Related Articles
Emisyonlar artıyor. Her on yıl bir öncekinden daha sıcak. Ocak ayındayız okyanuslar ısınıyor ve Avustralya yanıyor.
Bilim adamları karbondioksit emisyonlarının yukarı doğru artarak devam edeceğini biliyordu – ölçümler başladığından bu yana her yıl olduğu gibi – Dünya’nın yükselen ısısı bir üst düzeye yükselerek devam ediyor. Ve bu artışın, kısmen Avustralya’daki yıkıcı orman yangınları yüzünden her zamankinden daha fazla olacağı konusunda uyarıyorlar.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği kendi geribildirimleiyle uyarılar yapıyor: daha çok sayıda orman yangınları atmosfere daha fazla karbondioksit salıyor, bu sıcaklıkların armasına yol açıyor, kuraklık ve aşırı ısınma yıkıcı orman yangınlarının oluşumu için koşullar hazırlıyor.
Atmosferdeki sera gazı oranı önümüzdeki 11 ay içinde milyonda 417 parçaya ulaşarak (ppm) zirve yapacak. Bu, bir önceki yılın yükselişinde öngörülen %10’luk bir artışı temsil ediyor ve bunun beşte biri Yeni Güney Galler’deki ateşli okaliptüslerden dolayı ortaya çıkıyor
Atmosfer bilimcileri 1958’de atmosferdeki CO2 seviyelerinin titiz kayıtlarını tutmaya başladılar. Sanayi Devrimi ve kömür, petrol ve gazın kitlesel yoğun kullanımına kadar insanlık tarihinin büyük bir kısmı için ortalama 285 ppm’den yüksek değildi.
İngiliz Met Ofisi’nden paylaşılan bilimsel bulgular iklim değişikliğinin bir aldatmaca olduğunu iddia eden Amerika Başkanı Trump’ın İsviçre’deki Davos’ta yaptığı konuşmanın hemen ardından geldi. Dünya Ekonomik Forumu’nada (WEF) “kıyamet peygamberleri” olarak nitelendirdiği çevrecilerin dikkate alınmaması gerektiğini belirtmişti.
Aslında Trump modern dünyamızın “iklimimine yönelik ciddi tehditlerin” varlığını kabul eden ve uzun vadeli risklerin hesabını yapan bir örgüte hitap ediyordu. WEF Küresel Riskler Raporunda; mülkiyet, altyapı ve insan hayatı gibi büyük yıkım ile hızlı iklim değişikliği konusunda uyarıda bulunmuştu. Ayrıca diğer tehlikelere de işaret etmişti: bunlar arasında hükümet politikalarında ve sanayileşmede iklim değişikliğini azaltma çabaları veya girişimlerinin başarısızlığını sıralanmıştı; insan kaynaklı çevresel hasar; ve biyolojik çeşitlilik kaybı ve ekosistem çöküşü, bunların hiç biri iklim krizinden ayrılmaz.
Sıralanan küresel risklerin beşinci grubu bile çevreseldi: bunlar arasında depremler, tsunamiler, volkanik patlamalar ve jeomanyetik fırtınalar vardı.
WEF, bu tehditleri ele almak için zaman tükenmekte olduğunu söylemişti. Tüm uyarılar yapılırken siyasi atmosferdeki kutuplaşmalar, deniz seviyelerinin yükselişi ve iklim yangınları durmadan artıyordu. Dünya liderlerine, bu yılın, kısa vadeli fayda sağlamak için değil, uzun vadeli köklü risklerle mücadele etmek, işbirliği sistemlerini onarmak ve canlandırmak için toplumun tüm kesimleriyle birlikte çalışılması gereken bir yıl olduğunu.” vurgulamıştı.
WEF kendi kıyamet uyarılarını yayınlarken diyer yandan, ABD’nin iki büyük araştırma ajansındaki bilim adamları bu korkuları doğruladı. Uzay ajansı NASA ve ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi, 2019’u küresel kayıtların başlamasından bu yana en sıcak on yılın da en sıcak yılı olduğunu doğrulamıştı.
Amansız artış
Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü’nden Gavin Schmidt, “1960’lardan bu yana her on yılda bir, bir öncekinden daha sıcaktı” dedi.
Başka bir veri kümesinden yola çıkan British Met Office, 2019’un insanlık tarihinin büyük bir bölümünden hesaplanan ortalamanın 1,05°C fazla olduğunu ve son beş yılın kayıtların başladığı 1850’den bu yana en sıcak yıllar olduğunu kabul etti.
Çinli bilim adamları dünya okyanus sıcalığı ölçümlerinde tarihin herhangi bir döneminden daha sıcak buldular. Son 10 yıl okyanus sıcaklıkları için dünya çapında en sıcak on yıl olmuştu.
2019’da, dünya çapında 11 enstitüden 14 araştırmacının ortak girişimiyle oluşan Advances in Atmospheric Sciences dergisindeki makalede bilim adamları, okyanusların (gezegenin %70’ini kaplıyor) sıcaklığını 2000 metre derinliğe inerek ölçtüklerini belirtmişti. 1981 ve 2010 yılları arasında ortalama 0.075 ° C daha sıcak olduğu saptanmıştı.
Temel ısı-enerji birimleriyle yapılan ölçümlerde denizlerin 228.000.000.000.000.000.000.000.000.000 jul ısıyı emdiği anlamına gelir.
“Bu gerçekten çok fazla sıfır demek. Daha kolay anlaşılması için, bir hesaplama yaptım, ” demişti Lijing Cheng, Çin Bilimler Akademisi, çalışma başkanı. “Son 25 yılda dünya okyanuslarına koyduğumuz ısı miktarı 3,6 milyar Hiroşima atom bombası patlamasına eşit. Bu ölçülen okyanus ısınması inkar edilemez küresel ısınmanın başka bir kanıtıdır.
Bilim adamlarının, “İnsanlık, iki varoluşsal tehlikeyle -nükleer savaş ve iklim değişikliği ile karşı karşıyadır.” açıklamalarını yaptıkları bir dönemde egemen sınıflar uluslararası siyasi atmosferde gerilimleri tırmandırıyorlar.
-Kapitalizm ve Kriz sitesinde yayınlanan, “2020 sıcak ve çok daha sıcak olacak,” makalesinden özetlendi, Tim Radford, 24 Ocak 2020
-Çeviri, mehmet Taş