınevi, 2018, s.155-159.)
[1] İsmail Bilen, Zagladin ile 26 Aralık 1972’de yapılan görüşme zabtından, aktarma Zeki Baştımar, Yaşam Öyküsü, Mektuplar, Yazılar, Sosyal Tarih Yayınları, 2009, s.41.
[2] TKP MK Bürosu Toplantı Tutanağı, 24 Mayıs 1973, aktarma Zeki Baştımar, Yaşam Öyküsü, Mektuplar, Yazılar, Sosyal Tarih Yayınları, 2009, s.42.