Tarihe ‘Aydınlar Dilekçesi’ olarak geçen, 12 Eylül darbesine karşı 1300 aydının altına imza attığı dilekçe 37 yaşında. Aydınların dilekçede dile getirdikleri birçok talep ne yazık ki hâlâ güncel…
https://www.evrensel.net/haber/432938/37-yasindaki-aydinlar-dilekcesi-h-l-yanit-bekliyor
Antiemperyalist olmak, küresel kapitalizme karşı bir ülke halkının tamamının dinine, ırkına, mezhebine ve rengine bakmaksızın hakkını ve hukukunu savunmaktır. Solun ve emekçilerin ayaklarını bastıkları topraklara ait bütün kültürel değerleri çoğulcu ve birleştirici bir anlayışla içermesi demektir. Daha önemlisi aydınlanmadan, laiklikten, bilimden yana olmaktır. Bu anlamda yurtseverlik yerelci değil, enternasyonalisttir. Yurtseverlik, halkçı /toplumcu bir karaktere sahiptir. Bu özelliği nedeniyle sadece emperyalizme değil, ulusal kapitalizme karşı bir mücadele potansiyeli de taşır. Her yurtsever sosyalist olmasa da her sosyalist yurtseverdir ya da olmalıdır.
https://www.birgun.net/haber/antiemperyalizm-ve-milliyetcilik-ii-344879
Kaçış yok. Kapitalizm tükeniyor. Birbirlerine girdiler. O diyor ben yiyeyim, öbürü diyor ben yiyeyim… Ama bulamayacaklar yiyecek bir şey… Paraları da olsa bulamayacaklar. O gün yakın. Devrim, kitlelerin kaçınılmaz eseridir. Kapitalizm, emperyalizm hem kötüdür. Çünkü sömürüdür, baskıdır, faşizmdir, vurmaktır, kırmaktır, savaştır, birbirine düşürmektir, ayrıştırmaktır, sınıf çelişkileri yaratmaktır… Yani artık gökyüzünü de sömüremiyorlar. Gökyüzünü sömürmeye çalışıyorlar ama bulamıyorlar bir şey… Tükettiler… Yeniden doğala dönmek zorundalar. Yeniden doğala dönmek sömürünün yok oluşudur.
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/komunist-baskan-fatih-mehmet-macoglu-devrimden-kacis-yok-1835375
Sedat Peker’e dosya hazırlıyorlar, tehlikeli bir durum olursa haber vereceğim’ dedin mi? Benim akrabam gelip ‘Reis’in kulağına bir şeyler geliyor, İstanbul’da sorunlar var’ dediğinde, ‘İstanbul’u ben yönetmiyorum, Berat yönetiyor’ ‘O yaptırıyor her şeyi’ demedin mi; Berat Bey’e sen beni düşman etmedin mi? Benim koruma polisimi sen vermedin mi; Sen uzatmadın mı ondan sonraki sene de? DYP’nin başına ulaşman için yapılan kongrelerde yanında olan benim arkadaşlarım değil miydi? Silivri’de intihar eden emniyet müdürünün, emniyet müdürü arkadaşları onun neden intihar ettiğini biliyorlar, neden söylemiyorlar? Peker’in “Yalıkavak Marinaya çökmek”le suçladığı ve bu suçlama karşısında “Ben olmasam marinaya mafya çökerdi” diyen Mehmet Ağar’a sert biçimde karşı çıkan Soylu, “Herhalde dili sürçtü” diyerek manevra yolunu da gösterdi. Soylu’nun açıklamasından birkaç sonra kameralar karşısına çıkan Mehmet Ağar, söylediklerini derhal geri aldı.
Vermont senatörü Bernie Sanders, “Rotamızı değiştirmeli ve sivillerin korunmasına ilişkin uluslararası hukuku destekleyen ve güçlendiren tarafsız bir yaklaşım benimsemeliyiz” çağrısında bulundu. ABD’nin İsrail’e her yıl 4 milyar dolar yardımda bulunduğunu hatırlatan Sanders, Netanyahu hükümetinin ırkçı davranışlarını artık savunmayı bırakmak gerektiğini kaydetti.
Bunun üzerine bir süre sustu Rouben Mélik, sonra: “Siz Türklerin en komünisti bile Kemalist. Nâzım da yıllar önce senin gibi konuşmuştu Moskova’da. ‘Türk Komünist Partisi’ne soykırımı kabul ettiremezsiniz!’ demişti. Komünist partiniz bile Kemalist! Bu ne iştir iki gözüm?”
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ozdemir-ince/ermeni-gailesi-8-1836511
Ermeni ve Kürtler gibi iki komşu, akraba ve mazlum iki halkın ilişkilerini bir kez daha bozmak, onarılmaz kılmak için bazı çabaların olduğu günümüzde bu tanıklıkların dillendirilmesinde yarar olduğuna inandığım için yazdım bunları. Aslında ciddi araştırmalar yapılabilse bu halkların dillerine yerleşen deyimler bile bu halkların ilişkilerinin boyutunu, birbirleriyle gönüllü ve gönülsüz alıp verdiklerini örnekleyebilecek bir deryaya ulaşılabilir. Ne kadar da iyi olur. Kim bilir belki de her deyim üzerine pek çok söz söylenebilir, tartışma yapılabilir ve bence tüm bu tartışmaların gideceği yer tarihte Kürt ve Ermenilerin sadece aynı topraklarda yaşamadıklarını, birbirlerinin hayatlarını da ortaklaşa kurdukları düşüncesi olacaktır. Osmanlı’nın kurduğu, sahneye koyduğu 1915’e, ve bugün de süregiden devlet politikalarına rağmen…
https://artigercek.com/haberler/cima-ez-fille-teme
Darbeden önceki son seçim olan 1977 seçimlerinde Ecevit CHP’si, yüzde 41 küsur ile çok partili yaşamda solun en yüksek oy oranına sahip oldu. Bırakın Ordu’nun, Trabzon’un, Amasya’nın CHP’yi birinci parti yapmasını, Konya ve Sivas’ta dahi en yüksek oy CHP’nindi! Orta ve Doğu Anadolu giderek muhafazakârlaştıysa, neden? Darbe sonrasındaki ilk olağan seçim olan 1983’ten bugüne ibre tümüyle tersine döndüyse, neden? Solu ezen 12 Eylülcülerin kurduğu düzende nereden nereye geldi Türkiye.
https://www.diken.com.tr/bir-insanin-bir-musibete-mustahak-olduguna-nasil-karar-verilir/
[1961 Mülkiye girişli sınıf arkadaşım Şefik Onat; zıtların birliğini, diyalektik çelişkiyi simgeleyen Son Sultan Abdül & Hamid romanının yazarıdır. İlişikteki yazısında, kahraman ile kahramanın karşıtını ele alıyor. İletisi için Şefik’e teşekkür ediyorum. -C.Ç.-] Zaman içinde toplumların gelişmesi, değişmesiyle birlikte destanlar da değişikliğe uğrar; demokratikleşir âdeta, halka iner, kişiselleşir, yerlerini masallar alır. Dini ve milli motifler tamamen terk edilmiştir artık, kahramanlar âşıklardır bu defa, masallara yerleşmişlerdir.
https://t24.com.tr/yazarlar/sefik-onat/kahraman-antikahraman,31021