Dünya Metroloji Örgütü, 2 Aralık 2020
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün 2020 küresel iklim değişikliği ile ilgili taslak raporunda tüm cephelerde bozulmanın devam ettiği belirtiliyor
1993 yılından bu yana her yıl, Dünya Meteoroloji Örgütü bir önceki yıl için Küresel İklim Durumu hakkında bir rapor yayınlıyor.
2 Aralık’ta yayımlanan Küresel İklim 2020 raporunun taslak metni, tartışmaya açıldı. İklim değişikliğinin 2020 yılında amansız ilerleyişine devam ettiğini göstermektedir, son üç yıl kayıtlara geçen en sıcak yıllar oldu.
2011-2020, en sıcak on yıl ve 2015’ten bu yana en sıcak altı yıl olarak belirtiliyor.
Okyanus ısısı rekor seviyelerdedir ve küresel okyanusun %80’inden fazlası 2020 yılında sıcak dalga yaşamıştır ve karbondioksit (CO2) emilimi nedeniyle daha asidik sulardan mustarip olan deniz ekosistemlerinin yaygın etkileri devam etmektedir.
Düzinelerce uluslararası kuruluş ve uzmanın katkılarına dayanan raporda; aşırı sıcaklar, orman yangınları ve sellerin yanı sıra rekor kıran Atlantik kasırga sezonunda milyonlarca insanın nasıl etkilediğini ve COVID-19 salgınının yarattığı insan sağlığı ve güvenliği ve ekonomik istikrara yönelik tehditleri nasıl etkilediğini gösteriyor. 2020 yılı raporu Mart 2021’de yayınlanacak.
Tartışmaya açılan raporda sıralanan on iki başlık şöyle;
Sera gazları: Büyük sera gazları CO2 (karbon dioksit), CH4 (metan gazı) ve N2O (Azot oksit) konsantrasyonları 2019 ve 2020’de artmaya devam etti.
Küresel ısınma: La Nina’nın etkileri artarak devam ederken 2020 yılında, küresel ortalama sıcaklık kayıtlara geçen en sıcak üçünden biri olma yolunda. 2020 dahil son altı yıl, büyük olasılıkla kayıtlardaki en sıcak altı yıl olacak.
Yükselen Denizler: Deniz seviyesi altimetre kayıtları süresince artmıştır, ancak son zamanlarda deniz seviyesi Grönland ve Antarktika’da buz tabakalarının erimesinin artması nedeniyle daha da yükselmiştir. 2020’deki küresel ortalama deniz seviyesi 2019’dakine benziyordu ve her ikisi de uzun vadeli trendle tutarlıydı. 2020’nin ikinci bölümünde küresel deniz seviyesinde küçük bir düşüş büyük olasılıkla La Nina koşullarının etkisiyle oluşmuştur.
Deniz Isı Dalgaları: 2020 yılında Okyanus bölgesinin %80’inden fazlasında sıcak deniz hava dalgası yaşandı. Deniz ısı dalgalarının %43’ü güçlü ve %28’i ılımlı.
Isınan Okyanuslar: 2019’da okyanuslar rekor seviye ısı içerdikleri görüldü. Sera gazlarının neden olduğu Radyatif dengesizlikten dolayı ısı alımının devam ettiğini ve son on yılın en yüksek ısı oranı, uzun vadeli ortalamanın üzerinde gerçekleştiğini gösterdi.
Arktik Deniz Buzulu. Gezegenimizin Kuzey Kutbu’nda, yıllık minimum deniz-buz kapsamı, Temmuz ve Ekim aylarında rekor seviyedeki en düşük ikinci deniz buzu alanıydı. Antarktika’daki deniz buzu uzun vadeli ortalamaya yakın kaldı.
Grönland Buzulu: Grönland buz tabakası kütle kaybetmeye devam etti. Yüzey kütlesi dengesi uzun vadeli ortalamaya yakın olmasına rağmen, buzdağının parçalanmasından kaynaklanan buz kaybı 40 yıllık uydu kaydının en üst seviyesindeydi. Eylül 2019 ile Ağustos 2020 tarihleri arasında buz tabakasından yaklaşık 152 Gt buz kaybedildi.
Yağmur ve Sel: 2020 yılında Afrika ve Asya’nın büyük kesimlerinde şiddetli yağmur ve şiddetli sel meydana geldi. Şiddetli yağmur ve sel, Sahel, Afrika Boynuzu, Hindistan yarımadası ve komşu bölgeler, Çin, Kore ve Japonya ve yılın çeşitli zamanlarında güneydoğu Asya’nın bazı bölgelerini etkiledi.
Atlantik Kasırgaları: 30 isimlendirilmiş fırtına ile (17 Kasım itibariyle) kuzey Atlantik kasırga mevsimi, Amerika Birleşik Devletleri’nde rekor sayıda isimlendirilmiş fırtına mevsimi yaşandı. Sezonun son fırtınası (bugüne kadar) Lota, aynı zamanda en şiddetlisiydi ve kategorisi 5’ti.
Diğer Tropik Fırtınalar: Diğer havzalardaki tropikal fırtına aktiviteleri şiddetli etki yaratmalarına rağmen, uzun vadeli ortalamaya yakın veya altındaydı.
Şiddetli kuraklık: Şiddetli kuraklık 2020 yılında Güney Amerika’nın iç kesimlerini etkiledi, en kötü etkilenen bölgeler Kuzey Arjantin, Paraguay ve Brezilya’nın batı sınır bölgeleridir. Brezilya’da tahmini tarımsal kayıplar 3 milyar dolara yakındı ve ayrıca Arjantin, Uruguay ve Paraguay’da ek kayıplar yaşandı.
İklime dayalı göç: İklim ve hava olayları önemli nüfus hareketlerini tetikledi ve Pasifik bölgesi ve Orta Amerika da dahil olmak üzere hareket halindeki savunmasız insanları ciddi şekilde etkiledi.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hükümet, parti, sendika ve çevre örgütleri düzeyinde tartışılacak olan bu rapordaki bilgileri paylaşalım. Milyonlar iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini dillendirirse acil önlemler er ya da geç mutlaka alınır.
-Makale, 4 Aralık’ta İklim ve Kapitalizm sitesinde yayımlanan benzer yazıdan yararlanılarak yazıldı.
Küresel ısınmada insan etkisi çoktur. Mehmet Taş bu konuyu yazmış, eline sağlık.Bu etkileşimin diğer yönlerini de hesaba katmamız gerekir. Dünyanın güneş etrafında dönüşü bilimsel ve deneyimsel olarak defalarca kanıtlandı, kanıtlanıyor. Hem güneşin kendi etrafında dönmesi hem de samanyolu galaksisinin etrafında dönmesiyle ilgili etkileşimler konusunda ilgi her gün yeni bulgular elde ediliyor. Bunlardan en büyük etkileşim güneşle dünyamız arasındaki kütle çekimle ilgili. Güneş her an milyonlarca patlama ile etrafına enerji salıyor (E=Ɣ mc²) ve küçülüyor. Güneş küçüldükçe büyüyor. Büyüdükçe dünyaya yaklaşıyor. En yakındaki Mars gezegeninin kızıl olması.
Tabiki bu konuyu sadece insan faktörüne bağlı görmemek bir yana insan etkisi daha acil bir sorun olarak önümüzde duruyor ve çözümü insanların elinde. Bunu asla göz ardı etmemliyiz.