“Mücadele arkadaşı Molotov, anılarında Stalin’i katafalka koyarken yaşadıkları bir zorluğu şöyle anlatır: “Yıllar boyu aynı elbiseyi giymişti ve elbisenin dirsek kısımları aşınarak tel tel olmuştu. Başka bir elbise giydirmek istediğimizde ise ikinci bir takımının olmadığını gördük. Mecburen cesedine giydireceğimiz elbisenin dirseklerini iplikle örmek zorunda kaldık”. Sonra Stalin’in tüm mal varlığı açıklanır: Bir palto, bir çift çizme, yazlık ve kışlık 2 elbise, 3 adet kömürleşmiş pipo, ve bankada 500 ruble (bir mühendisin aylığına eşit)”
Check Also
Gündemden Bir Demet/Mustafa Aydin
Yeşilin vandalizm tonu Hazırlayan: Gülşah Görücü Londra’daki Finsbury Park yakınlarında bir binanın yan cephesinde bir gece …
bizim öğrenemediğimiz eleştiri ile karalamanın arasındaki fark, yada diktatörlük kavramının, koşullara göre değişimi, Avrupa faşizmi ile, Latin Amerika faşizmi ile, Türkiye dahil Asya faşizmi arasındaki farklılıkları göremiyoruz, kolay yoldan hepsi faşizm diyebiliyoruz… her diktatörlüğü de faşizm ilan ediyoruz, burjuva diktatörlüğü ile proletarya diktatörlüğü kavramlarını bilimsel tahlil yapamıyoruz…sosyalizme giden yol, sosyalizmden komünizme giden yol, komünizmin gelişim yolu bu uzun süreci her boyutu ile bir bütün içerisinde yaşanılan deneyimlerin bilimsel analizlerini yapamıyoruz…araştırıyor, sorguluyor ve eleştiriyoruz, eleştiriler karalama yöntemi ile bir tutuluyor, ispatlanmış, onaylanmış belgeler kabul edilmek istenmiyor…bir tutturulmuş dün Stalin, bugün Lenin yarın Marx karşı kampanyası, bir tutturulmuş likitasyon, revize etme, reforme etme, emperyalist düşünceye hizmet etme tepkisi…kolay yoldan tepki koyma yaklaşımı… her düşünce, her pratik araştırılır, sorgulanır, eleştirilir…Stalin nin doğruları da vardır, yanlışları da demek kolaycılıktır, dünya devrim süreci kapanırsa, sitem kendini koruma altına alır, sistemi koruyanlar, eski sistemin bürokrasisini kökünden çözmeden, eski sistemi temizlemeden, kalıntılar üzerine kurulursa hedeflenen proletarya devleti kurulamaz, o devletin adı farklı yönetenlerin, değişen yönetenlerin devlet biçimlerine dönüşür, sosyalizmde yaşayanların başında diktatör olur, bu diktatör proletaryanın sahte diktatörüdür, proletaryanın içinde yer aldığı, proletaryanın yaşamın her boyutu ile düşüncesinin yer aldığı, yönettiği devlet biçimine biz proletarya diktatörlüğü diyoruz, tarih de böylesi bir tam devlet biçiminin gerçekleşmediğini görüyoruz, hedefimiz böylesi bir devlet biçimini gerçekleştirebilmektir…sosyalizmin mezar kazıcılarını görebilmeliyiz artık…