MUSTAFA SUPHİ VE 15’LERLE HELALLEŞMEK-Nevcivan Balta

Gençlik Yıllarımızda adına ağıtlar yakılan Mustafa Suphi’nin gerçek kimliğini o günün yasaklı koşullarında kavramak oldukça güçtü. 

Nazımın dizelerinden “on beşlere ağıt şiirinde Karadeniz’in bağrına saplanmış on beş kanlı bıçak efsanesi” on beşler üzerine yazılmış diğer şiirler ilk Türkiyeli komünist liderin hazin sonunu anlatıyordu.  

On beşlerin Bolşeviklerle ve Anadolu da ki Kuvayı Milliye hareketi ile olan ilişkisinde nasıl bir tarihsel gerçeklik olduğunu yazılan şiirlerden tahmin etmek o yılların koşullarında güçtür elbette. 

Kılıçdaroğlu’nun başlattığı geçmişle helalleşmek kapsamında daha gerilere giderek    Mustafa Suphi ve yoldaşlarıyla da helalleşmek gerekmez mi? 

Bunu yapanlar var mıydı? sorusuna yanıtı ararken Mustafa Suphi İttihatçılar Kuvayı Milliye ilişkisi üzerine kaynak araştırırken Mustafa Suphi üzerine iki kitap okudum. 

Bunlardan biri TÜSTAV yayınlarından Sovyet Arşivlerindeki belgelerin çevirisi

 ” Mustafa Suphi ve Yoldaşları “diğeri Ahmet Kardam ıh ” Mustafa Suphi Karanlıktan Aydınlığa ” kitabıdır.

 Bu iki   kitaptan   ilkinin eski dilde bir çeviri olması eski Türkçe kelimelerin kullanımı okunmasını güçleştiriyordu. 

Bu okunma güçlüğe rağmen Mustafa Suphi biyografisi çalıştığı gazetelerdeki makalelerinden oluşan o dönemi aydınlatan önemli bir kaynak olduğunu söyleyebiliriz. 

Ahmet Kardam’ın yazdığı kitap ise oldukça meşakkatli bir çalışma o tarihsel süreci irdelemiş dönemi tarihsel konjonktür içinde incelerken dönemin içindeki Mustafa Suphi’yi anlatmış. 

Benim okuduklarımın süzgecinde algıladığım Mustafa Suphi portresi şu şekilde oluştu. 

Birinci Dünya Savaşı sürecinde Osmanlı’nın sonlanışının sancıları yaşanırken Anadolu da gelişen Kuvayı Milliye Hareketi söz konusudur. 

Aynı sürece denk gelen Çarlık Rejiminin yıkılışı Çarlık rejimi yerine   kurulan Sosyalist Devlet süreci oldukça kaotik bir sürece işaret etmektedir. 

Rusya da gelişen proletaryanın önderliğindeki Ekim devriminin kazanımlarının Kafkaslara yansıması ulusalcı ve milliyetçi Cedit Hareketi içinde gelişen Bolşevizm bunu kuşatan baskı ve katliamların içinde Mustafa Suphi Kafkaslarda Kızıl orduya katılmış görevdedir. 

Bu dönemi İki aşamada incelersek;  

Birinci aşama 1914-1918 dünya savaşı sürecidir. Bu süreçte konumlanan, İtilaf devletleri ile karşı cephede konumlanan ittifak devletleri arasındaki savaş sürerken Rusya açısından devrimle gelen sulh kararı uzun yıllar süren savaş İtilaf devletleri galibiyeti ile sonlanır. 

Osmanlı tüm cephelerde yenilmiş olan ittifak devletleri tarafındadır. 

Osmanlı tüm sınırları işgal altında yenik ve toprak kaybıyla küçülmüştür. 

Bu süreçte iktidarda olan İttihatçı kadro Savaşı yöneten komuta kademesi Talat Enver ve Cemal Paşalar yurt dışına bir gece önce Bakü sonra Almanya olmak üzere kaçarlar. 

Karadeniz de gelişen Pontus isyanını bastırmak görevi ile Ordu Müfettişi olarak Anadolu ya geçen Mustafa Kemal ve arkadaşları Anadolu da Kuvayı Milliye hareketini başlatır. 

Mustafa Kemal önderliğinde Milli Mücadele 1919 da Samsun’a çıkışla başlar. Bundan sonraki süreçte hem uluslararası dengeler hem de İttihat Terakki içindeki ilişkiler değişir. 

Anadolu da Teşkilatı Mahsusa eksenli Kuvayı milliye hareketi güçlenir Erzurum Sivas kongreleri yapılır ve Bolşeviklerle iş birliği Emperyalizm le mücadele kapsamında geliştirilir.

Bu çoğumuzun resmi tarihten bildiği objektif tarih yansımalarıdır.  

SSCB ve BMM merkezli Kurtuluş Savaşı sürecinde ve sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadrolarının arasında bu süreçte sıkı iş birliği vardır. 

Kafkaslar ‘da Bolşeviklerle ve Müslüman Komünistlerle birlikte Mustafa Suphi ve yoldaşlarının bu sürece katkısı büyüktür. 

Anadolu da ki Kuvayı Milliye Hareketi ve Mustafa Kemal le iş birliği ve iletişimdedir. 

 Kafkaslarda gelişen TKF’sı Milli Mücadeleyi destekler. Bu desteğin biçimi gerek çıkarılan Yeni Dünya gazetesi ile yayın ve propaganda gerekse Yeşil Ordu’ya askeri silah desteği şeklindedir. 

Kafkaslarda Türk esirlerin örgütlenmesi beyaz orduya karşı Müslüman Komünistlerle iş birliği içinde bir Mustafa Suphi görüyoruz. 

Ekim devriminin gerçekleşmesi Bolşeviklerle Anadolu da gelişen Kuvayı Milliye hareketini Emperyalizme karşı mücadele zemininde ortaklaştırır. 

Kurulacak yeni devletin ülke içinde komünist partisinin kuruluşuna izin vermesi koşuluyla Bolşevik partisi silahlı destek vererek Kuvayı Milliye’yi destekleme kararını Üçüncü Enternasyonal kararıdır.   Bu karara göre Ulusal Kurtuluş Mücadeleleri ülkelerin Komünist partilerinin vereceği raporla desteklenecektir

Mustafa Suphi portresi çizilirken ilk gençlik yıllarında Paris’te Sosyoloji mastırı yapan bu süreçte Avrupa Sosyalistleri ile iletişimde Muhtemelen daha önce ittihatçı olmuş Paris’te ittihatçıların gazetesi Tanin de muhabir olarak çalışır. 

Ülkeye döndükten sonra İstanbul da gazeteciliğe devam eder. İzzet Paşa Hükümetinin devrilmesi ve Sadrazam Mahmut Şevket Paşa cinayetinden sonra geniş tutuklama operasyonları nedeniyle yurdu terk etmek zorunda kalır. 

Kızıl orduya katıldıktan sonra da Kafkaslara geçerek gönüllü olarak Emperyalist mücadelede Bolşeviklerle ve Kafkaslar da Müslüman Komünistler Hareketinin içinde yer alır. 

İtilaf Devletlerine karşı savaşmış Bolşevik devrimini desteklemiş devrim olduktan sonra da 1920 de Bakü de toplanan Anadolu dan da katılımla toplanan kongre de Türkiye Komünist Fırkası mı kurmuş bir komünist lider portresi ortaya çıkıyor. 

Sovyet Devrimi Enternasyonalist hareketi geliştirmek üzere Moskova da Üçüncü Enternasyonali toplantısının kongre Başkanı Radek tir. Mustafa Suphi Bu kongre de Müslüman Komünistleri temsilen konuşma yapar.  

Sultan Galiev ve Kafkaslardaki Müslüman komünist hareketin Bolşevik partisi tarafından bir sağ sapma olarak görülmesi Galiev in idamı ile sonuçlanır. 

“Ulusların Kendi kaderini Tayin Hakkı ” kapsamında Kafkaslardaki Tatar, Türkmen Kazakistan Özbekistan Kırgız halklarının özerk devlet yapısı oluşturması ulusların bu hakkı Lenin ve Bolşevikler tarafından tanınır. 

MUSKOM çatısındaki bu grupların feodal gruplar olması Marksist çizgide olmayan hareketin imhasına yol açmış binlerce insan katledilmiştir. 

1920 de Bakü de Türkiye Komünist Fırkası bu konektörde kurulmuştur. 

Bu süreçte Bolşevikler hem Mustafa Kemal in gönderdiği heyetle hem de Enver Paşa ile iletişimdedir. 

Enver Paşa adına Üçüncü Enternasyonalde bildiri sunulmuş Enver Paşa Almanlarla savaşta iş birliğini hata olarak değerlendirmiş Bolşeviklerle iyi ilişkilerdedir. 

Mustafa Kemal BMM’ni kurmuş Milli mücadeleyi bu meclisten yürütür. 

Yasal meclis de temsilcileri olan yasal bir Komünist Partisi kurulur. 

Bu partinin Temsilcisi Üçüncü Enternasyonal de bildiri sunar. 

Savaş sonrası Üçüncü Enternasyonal de hem Enver Paşa Hem Ankara da kurulan yasal Komünist parti temsilcisi hem de Mustafa Suphi’nin kurduğu Komünist Fırkasının temsilcisi bildiri sunarlar. 

Bu süreçte Enver Paşanın ölümüne ve Mustafa Kemalin Türkiye Cumhuriyet inin kurucu lideri Cumhurbaşkanı olmasına kadar Bolşevikler her üç kanaldan ilişki yürütür. 

Anlaşılan tarihsel konjonktür gereği Mustafa Kemal ve Ankara Hükümetinin tanınması ve desteklenmesi öne çıkmaktadır. 

Ekim devriminin yarattığı iklimde Rusya içe dönmek içerde yaşanan iç savaşın bastırılması muhaliflerle olan sorunlar gibi kaotik süreçte sorunlara çözüm üretmek devrimin kazanımlarını kalıcılaştırmak için tüm cephelerde barış imzalar

Mustafa Suphi’nin gerek Bolşeviklerle gerek İttihatçılarla ve gerekse de Mustafa Kemal le iletişiminin bozulduğu bir süreçtir. 

İyi iletişim içinde olmadığı her iki eksende de sorun yaşadığı koşullarda karanlıkta kalan suikastın gizemini bu üçgendeki ilişki ağının belirlediği ve sürecin nasıl geliştiğinin aydınlatılması açıklamaktadır. 

Bu süreçte Mustafa Suphi Kafkaslarda Galiev in idamı ve iki bin veya üç bin civarında taraftarının katledildiği durumda artık Kafkaslar da kalmak güvenli değildir düşüncesiyle Anadolu ya geçme kararı alır. 

Mustafa Kemal le yazışır. Ülkeye gelişine dair davet alır. Kafkas cephesinin güvenlik olmadığı tehlikesi nedeniyle İran üzerinden Kars’a geçiş yaparlar. 

15 kişiden oluşan parti yöneticileri burada oyalanır. 

Buradan Trabzon’a yönlendirilir. Bu süreçte anti propagandalar örgütlenmiş ülkede istenmedikleri yönünde gelişen tepkiler gerekçe gösterilerek bir tekne ile tekrar Bakü ye dönmeleri istenir. 

Tekne hareketinden sonra kalkan bir diğer teknedeki Yahya Kaptan olduğu iddia edilen kişiler tarafından katledilirler. 

Bu tarihsel faili meçhul siyasi cinayetin karanlık yönleri ile bu yüzyıla kadar aydınlığa kavuşturulmayı beklemiştir. 

Mili mücadeleye katkı veren Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Siyasi katlının aydınlatılması kaldı ki Mustafa Kemal in yasal olarak bir Komünist partisi kurması dikkate alındığında sonraki tarihsel süreçte komünist parti kurmak faaliyet göstermesinin yasaklı kalışıyla birçok üyesinin katli ve hapislerde sürgünde geçen yaşamları göz önüne alındığında Solun temsilcisi siyasi hareketlerle devletin helalleşmesi gerekmez mi? İtibarlarının teslim edilmesi gerekmez mi?   

 

About Mehmet Tas

Check Also

Şili Yüksek Mahkemesi, Victor Jara’yı Öldüren Askeri Subayları cezalandırdı-Çeviri

Türkiye’de mahkemeler ne zaman işkenceci katilleri mahkum edecek? Şili’de Pinochet’in askeri diktatörlüğü sırasında 1980’de onaylanan …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com