MARKSİZM SOHBETLERİ
Aydın Engin: Bolu’da halk dalkavukluğunun utanç verici yükselişi
“Bolu bu utancı hak ediyor mu?
Popülizm terimini Türkçeye “halkçılık” diye çeviren çokbilmişler var. Ben “halk dalkavukluğu” diye çeviren az bilmişlerdenim.”
https://www.rojawelat.me/basindan/aydnenginboludahalkdalkavukluununutanvericiykselii
Demirtaş ve helalleşme korkusu
“Kılıçdaroğlu helalleşmeyi, toplumu barıştırmayı Allah göstermesin ya başarırsa (!)…
Korkusunu saklayamayan sadece iktidar cephesi değil. Hafta sonu Diyarbakır’daydım, duydum ki HDP cenahında da kavgadan beslenip normalleşmeden ödü kopanlar var.
Selahattin Demirtaş haklıymış. 18 Kasım’da Politikyol sitesinde çıkan “Helalleşme” yazısında öngörmüş ve göze almıştı alacağı tepkileri.
CHP liderinin çağrısına, cezaevinden tam destek verirken şöyle demişti:
“Buradan özeleştiri yapmamız kimilerince istismar edilecek, birilerine yaranma çabası olarak yorumlanabilecektir.”
Beklediği gibi, varlığı ‘çözümsüzlüğün devamı’na bağlı olanlar, paniğe kapılmış.”
https://m.duzceyerelhaber.com/akif-beki/66328-demirtas-ve-helallesme-korkusu
Kreşendo zamanı
Seslerimizi yükseltmeli, hem de çok yükseltmeliyiz.
Bu zulmün, bu baskının, bu sömürünün, bu vurdumduymaz politikalarla, iktidarın tarümar ettiği ekonomik felaketin altında ezim ezim ezilmemize son verebilmek için, haykırmanın, daha etkili ve yüksek sesle haykırmanın, yani “Kreşendo”nun zamanıdır.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/zafer-arapkirli/kresendo-zamani-1887251
SOL Parti meydanlarda
“SOL Parti’nin Trabzon’dan başlayıp İzmir’de ivme kazanan, pazar günkü İstanbul buluşmasıyla taçlanan Devrimci Demokratik Cumhuriyet mitingleri hamlesi taze bir heyecanı, kendi öz gücüne dayanan bir cesareti, tüm topluma bulaşması umut edilen bir özgüveni sergilemesi açısından kritik önemdeydi. Kendi ayakları üzerinde durabilen bağımsız bir sosyalist hareketin varlığı elbette sadece dosta güven vermekle kalmayıp, ancak arayış içindeki genç kuşaklara uzanabildiği, erkek egemenliğine başkaldıran kadınların sesi olabildiği, soluğunu duyuramayan geniş kitlelere umut verebildiği, onların katılımıyla çoğalabildiği ölçüde anlam kazanacaktır.”
https://www.birgun.net/haber/sol-parti-meydanlarda-366750
İklim krizi sadece çevreyle değil sağlıkla da alakalı
İklim değişikliğiyle mücadelenin ahlaki tarafı su götürmez, ekonomik yönü de tartışılmaz. İklim hedeflerimize ulaşmada sağlık tarafının da eşit derecede güçlü olduğunu iddia ediyorum.
Görünüşe göre DSÖ aynı fikirde. DSÖ, COP26 öncesinde, sağlığın iklim değişikliği gündeminin ön sıralarında yer aldığından emin olma gerekliliğini vurgulayan özel bir rapor yayımladı. Nedeni çok açık.
2030 ile 2050 arasında iklim değişikliğinin dünya genelinde her yıl yaklaşık 250 bin ilave ölüme neden olması bekleniyor.
Ufuktaki sınıf mücadeleleri
İktisatçı Prof. Ümit Akçay, “Her ne kadar ithal girdi oranı yüksek olsa da özellikle emek yoğun sektörlerde çalışan ihracatçıların bu süreçten kazançlı çıktığı aşikar,” diyor. “Bunun yanında gıda, tekstil gibi sektörlerin bu süreçten kârlı çıktığı aşikar. Faiz indirimi inşaat sektörü […] için de çok önemli. Çünkü Türkiye’de konut stoku var ve faiz indirimine en çok duyarlı sektörlerden biri inşaat sektörü. Kredi ile borçlanarak konut alabiliyor insanlar. Dolayısıyla satılabilmesi için mevcut konutların, faizlerin düşmesi gerekiyor. Örneğin işçi ücretleri TL ile ödeniyor. Ama dövizle geliri olan ihracatçıları düşününce işçi ücretlerini düşürmenin bir yolu aynı zamanda. TL’deki düşüş sayesinde maliyetleri de düşüyor bu kesimlerin. En azından işçilik maliyetleri.”
“Büyüme”nin sürdürülebilmesinin can suyu olan işgücü fiyatının sudan ucuz hale getirilmesi, Erdoğan’ın faiz-döviz tercihlerinin otomatik sonuçlarının başında geliyor. Merkez Bankası Başkanı bunun aynı zamanda uluslararası sermayenin “ucuz emek piyasası”na ulaşmak için Çin’e kadar gitmek yerine Türkiye’ye yönelmesi için bir fırsat olduğunu da haber veriyor.”