Muhalefet; her yanından pis kokular gelen, lağım çukuruna dönüştürülmüş ülkede bu pisliği kitlelerle, halkla birlikte temizlemek için bugün her zamankinden daha elverişli bir ortam bulunduğunu fark ederse… Meseleyi sadece seçim kazanmakla sınırlı tutmadan, derin devletten bağımsızlaşmış, şoven milliyetçilikten arınmış, hak ve adalet temelli bir demokratik ittifakta buluşmayı başarabilirse… Ancak o zaman devletin çeteleşmesiyle etkin mücadele mümkün olur. Yoksa, bugün bu mafya yarın öteki mafya, bu pislik sürer gider.
https://t24.com.tr/yazarlar/oya-baydar/kutsal-devlet-efsanesini-yikmanin-zamanidir,31151
Bugünden kurtuluş için “merkez”i vurgulamak yerine, demokratik ve halkçı bir siyaset ekseninde, gayri memnun kitleler içinde büyümek, çeteleri/mafyayı/yoksulluğu yeşerten iklimi bitirecek programı da muhalif tüm siyasal, sosyal aktörlerin ortaklaşma zemini, inşa gündemi haline getirmek gerekiyor. Bu, biz yurttaşların da görevi. Şili geçen günlerde kurucu meclis seçimlerini yaptı ve halk, dikta anayasasından kurtulmak için gerçek değişimi arzulayanlara çoğunluk verdi. Baskı rejimi aşaması, Concertacion-uyumcu siyaset aşaması, demokratik yolla kurucu meclis seçen halkçı inşa aşaması. Hangi Şili’deyiz?
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/deniz-yildirim/hangi-silideyiz-1839209
Birleşmiş Milletler (BM) Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) eski direktörü ve baş ekonomisti Dr. Yılmaz Akyüz, TL’nin daha da zayıflamasının bir yandan enflasyonu azdırırken öte yandan kur riski yüksek şirketlerin sorunlarını katlayacağını vurguladı. Dr Akyüz, Türkiye’nin önümüzdeki dönemde krizi daha da derinleştirebilecek iki dış şokla karşı karşıya kalabileceğine dikkati çekti.
Dün Orhan Bursalı köşesinde önemli bir yazı yazdı. Ben de ona katılıyorum. Cumhuriyet gazeteciliğinin bu ülke için, dün olduğu gibi bugün de yöneticilerinin “iş kazalarına yol açan” bazı zaaflarından, hatalarından ve hatta ideolojilerinden bağımsız bir değeri ve önemli bir işlevi olduğuna inanıyorum.
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mine-sogut/kimin-lehi-kimin-aleyhi-1839216
https://en-gb.facebook.com/groups/DemBirDay/
Sadi Yumuşak’ın George Orwell’den derleyip çevirdiği Totalitarizm Üzerine başlıklı kitap, Liberte yayınları arasında çıktı.
https://www.liberte.com.tr/totalitarizm-uzerine
http://www.hurfikirler.com/orwellin-hayvan-ciftligi-uzerine/
Michael Portillo, Komünist Partisi’nin Morning Star gazetesine de uğruyor…
Klâsikler, insanların, hiçbir zaman “Okuyorum” demedikleri, genellikle “Yeniden okuyorum” dedikleri kitaplardır. Klâsikler, hem imgelemimize unutulmaz bir biçimde yerleşerek, hem de belleğimizin kıvrımları arasına bireysel ya da ortaklaşa bilinçdışı kılığında gizlenerek, belirli bir etki yaratan kitaplardır. Bu nedenle, olgunluk dönemimizde, gençliğimizin en önemli kitaplarını yeniden keşfetmeye ayrılmış bir zaman olmalıdır. Kitaplar aynı kalmış olsalar da (ki, değişmiş bir tarihsel bakış açısının ışığında onlar da değişir), biz hiç kuşkusuz değişmişizdir; dolayısıyla da, bu yeniden okuma tümden yeni bir okuma olacaktır.
https://akilfikir.net/klasikleri-neden-okumaliyiz-italo-calvino/
https://independent.academia.edu/CAVLICULFAZ
HANGİMİZİN YARASI YOK Kİ-SAİT ALMIŞ
Sait Almış, öykülerinde bize küçük bir sahil kasabasının, Foça’nın içinden, derininden, kalbinden sesleniyor. O kadar ki, anlatıcının yazar değil de Foça’nın kendisi olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz.
Geçen yüzyılın yerinden yurdundan ettiği sıradan insanların şaşırtıcı dünyalarıyla, sırlarıyla, boşlukta sallanan hayatlarıyla tanışıyorsunuz.
Haftalarca dinmeyen poyraz, yüzlerce yıllık ekmek telaşı, yüzlerce yıllık aşklar, acılar, endişeler, korkular; dönüp duran mevsimler…
Foça’da zamanın hep yinelenen sesi, sessizliği…
“Ne zamanı? Hangi zamandan söz ediyorsun?” diyor Sait Almış.
Hüsnü Arkan
SAİT ALMIŞ ın YENİ KİTABI nı tavsiye ederim…
Yüreğini ve aklını güçlü ve akıcı biçimlerde kalemine yansıtan,
Sait Almış
arkadaşımızın yeni kitabının İNKİLAP kitapevinden çıktığını öğrendim.
Arkadaşımızın. Bu yeni çalışması bir öykü kitabı.
Bende heniz okumadım.
Ama duygu yüklü öyküler dizisinden oluştuğunu, dilinin ve konularının insani duygularımızı sarmalıyacağını tahmin ediyorum.
En kısa zamanda okuyacağım…Tavsiye ederim.
Sedat Özgüven
https://www.inkilap.com/hangimizin-yarasi-yok-ki?