İnsanlığın içinde bulunduğu tren 30 yıldır geriye gidiyordu. Dünyanın hiçbir yerinde insanlık bir adım ileri gitmedi.
Modern, aydınlanmacı çağ bitmiş, modern dünyanın tortusu (devletler ve bankalar) kalmıştı.
Tortu, insan yaşamını esir almıştı, insanı düşünemez, ileriyi göremez ve yol alamaz kılmıştı.
Modern çağın aydınları, artık ışık saçamaz olmuşlardı. Nesnel dünya daha fazlasını istiyordu.
Yeni aydınlar ve yeni öncüler istiyordu. Belki de bu doğrultuda gayretler vardı. İnsanı, geriye giden trenden indirmeye çalışıyorlardı.
Nesnel dünyanın uyuşması, akıl dinamizmini işlemesine engel oluyordu. Bu durum 31 Ocak 2019 tarihine kadar devam etti.
O gün FED artık faiz arttırmayacağını açıklıyordu. Bunun ne anlama geldiği gericilik treninin yolcuları tarafından anlaşılmıyordu. Anlaşılmazdı.
Neyse ki trene binmeyenler de vardı. Her şeye rağmen aklını bağımsız kılanlar vardı. Ayni tarihte çağın, Spinoza, Newton, Galileo, Laplace ve Jean-Jacques Roussea’ları vardı. Kendilerince yeni bir devrim hazırlığı içindeydiler. Bunlar Marksist ya da komünist değillerdi. Hiç önemli değil, kendilerine Marksist ya da komünist diyenler de ne Marksist, ne de komünistlerdi. Onlar gerçek hareketin, gerçek kavganın çok gerisinde, 100 yıl öncesinin sorunları ile iştigal. Oysa dünyada kıyamet kopuyor ve onlar farkında değil.
FED’in faiz arttırmaması, o tarihte şu anlama geliyordu. Dünyadaki sermayeleri, ABD içine çekme girişiminden çark ettiği anlaşılıyordu. Oysa ABD bunu yapmayacaksa kendi ekonomisi çöküş eğilimine geçecekti. Bu karar, dünya ekonomisinin tükenmekte olduğunun itirafıydı. ABD, kendisini tüm dünya ile ayni kadere teslim etmişti.
Kapitalist uygarlık tükenmekteydi. Artık dünya devletleri hep birlikte, yeni devrimlere direnecekti. Gericilik treni, daha fazla geriye gidemiyor ve çağın devrimcileri ile çağın devletleri kavgaya geçecekti.
Kapitalizm artık tükeniyor, insana ve çevreye saldırıyordu. Yanıt, dünyanın yarısında isyanlar şeklinde gerçekleşti. İsyanlar devam ediyor. İlericilik gericilik, eski yeni kavgası başladı. Çelişki, akıl dinamizmini harekete geçirdi.
Bir iki gün önce IMF başkanı “büyük buhran çok yakın” dedi. Bunu açıklaması ilginçti ve korkmuyordu. Demek ki hazırlıkları var diyebiliriz. İlginçtir, piyasa da paniklemedi. Devrimci öncüllerin cılız karakteri, devletlerin güçlü yapısı, piyasayı teskin etmektedir. IMF’de muhtemelen kendi kripto parasını pazara çıkaracak. 29 krizi gibi para kâğıda dönüşmeyecek. Alternatif para sayesinde değerler IMF kasasında toplanacak.
Bütün bunlar savaş hazırlığıdır. IMF, buhrana karşı dünya ekonomisini ayakta tutmaya çalışacak, yeni ekonomi tasarımcıları ise buhranın içinden değişimi zorlayacaklardır. Burada gerçek bir kavga var. Her iki tarafında aslında sürprizlerle karşılaşma olasılıkları yüksek. Tarihte ilkler denenecek. Kağıt paralar çöp olurken, kripto paralar değer toplayacak. IMF kendi parasının piyasadan değerler toplayacağını ön görüyor ve topladığı değerleri, krizdeki küresel şirketlere aktararak, aklı sıra yıkılmayı önleyecek.
Piyasanın nasıl tepki vereceğini ve her şeyin yolunda gidip gitmeyeceğini hep birlikte göreceğiz. İlkler sürprizlere açıktır.
IMF aslında kağıt paraların içindeki değerleri kendi kasasına aktarmış olacak. Toplumun elindeki satın alma gücü IMF kasasına geçecek. IMF borçlu zombi şirketlere borç verdiğinde aslında kendi kasasını boşaltmış olacaktır. Borç vermediğinde ise dev şirketler batacak ve kapitalizm yıkılacaktır. Satın alma gücü ile ayakta kalacak şirketler, aldıkları borcu hiçbir zaman IMF’ye geri ödeyemezler. IMF’de bunu biliyor
IMF tarafından soyguna tutulan alt ve orta sermaye sahipleri, isyancılarla birlikte saflarda yer alırlarsa o zaman bir ilk görmüş olacaklardır. 29 Krizinde borsada para kaybedenler, sosyal yardımlar eliyle dağıtılan çorbaları içtiler ve isyan etmediler. Bu kez öyle olmayacak. Bu kez ufukta devrim görünüyor.
İlginçlikler yaşayacağız. Hep ilk olacak. Daha önce görmediğimiz ve bilmediğimiz şeyler olacak. Burada bilinç yardımcı olacak. Çağın dinamiklerini görür ve bilirsek, geleceğin özgürlüğünde yer edinebiliriz. Aksi durumda çağ dışı mecralarda zaman kaybetmeye devam edersek, akıl dinamizmini hiçbir zaman geliştirmeyiz.