Yazar Aydın Çubukçu’nun cevapları

Soru 1

Hiçbir şey eskisi olmayacak” lafını daha önce de pek çok kez duyduk. Her defasında elbette bir şeyler değişti, ama dünya yine eski dünya olarak kaldı. İki temel nedenden ötürü böyle oldu. Birincisi, “yepyeni bir dünya” toplumsal değişimin nitelik düzeyinde gerçekleşmesine bağlıdır. Özellikle sözünü ettiğiniz düşünürler, solcu ya da sosyalist olarak kabul edilen insanlar olduklarına göre, kastettikleri değişim, herhalde ekonomiyle, politikayla, sosyal yapısıyla tanımlanan bir değişimdir. Yine hepsinin çok iyi bildiğini varsayabiliriz ki, böyle bir değişim herhangi bir doğal olayın sonucu olarak gerçekleşemez. Elbette bir doğa olayı, bir felaket, bir virüs vs. zincirleme olarak birçok tepkimeye, yol açabilir ve insan soyu bir takım değişikliklerle yeni bir felaketle karşılaştığında neler yapabileceği konusunda birçok alanda değişiklikler yapmak zorunda kalır. Bilimsel buluşlar, sosyal önlemler, farklı sosyal örgütlenme biçimleri gibi… Ancak, yine sözü edilen her bir düşünürün nitel değişikliği sağlayabilecek bir sosyal ve siyasal devrimden yana pek umutlu olmadıklarını hesaba katarak söyleyebiliriz ki, kastedilen değişimin çerçevesi mevcut kapitalist ilişkiler içinde kalan değişikliklerdir. Evet, bunlar olacaktır. Ama bu “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” sloganının vaat ettiği “yepyeni bir dünya” olmayacaktır. Egemen sınıflar için “hiçbir şey” deyimi, sınırları belli bazı şeyler demektir ve bu sınırlar ancak devrimle parçalanır. Nelerin değişip nelerin sabit kalacağının listesini çıkarmak çok önemli değil, ama nitelik olarak dünya bir virüsle değişmeyecektir. Olası bir devrim ise ancak, bu salgının tetiklemesiyle keskinleşmiş olabilecek sınıf mücadelelerinin sonucunda gerçekleşecektir. Orada da artık dönüp bu devrimin nedeni virüstür diyemeyeceğimiz pek çok dolayımdan geçmiş olacağız. Ve yöntemsel olarak zaten, düşünüldüğü kadar kapsamlı bir değişim, asla tek bir nedene bağlanarak açıklanamaz. Dolayımlarla zenginleşmiş bir etkileşimler içinde düşünmek zorunludur.

Soru 2

Kuşkusuz yaşadığımız kriz, bütün karşıt sınıflar için bir olanaklar deposudur. Buradan her şey çıkabilir, çıkartılabilir. Hangi olasılığın gerçeklik kazanacağı, doğrudan doğruya sınıflar mücadelesinin seyrine ve karşılıklı uçların gücüne bağlıdır. Açıktır ki, kazançlı çıkacak olan diğerine göre daha örgütlü, daha becerikli ve daha atılgan olan olacaktır.

Soru 3

Bu sorunun cevabı henüz yoktur.

About admin

Check Also

EKİM DEVRİMİNİN DEMOKRASİ DERSLERİ- Admin

106’cı yıldönümünü kutladığımız Ekim Devrimi, halk sınıflarının oluşturduğu blokun zaferiydi; yeni iktidar yeni bir meşruiyet …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com