Kapitalizmin Yapay Zekaya Dayalı Kâr Rüyasını Değiştirmek

 

Yapay zeka (YZ) ve dünyayı nasıl değiştireceği bugünlerde popüler bir tartışma konusu. İnsanların hayatlarını altüst edebilecek daha aldatıcı görüntüler üreteceği ya da kitlesel korkuyu körükleyebilecek propaganda yaratacağı endişesi var. Yapay zekanın giderek daha sofistike hale gelmesinden kaynaklanan insan neslinin tükenmesine dair nihai bir korku var. Bunlar geçerli endişeler.

Bir de yapay zekanın istihdam için oluşturduğu daha sıradan görünen bir tehdit var. Bu tehdit, şu başlığın bazı yinelemelerini içeren sayısız hikaye şeklinde ifade ediliyor: Hangi işler yapay zeka nedeniyle kaybolma riski altında?

Çoğu analist, yapay zekanın grafik tasarımcıların, metin yazarlarının, müşteri hizmetleri temsilcilerinin ve tele-pazarlamacıların yerini alacağını öngörüyor. Bu listelerin en anormali olanlarından bazıları, öğretmenlerin ve psikologların yerini yapay zekanın almasına odaklanıyor.

Yapay Zeka Fırtınası mı, Tiklama Tuzagi mi?

Hikayeler, insanların kendilerini geleceğe hazırlayabilmeleri için yaklaşan fırtınayı tahmin etme niyetiyle yazılmıştır. Ancak başlıklar aynı zamanda kasıtlı olarak tıklama tuzağı olarak tasarlanıyor ve muhtemelen önümüzdeki yıllarda kendi işlerinin yerini yapay zekanın alıp almayacağını öğrenmek isteyen okuyucuların korku temelli tüketimini körüklüyor.

“Yapay zeka işinizin yerini alacak mı?” sorusunun çerçevesi, yüzyıllardır iş başında olan daha büyük sorunu gizlemektedir; bu da işlerimizin ve dolayısıyla eğitimlerimizin, kariyerlerimizin ve geçim kaynaklarımızın, maliyetleri en aza indirmeyi ve karı en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan kapitalist bir sistemin kaprislerine nasıl bağlı olduğudur.

Nitekim, yapay zekanın gazetecilik işlerinin yerini alabileceği uyarısında bulunan Tamedia sahibi Isvicre medya grubunun CEO’su Jessica Pappel Schulz, Darwinist bir mantıkla, “Yapay zeka bağımsız gazeteciliği her zamankinden daha iyi hale getirme ya da basitçe onun yerini alma potansiyeline sahiptir” ve bu nedenle “Sadece en iyi orijinal içeriği yaratanlar [yayınevleri] hayatta kalacaktır” dedi.

YZ’yi eleştirenler, doğuştan gelen yaratıcılığımız ve merakımız nedeniyle asla insanların yerini alamayacağını söylerken, genellikle gözden kaçan nokta, YZ’nin büyük iş değişimini yapanların insanlar olduğudur – küçük bir avuç insan. Şirketlerin yönetim kurulu odalarında oturan ve hissedarlara, insanları yapay zeka ile değiştirerek kar paylarını nasıl en üst düzeye çıkarmayı planladıkları hakkında sunumlar yapan seçkinler grubundan geliyorlar.

Sormamız gereken soru, yapay zekanın insanların yerini alıp alamayacağı değil. “Neden bazı insanlar geri kalanımızın sahip olduğu işleri yapay zeka ile değiştirmeye bu kadar niyetli?” olmalıdır. Daha da ötesi, neden kaderimiz üzerinde bu kadar kontrol sahibi olmadığımız bir dünyada yaşıyoruz?

Yapay Zeka: Dijital Bir Araç

Yapay zeka, işleri otomatikleştiren diğer yenilikler gibi, sadece hayatı kolaylaştırabilecek bir araçtır. Elde yıkamakla vakit kaybetmek yerine çamaşırlarımı yıkamak için bir makine, bulaşıklarımı yıkamak için de başka bir makine kullanabilirim. Grafik tasarımcılar, resimleri elle boyamak yerine dijital olarak boyamak için zaten yazılım kullanıyorlar. Eğer yapay zeka bazı işleri kolaylaştırıp bize rahatlama ve eğlence için zaman kazandıracak bir araçsa ve biz de aynı ya da daha fazla kazanç elde edeceksek, öyle olsun. Ancak kurumsal işverenlerin maaşlarımızı kesmesi veya işlerimizi tamamen yapay zeka ile değiştirmesi kaçınılmaz olmamalıdır. Bu, insan refahı kaygısından ziyade kar güdüsüne dayanan bir sistemde yapılan bir seçimdir.

Bizim bir meslek olarak gördüğümüz şeyi, büyük şirketler “işgücü piyasası” adı verilen dev bir çarkın dişlisi olarak görüyor. Yapay zekanın bu piyasayı “bozacağına” dair korkunç tahminler, tüm trendi neredeyse yörüngesi insan elinin dışında olan doğal bir olgu olarak gösteriyor.

Ancak yapay zekanın patlama yapmasının nedeni, şirketler için dev bir talih kuşuna dönüşmesi. Bir ekonomik tahmine göre “yapay zeka (YZ) pazarının önümüzdeki on yıl içinde güçlü bir büyüme göstermesi bekleniyor. Yaklaşık [100 milyar dolar] olan değerinin 2030 yılına kadar yirmi kat artarak yaklaşık [2 trilyon dolara] ulaşması bekleniyor.”

Yapay zeka büyük bir iş, belki de en büyüğü. Vaat ettiği anormali, düzenlenmemiş kapitalizmin doğal bir son noktasıdır. Eğer “perdenin arkasındaki adam” bizim yerimizi almaya hevesliyse, biz neden perdeyi yırtıp onun yerine geçmeyelim?

 

About Mustafa Aydın

Check Also

Toplumsallık illüzyonları

Burjuva toplumda birbirleriyle ancak metalar aracılığıyla ilişki kurabilen yalıtık bireyler, meta mübadelesinin yapıldığı pazarda kof …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com