Köşelerden Bir Demet (340)-Cavlı Çulfaz

Boyun eğmeyenler, isyan edenler, kurulu düzene başkaldıranlar tarihin her döneminde başlangıçta azınlıktır. Çünkü onlar öncüdür, fedaidir. Tarihin değişim dinamosunun yakıtı, toplumsal dinamitin fitilidir. Bu nedenle onlar önce kendi edebiyatını kurar, destanlarını yazarlar.

https://www.birgun.net/haber/solun-safligi-halkin-uyanikligi-i-355237

Bizim kadim Mağriplinin yoldaşı General diyordu ki 1883’de, ta o zamanlar, Doğa’nınDiyalektiği’nde: “ Artık anlamalıyız ki; bizler hiçbir zaman doğaya egemen olmak gibi bir çaba içinde olmamalıyız; tersine etimiz, kanımız ve beynimizle ondan bir parça ve onun tam ortasında olduğumuzun bilinciyle davranmalıyız. İnsan olarak doğa üzerinde kurduğumuz egemenlik, onun yasalarını tanıma ve doğru olarak uygulayabilme üstünlüğüne sahip olabilmemizden öteye gitmemelidir. Hele varoluşumuzun ilk koşulu olan suyu ve toprağı bir alışveriş nesnesi yapmak, insanın kendisini bir alışveriş nesnesi yapmaya doğru atılmış bir adımdır. Su ve toprağın alınır, satılır bir mal hâline getirilerek bir azınlığın tekeline alınması ve geri kalanların dışlanması ahlâksızlıktan başka bir şey doğurmaz…”

https://www.gazetepatika15.com/sibel-ozbudun-yazdi-yangin-ve-bildigimiz-devletin-sonu-95062.html

https://en.wikipedia.org/wiki/Dialectics_of_Nature

https://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fan%C4%B1n_Diyalekti%C4%9Fi

İnsanlığın henüz bilgiyi derinleştiremediği zamanlarda hurafeye teslim olan sistemin kölesi insan artık hurafeyi de aklınca modernleştirdi. Çünkü her geçen gün biraz daha büyüyen kâr hırsıyla doğayı tahrip ettikleri ortaya çıkınca çıldırıyorlar.

https://www.birgun.net/haber/doga-yasalari-kapitalin-hirsindan-buyuktur-355230

Gerçekten de, 1919’da, Mustafa Kemal Paşa’nın başlattığı ve laik Cumhuriyet’le noktalanan devrimci hareketin olağanüstü niteliğini anlamak için bu tarihi arka planı asla gözden uzak tutmamamız gerekiyor. Üstelik aynı yaklaşım, çok partili hayata geçildikten sonra her türlü fırsatı devrim düşmanlığı için kullanan siyaset bezirgânlarını anlamak için de gereklidir! 2015 Eylül’ünde cansız bedeni Bodrum sahillerine sürüklenen Aylan Bebek’in dramı ise henüz yazılmadı!

https://www.birgun.net/haber/dunden-bugune-turklerin-goc-le-sinavi-355241

15 Ağustos, Harun Karadeniz’in en verimli döneminde yaşama veda edişinin 46. yıldönümü… ‘Ölsün istiyoruz’ demiş Adli Müşavir. ‘O eline silah almadı, eğer eline silah alsaydı işini bitirmek çok kolaydı. O bizim için eline silah alanlardan daha tehlikeli ve onun için de ölsün istiyoruz.’ Bu sözler 1972 yılı sonbaharında söylendi. Şu an yıl 1975 ve aylardan şubat. Benim sağ kolum kesildi ve fakat ölmedim…” Sevgili Harun’u, aynı yıl, Deniz Gezmiş’in idamından üç yıl sonra, 15 Ağustos 1975’te sonsuzluğa uğurladık.

https://artigercek.com/yazarlar/doganozguden/60-larin-iki-devrimci-deniz-i

http://kirmizibeyazdergi.org/biyografi/dogu-perincek-68-nostalji-degil/kirmizibeyaz/

Altındağ mutluluğu çalınmış bir ilçe! Orada mutluluğu çalınmış mülteciler yaşıyor. Aynı yerde bu ülkenin mutluluğu çalınmış insanları mutluluğunu arıyor. Mutluluklarının 300 liraya kiralanmış o evlerde olmadığını onlar da biliyor. Işık yakıldığı için orada arıyorlar! O ışığın altında korkuttuğunuz çocuklara iyi bakın ama, tıpkı sizin çocuklarınız gibiler… ilkokul çağında hepsi, kenar çocukları / kar altındadır…

https://www.birgun.net/haber/altindag-355128

Ama savaşın sonuçlarını en derinden yaşayan iki ülke Rusya ile Türkiye. Her ikisinde de imparatorluklar çökmüş. Çarlık Rusyası sona ererken Bolşevik Parti Marks’ın öngörülerine ters düşercesine gerice bir ülkede sosyalizmi kurmaya girişmiş, Türkiye’de ise yüzyılların birikimi kültür kodlarını altüst edercesine siyasi devrim yanı sıra zihniyet devrimi yaşanacak. Bolşevik mimar Bruno Taut, Ankara’da Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’ni inşa ederken Bauhaus anlayışından esinleniyor. Türkiye, Cumhuriyet’le birlikte siyasette olduğu gibi kültür ve sanatta da yeni bir beyaz sayfa açıyor.

https://www.birgun.net/haber/zafer-toprak-turkiye-de-laiklik-kurulurken-antropolojiden-yararlanildi-355246

Muktedir, Şam’da o namazı kılabilseydi sevinen yalnızca iktidar yandaşları mı olurdu? İmar planı değişikliklerinden yalnızca yandaşlar mı yararlandı? İmar barışı, yalnızca İslamcı camiayı mı barıştırdı dersiniz! Siyasal İslamcılar fantastik hayallerinin peşinde ülkeyi bu hale getirirken, o kadar da yalnız değildi!

https://www.diken.com.tr/canim-ben-gidip-de-saldirsinlar-mi-dedim/

Gerçekten de, 1919’da, Mustafa Kemal Paşa’nın başlattığı ve laik Cumhuriyet’le noktalanan devrimci hareketin olağanüstü niteliğini anlamak için bu tarihi arka planı asla gözden uzak tutmamamız gerekiyor. Üstelik aynı yaklaşım, çok partili hayata geçildikten sonra her türlü fırsatı devrim düşmanlığı için kullanan siyaset bezirgânlarını anlamak için de gereklidir!

https://www.birgun.net/haber/dunden-bugune-turklerin-goc-le-sinavi-355241

Kara Mart 1972 – Yıllardır her Mart ayı benim için stresli geçer. Devrimci bir hareketin dağılışının acısını duyumsarım. Yitirdiğimiz arkadaşlarımızı özlem ve onurla andığım bir aydır Mart ayı.

https://m.bianet.org/bianet/toplum/128952-kara-mart-1972-anilar

https://independent.academia.edu/CAVLICULFAZ

https://en-gb.facebook.com/groups/DemBirDay/

Shakespeare – The Merchant of Venice – “Parlayan herşey altın değildir. Sana öyle söylendiyse bile buna güvenme. Pek çok insan benim ışıltıma kapılıp yaşamını feda etti. Altın mezarların da içinde kurtlar yuvalanır.”

https://www.bbc.co.uk/sounds/play/p06964dq

Aziz Nesin, Gözüne Gözlük kitabından Mu Ni? adlı öyküsünü okuyor.

https://www.youtube.com/watch?v=J6A5MVWfNP8

Attachments area

Preview YouTube video Mu Ni? – Aziz Nesin (Kendi Sesinden)

Mu Ni? – Aziz Nesin (Kendi Sesinden)

About Mehmet Tas

Check Also

GÜNDEMDEN BİR DEMET (1)- Admin

Engels’in Bilinmeyen beş özelliği Sanata karşı derin bir ilgisi vardı Engels gençliğinde bir dansçıydı, şarkı …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com