Mücadele etmek için “umut” (zafer güvencesi) gerekir anlayışı, etik olarak yanlıştır, siyasi olarak da teslimiyettir. Diğer taraftan, mücadele başlamadan önce “durum” umutsuz olabilir ama mücadele, “durumu” içine yeni bir unsur katarak değiştirmeye başlar: “On s’engage et puis on voit” (Lenin: Önce içine girilir sonra bakılır).
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ergin-yildizoglu/evet-umut-var-1854309
“Kendi menfaatlerini milletin menfaatlerinden üstün tutanlara, kendi hak edilmemiş emeklerini yiyebilmekte devam etmek için milletlerini kölelik zincirleri, cehalet karanlığı, korku uyuşukluğu içinde bırakmaya çabalayanlara lanet olsun… Kendi sattıkları devletin sözde dostluğunu kendi milletine mazur gösterebilmek için yurtlarına kavi ve korkunç düşmanlar icat edenlere ve memleketini yakın tehlikelere sokmak isteyenlere lanet olsun…”
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/markopasa-yazilari-ve-otekiler-1852543
“Flora, fauna ve homo sapiens birlikteliğinin hiçbir zaman göz ardı edilmediği, Anadolu ve Rumeli bütünlüğünün muhafaza edildiği ve kanallarla parçalanmadığı ve Türkiye’nin çölleşmediği nice bayramlar diliyorum.”
https://www.birgun.net/haber/tbmm-kendi-gundemini-ne-zaman-belirler-352517
İnsanın doğa üzerindeki olumsuz etkilerinin zirve yaptığı, Antroposen Çağ diye adlandırılan günümüzde bu bakışa ihtiyaç var. Doğayı ortadan kaldırırken kendi varoluş koşullarını da ortadan kaldıran insanın kendi deneyimlerine eleştirel bakabilmesi, hatta her şeye sıfırdan başlamaya göze alması için bu çocuksu deneyimsizliğe ihtiyacı var.
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dikkat-sehirde-cocuk-var-1852542
Karanlık dönemlerde mizahın daha da hayati bir yeri vardır. İnsanın dalgasını geçemediği her şeyden korkabilir. Ama korkmak da insani bir duygudur. “Korkmak değil, korkup kaçmak alçaklık. Mizah, mazlumun gücüdür. Sadece günlük siyaset değildir kapsamı, varoluşu da sorgular. Mizah, her türlü düzenliliğe karşı pozisyon almak zorundadır. Ne tarafa doğru olursa olsun bir karşı duruş kaçınılmazdır. Dolayısıyla eleştirel olmak zorundasınız. Aksi takdirde korkunç sessizlikler sizi bekler, yani kimsecikler gülmez.”
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/mizahin-yeni-adresi-tarama-ucu-1852540
Nâzım Hikmet, “Mavi Ateşçik” programında Rusça konuşuyor…
https://listelist.com/nazim-hikmet-rusca-yeni-goruntuler/
Eski Türklerde “yemek, siyaset ve simgesellik” ilişkisinin ilk ifadesini, Türkler henüz Müslümanlığa geçmemişken, Uygurca kayda alınan “Oğuz Destanı”nda buluyoruz. Bu destandan, Kağan’ın boylara “toy” adı verilen şölenler verdiğini ve bu vesileyle de halka “benim ağzıma bakıp durmanızdır dileğim!” mesajı ilettiğini öğreniyoruz. Ayrıca kağanlar her yıl bir kez de saraylarını halka yağmalattırıyor ve -ertesi yıl hızla yeniden oluşturacakları- servetlerini halkla “paylaşmaktan” kaçınmıyorlardı.
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/yemek-sadece-yemek-degildir-1853949
https://independent.academia.edu/CAVLICULFAZ
https://en-gb.facebook.com/groups/DemBirDay/
Gerçeküstücülüğün öncüleri Breton, Eluard, Aragon’un tekniğini spor sayfalarına taşıyan; İlhan Berk’in kelimelerinden Dali’nin fırça darbelerinden maç yorumları derleyen İslâm Çupi veda edeli yirmi yıl oluyor. Fakat daha da üzücü olan, spor yazılarını sanata ve edebiyata çeviren bir geleneğin son temsilcisiydi. “Olaylar sağ bekin lâhana dolması yemesiyle başladı…”
https://www.diken.com.tr/benzersiz-surrealist-bir-yazar/
[Doğan Özgüden yoldaş, ölüm yıldönümlerinde Kemal Türkler ve Fethi Naci ile ilgili olarak alttaki yazısını iletti. Kendisine teşekkür ediyorum. -C.Ç.-]
https://artigercek.com/yazarlar/doganozguden/fasizmin-unutulmaz-kurbani-kemal-turkler
[Sibel Özbudun ile Temel Demirer, alttaki yazılarını ilettirler. Teşekkür ediyorum. -C.Ç.-]
https://www.gazetepatika15.com/pop-muzik-fasli-temel-demirer-64532.html
https://www.welgmedya.com/yazarlar/sibel-ozbudun/aclik-onlenebilir-mi/1533/
İrlanda Milli Marşı’nın yazarı, Türkçe şiirler de yazan İrlandalı şair James Clarence Mangan…
https://listelist.com/james-clarence-mangan-kimdir/
İnsanlık Anıtı Heykeli’ni yapan ve heykeli yıktırılan Mehmet Aksoy diyor ki: