TÜNELİN UCUNDAKİ ÜÇ PARLAK IŞIK-M. Taş

 Siber komünizm, ekonomik demokrasi ve katılımcı ekonomi

Hepimiz kalbimizde özgür bir dünya taşıyoruz. Hayalini kurduğumuz bu demokratik sosyalist/komünist dünya konusunda net miyiz? Uğruna savaştığımız toplumun doğasıyla ilgili sorulara tereddüt etmeden cevap verebiliyor muyuz? Sovyetler yıkıldıktan sonra devrimci militanlar olarak, kökten farklı bir dünya inşa etme arzularımızın hangi araçlarla ve nasıl gerçekleşeceğini tam olarak biliyor muyuz? Ekonomik süreç, ticari mekanizmalar aracılığıyla işlemeye devam edecek mi? Her şeyi parasız mı yapacağız? Toplumsal mülkiyet nasıl çalışacak? Üretim, dağıtım ve tüketim gibi kamusal yaşamı hangi kurumlar yönetecek? Bizden önce yenilgilerle sonuçlanan tarihsel deneyimlerden gerekli dersleri çıkarıp anti-kapitalist bir projeyle başka bir toplumu hayal edebiliyor muyuz?

Her şeye kuşkuyla baktığımız, birliğimizi değil farklılığımızı öne çıkardığımız ve sürekli bölündüğümüz bu melankolik zamanlarda karşımıza çıkan ve cevaplamakta zorlandığımız sorular bunlar ve daha fazlası var. Değişimin aşırı derecede zayıfladığı, görünürde anti-kapitalist hiçbir kopma olasılığının olmadığı bu dönemin sonsuza kadar sürmesini istemeyen Marksist düşünürler sorulara cevap ararken üç model keşfettiler.

Yıllar alan çalışmaların ürünü olan; Siber komünizm, ekonomik demokrasi ve katılımcı ekonomi adlarıyla tanınan modeller savaşların, çevre yıkımının ve eşitsizliğin sürüp gittiği bu karanlık zaman tünelinin sonunda üç parlak ışık gibi durmakta, aydınlığın gelmekte olduğumu müjdelemektedir.

Model yaratmanın önemini Marx şu örnekle anlatır, “bir arı, peteğindeki hücrelerin yapımı için birden fazla duvar ustasını utandırır. Ancak en kötü ustayı en iyi arıdan avantajlı kılan şey, birincisinin hücreyi balmumundan inşa etmeden önce kafasında modellemesidir”. Bu anlamda, sayfamızda yazı yazan, demokratik sosyalist yorumlarını paylaşan arkadaşların teorik ve politik katkılarının her biri tıpkı arının üretip taşıdığı bal gibi sonunda bir petekte depo edilmesi gerekiyor. Bu yüzden tartışmalarımızı üç modele yöneltmenin zamanı geldi.

Türkiye’de modeller üstüne alışma var mı, tartışma yapıldı mı? Bilmiyorum. Fakat bildiğim ve anladığım kadarıyla liberal kapitalizme alternatif olabilecek modelleri kurmak kolay erişilebilecek bir hedef değil. Siber matematik, demokratik vizyon ve bilgisayar tekniği ile donanmış uzun yıllar alan bir ekip çalışması gerektiriyor. İşte bu yüzden, farklı geleneklerden gelen ve farklı ülkelerde yaşayan Marksist düşünürler yıllarını inandırıcı, kapsayıcı ve uygulanabilir üç projeyi araştırmakla geçti. Tarihsel sorumluluk bilinciyle deneyimlerden yararlanıldı, temel tezler tartışılarak geliştirildi ve şimdi de mevcut araştırmaların birleştirilmesi için çağrılar yapılıyor.

Demokrasi ve sosyalizm ilişkisi üstüne yayınladığımız makaleler, genelde demokrasiyi ve sosyalist demokrasiyi içeriyordu. Bundan sonra belli bir olgunluğa kavuşan yeni üç modeli analiz eden yazılara yer vereceğiz.

Araştırmacılar modellerini canlı veriler, bilgisayar ve siber matematik kullanarak oluşturdu.  Post-kapitalist toplumun alttan milyonlarca emekçinin katılımıyla demokrasiyle inşa edileceğini, Japonya’nın, eski Sovyetler ve Yugoslavya’nın ve çok uluslu şirketlerin verileri kullanılarak tasarladılar.  Az bilinen bu çalışmaların kısa birer özetini yayınlayarak tartışmalarımızı sürdürmeyi düşünüyoruz.

Sözü geçen modelleri sosyalist, komünist, Marksist-Leninist, Troçkist ve anarşist geleneklerden gelen az sayıdaki Marksist düşünür tuğla tuğla ördü. Söylenenlere katılsak da katılmasak da bir sosyalist ekonomide üretim sürecinin ve dolayısıyla sosyal yaşamın temelinin nasıl organize edileceğine dair modellerdeki orijinal teorik fikirler için yaklaşık otuz yıl harcandı. Buna rağmen, teorik bağlamda her şeyin planlanmış ve en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş kapalı bir toplum modeli geliştirildi denilemez. Öneriler geleceğimizi düşünmek için bugün sahip olduğumuz en değerli katkılardır.

About Mehmet Tas

Check Also

Şili Yüksek Mahkemesi, Victor Jara’yı Öldüren Askeri Subayları cezalandırdı-Çeviri

Türkiye’de mahkemeler ne zaman işkenceci katilleri mahkum edecek? Şili’de Pinochet’in askeri diktatörlüğü sırasında 1980’de onaylanan …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com