AKP-MHP’yi CHP’de yeniden doğurmak
AKP-MHP iktidarı CHP’de yeniden doğurulmak, tarihi bir hesaplaşmayla, hakiki bir demokratikleşmeyle sonuçlanabilecek iktidar değişikliği alenen çalınmak isteniyor.
Zira en azından İYİ Parti açısından HDP ve Kürtler bu süreçte çok büyük ve tehlikeli bir hesabın da kurbanı yapılmak isteniyor olabilir. İYİ Parti yahut “devlet aklı” HDP’yi muhalefetin parçası olarak göstermemek, dahası Kürt siyasetini AKP’ye doğru itip gitmekte olan iktidarın son destekçisi, son günahın aktörü gibi göstermek istiyor.
https://amp.artigercek.com/yazarlar/irfan-aktan/akp-mhp-yi-chp-de-yeniden-dogurmak
Eleştiri elbette gerekiyor ama şunu da unutmayın: Mükemmel, iyinin düşmanıdır
Mükemmel iyinin düşmanıdır!
Rahmetli Demirel de siyaset meydanının
kızıştığı zamanlarda bu sözü ara sıra kullanırdı.
Eleştirisiz hayat olmaz.
Hele siyaset hiç olmaz.
Eleştirel düşünce olmadan insanlığın tekerliği
iyiye doğru dönmez.
Öyledir ama özellikle siyasette eleştirinin dozu da
kritik bir konudur.
Dozu kaçtı mı, “iyi”yi yakalayım derken,
hiç istenmeyen sonuçlarla karşı karşıya kalabilirsin.
TİP Kongresi ve solun fırsatları
Bugünkü yapısıyla TİP, Halk Partisi’nin “solunda” duran bir parti. Bunun alt-başlıklarını sıralamaya kalkışmayalım
Solunda”. Yani, hem muhalefetinin dozunda, hem de kazanacak olursa yapmayı düşündüğü işlerin niteliği açısından, CHP’nin ilerisinde.
Birikim”de kendi yazdığım yazıda solu olmayan bir siyaset, solu olmayan bir dünya olabileceğine inanmadığımı söylemiştim. Bunu söylemek de bir “kahinlik” başarısı değil elbette. Olmayıp da ne olacak?
Ama bu, “eski sol”un hortlaması biçimini almamalı. Örneğin, dogmatik olmamalı.
https://t24.com.tr/yazarlar/murat-belge/tip-kongresi,34224
Sokak öğretir, eylem siyasallaştırır
Geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri’nde süregiden grevlerle ilgili bir program izledim. Maden işçilerinin Atlanta’daki grevini merkezine alan bir programdı. Programdaki röportajlarda grevcilerin söyledikleri hem çok öğretici hem de çok düşündürücüydü. Örneğin grevci kadınlardan biri, grev başlayana kadar sendika ile hiç ilgilenmediğini, kocasının aidat ödemesi dışında sendikanın yaşamında herhangi bir yeri ve anlamı olmadığını, ancak grevlerle birlikte sendika ve hak mücadelesi konusunda görüşlerinin değiştiğini, artık grevciler olarak kocaman bir aile olduklarını söylüyordu.
https://www.evrensel.net/yazi/90388/sokak-ogretir-eylem-siyasallastirir
Başkanlık sisteminin nesi kötü
Kennedy suikastında niye farklı ayrı açılardan ateş açıldı, Rusya’da arka arkaya yaşanan gazeteci suikastlarının arkasında kim var, İstanbul’daki kanlı 1 Mayıs öncesi meydandaki otele konaklayan Amerikalılar kim, partisi kapatıldıktan sonra İsviçre’ye giden Erbakan orada ne yaptı… Yakın tarih cevabı hala anlaşılmayan binlerce soruyla dolu. Ama hiçbiri eski sistemde seçilme riski olmayan – aynı sistem sürse büyük ihtimalle de uzun süre hiç olmayacak – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın neden “yüzde 50 artı bir” diye bir formül icat ederek başkanlık sistemine geçtiği sorusunun yanıtı kadar gizemli değil sanki
Başkanlık sisteminde bu kadar ısrar edilmesinin, yıllarca bir ideal olarak görülmesinin nedeni sadece iktidarın işlerin daha kolay yürüyeceğine inanması değildi. Bir imaj olarak Amerikan Başkanı dışarıdan hep cazip geldi. Filmlerden, dizilerden gördüğümüz dediği dedik, her şeyi yapabilen, bir telefonla dünyaya hükmeden, Jack Bauer ve Superman’le direkt hattan konuşan başkan algısına kapılmak epey kolay.
Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden
AKP iktidarının gayriresmî üyesi MHP, milletvekillerini ve yönetim organı üyelerini Kızılcahamam’da üç günlük kampa almış. Kampın kapanışında da AKP Reisi’nin kararlı destekçisi, MHP’nin 2. Başbuğu Devlet Bahçeli uzun bir “değerlendirme” konuşması yapmış.
AKP medyasında her sabahki turumu attım. Sabah, Hürriyet, Milliyet, Yeni Şafak ve MHP’nin kardeş partisinin organı Aydınlık’ta konuşma neredeyse tam metin yer almış.
“Melek” Ahuların değil emekçi sınıfların safındayız
Kadınların kurtuluşu toplumsal kurtuluşla, örgütlü bir sınıf mücadelesi ile mümkündür. İşçi Ayşe’nin safı ‘’melek’’ Ahu’nun değil, emekçi sınıfların safıdır. Güçlü olan da, haklı olan da emekçi kadınlardır. Emekçi kadınlar gücünü makyajlanmış medyatik imajlardan değil üretimden ve örgütlülüğünden alır. Haklılığı ise tarihseldir.
https://gazetemanifesto.com/2022/melek-ahularin-degil-emekci-siniflarin-safindayiz-483309/