Attila Aşut yoldaşın iletisi – İTİB Üzerine

Sevgili Cavlı,

Anılarının bu bölümü (15. yazı) İngiltere’de bulunduğum dönemle ilgili olduğu için bir çırpıda okudum.

Ben Londra’ya Eylül 1972’de geldim. İTİB yeni kurulmuştu. Nihat, örgütü canlandırma çabası içindeydi. Tam da böyle bir toparlanma sürecinde katılmıştım aranıza. Nihat oracıkta hemen “Hasan Abi” diye tanıttı beni ve ondan sonra adım hep böyle kaldı…

Sonraki günlerde eğitim çalışmalarından gazetelerin hazırlanışına, İTİB’te ortak yaşamın örgütlenmesinden yoldaşların kişisel sorunlarının çözümüne değin çeşitli alanlarda sorumluluk üstlendim. Özellikle İşçinin Sesi, Öğrenci Gençlik ve Emekçi Kadın gazetelerine, basın mesleğinden gelen biri olarak azımsanmayacak katkım olmuştur. Bu gazetelerin içerikleri kadar görsel tasarımları da böyle bir çabanın ürünüdür.

Anılar, son çözümlemede kişisel anlatılardır. Herkes kendi yaşadıklarını ve de bulunduğu yerden gördüklerini anlatır. Resmin bütünü değil, pazılın parçalarıdır anlatılanlar. O yüzden kimi eksiklikler, hatta bellek yanılgıları olması doğaldır. Aynı konuda yazılmış başka tanıklıkları okuyarak ulaşabiliriz resmin bütününe. Bu bağlamda Ali Erten’in, olayların içinde yer almış bir yoldaşımız olarak İngiltere’deki Wimpy ve terzi grevleriyle ilgili ayrıntılı anlatımlarını çok değerli buldum.

Bu arada senin ve Ali’nin yazılarıyla ilgili birkaç küçük düzeltme yapmam gerekiyor.

Attila Aşut, İşçinin Sesi’ne yazı hazırlıyor               Aşut, Londra’daki bir protesto gösterisinde

 

Sen yazında, TİP’in Nisan 1971 tarihinde kapatıldığını söylemişsin. Doğru tarih 20 Temmuz 1971’dir.

Ali Erten, benim TKP Merkez Komitesi üyeliğinden, “Ayağını tedavi ettireceğiz” denilerek alındığımı yazmış…

Sevgili yoldaşım tarihleri karıştırmış olmalı.

Ben 1977 yılında Sovyetler’de bacağımdan tedavi gördüm ve yeniden İngiltere’ye döndüm.

Fakat bundan Nihat’ın yakın çevresindeki birkaç yoldaşın dışında kimsenin haberi olmadı. Çünkü Nihat Akseymen, kendisiyle görüş ayrılığına düştüğüm için beni Mustafa Dil’in evinde enterne ederek kimseyle görüştürmedi. Yani daha sonra Almanya’da kendi başına gelecek olan “ev hapsi” cezasını bana Londra’da uyguladı. Bu koşullarda İngiltere’de kalmam anlamsızdı. Türkiye’ye dönmek istediğimi söyledim yoldaşlara. Bir süre ayak dirediler. Dönme konusundaki kararlılığım karşısında peki demek zorunda kaldılar. Bilen yoldaşın onayı ile ülkeye döndüm.

MK’den alınışım tedaviden önce değil, 1977 sonunda Türkiye’ye dönüşümden sonra gerçekleşmiştir.

Ali Erten’in Nihat Akseymen’e “hayırhah” yaklaşımına saygı duyarım. İngiltere örgütünün nitelikli bir yapıya kavuşmasında Nihat’ın elbette büyük payı vardır. Ama yanlışları öyle küçük bir parantezle geçiştirilecek türden değildir. Ali Erten, İngiltere’deki açlık günlerimizin en yakın tanığıdır. Kendisi de çok iyi anımsayacaktır, 10 Jenner Road’daki İTİB lokalinde midemiz kazınırken “chicken and chips” denen o berbat kızartma için 25 penny bulduğumuzda bayram ederdik!

Bir mektuba sığmayacak kadar uzun ve hazin bir öyküdür İngiltere’de yaşadıklarımız.

İkinizi de sevgiyle kucaklıyorum.

28 Ağustos 2020

Attila Aşut

About admin

Check Also

Avrupa solunda uluslararası dayanışma gerçeklikten çok bir yanılsamadır

Avrupa solunda uluslararası dayanışma gerçeklikten çok bir yanılsamadır Kemer sıkma politikalarının uygulandığı yıllarda, Avrupa’nın radikal …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com