DEMİRTAŞ’IN GERÇEKÇİ ÖNERİLERİ- mehmet taş

DEMİRTAŞ’A KATILIYORUZ

‘AKP sonrasına hazırlanalım’.

Selahittin Demirtaş Yaptığı açıklamada, AKP’nin sonunu getirecek muhalefetin “demokrasiye geçiş Programı” etrafında  birleşmesi gerektiğini açıkladı. Önemli açıklamada altı çizilen noktalar şunlar;

“ayrımsız tüm muhalefet güçlerinin, asgari demokratik ilkeler etrafında ortak bir “demokrasiye geçiş programı” çıkarmak için aynı masada toplanma erdemini göstermeleri gerektiği yönündedir. Toplum, AKP sonrasında kolektif siyasi akıl ve işbirliğiyle hareket etmezse yaralarını saramaz. Aksine, yaralar daha çok kanar.

Diktatöre ve otoriter rejime karşı olan güçlerin bir arada hareket etmesinin güncelliğine vurgu yaparken sol demokratik blokun gerçek kurtuluşa giden yol olduğunu özellikle belirtti.

“Toplumun yegâne kurtuluş umudu sol-demokratik çizgidedir. Asıl büyütülmesi ve iktidara taşınması gereken sol bloktur… AKP sonrası iktidarda, HDP dahil, sol güçler de mutlaka olmalıdır. En makul olanı ise bu yıkım döneminin ağır tahribatlarını giderecek iki üç yıllık bir “demokrasiye geçiş koalisyonu hükümeti” kurmak olacaktır.”

“Birleşirsek sarsarız” diyen Selo başkan, iktidarı eleştirmekten ve örgütlenmekten korkulmaması gerektiğini bakın nasıl güzel anlatıyor.

“…Bakın, tüm samimiyetimle söylüyorum, AKP bitmiş, tükenmiş, çürümüş bir partidir. …El ele versek, bir defacık birleşsek bile iktidarlarını sarsarız. Konuşmaktan, eleştirmekten, protesto etmekten, yazmaktan, örgütlenmekten korkmayın. Neyse bedeli ödemekten de çekinmeyin, az kaldı çünkü. Özgürlüğün de demokrasinin de şafağındayız. İlk sandıkla tarihe gömülecekler, merak etmeyin. Bir arada, barış içinde, özgür ve eşit yaşamı mutlaka sağlayacağız.”

DEMİRTAŞ’A KATILMAYANLAR NE DİYOR

Cezaevinden yaptığı değerlendirmelere soldan Şenol Karataş, Marksist.org, karşı çıktı, katılmadığını söyledi. Ona göre, bu açıklama seçimlerin erkene çekilebileceği düşüncesiyle yapılmış.  “Demokrasi Bloğu” muhalefette yer alabilecek partilerin yakın zamanda yaptıklarından dolayı mümkün olmadığını belirtiyor. “Oysa bize gereken, ırkçılarla (İP), savaşı destekleyenlerle (CHP) bir seçim ya da demokrasi bloğu kurmak değil. Bize gereken antikapitalist bir mücadele bloğu kurmaktır.” Diyerek ideolojik temelde farklı bir blok önerisinde bulunuyor. Fakat önerdiği ittifakta yer alacakları tanımlarken “AKP’deki çözülmeyi tespit eden ve siyasal zemini tayin eden ve politik gelişmelerin üzerinde yükseldiği temel fay hatlarında aynı düşünenlerin bir araya geleceği, seçimlerde de benzer tutumu alabilecek olanların birleşik mücadele odağı” olması gerektiğini vurguluyor. İdeolojik zeminden uzak politik zeminde ittifak arıyor gibi bir izlenim bırakıyor.

Şenol makalesinde Anti-kapitalist blok dediğinde HDP’nin ve diğer sol marjinal partilerin  katılımıyla sınırlandırılan bir ittifaktan söz ediyor.  Tanımladığı bloka muhalif partiler yani CHP, İyi parti, SP ve kurulacak partiler girsin istemiyor. Yani anti kapitalist blok aynı zamanda politik ittifak demeğe getiriyor.

Bu öneri küçük grupların bir araya gelmelerini kolaylaştırıp otoriter rejime karşı ikinci bir marjinal muhalefet  odağı yaratma çabasıdır. Çapı ve etki alanı sınırlı olmaya mahkum olan bu tür oluşumlar HDP’nin konumuna uygun düşmez. Büyük bir seçmen kitlesine sahip olan partiyi muhalefete muhalif olabilecek dar kapsamlı bir blok içine sıkıştırmak geri bir adam olur. HDP’nin meclis içi ve dışındaki ağırlığı azaltacak zaaflar taşıyan bu önerinin partide yankı bulabileceğini tahmin etmiyorum.

Daha da önemlisi HDP Kürt sorununu çözümde kilit partidir. Dolayısıyla iktidar alternatifi bir blokta yer alarak demokratik yollardan sorunun çözümünde muhatap olarak rol alabilir.

Aynı makalede Demirtaş’ın “geçici hükümet” önerisini işçi sınıfı mücadelesini gerekçe gösterilerek eleştirliyor.  AKP-MHP koalisyonunun yarattığı tahribatı “geçici hükümet değil..siyasal/kültürel kutbun her iki tarafında yer alan işçi sınıfının birleşik mücadelesi” giderebilir diyerek işçi sınıfının birleşik mücadelesi muhalefet blokunda yer alırsa daha da güçlenebileceğini görmemezlikten geliyor.

Haksız bir şekilde tutukluluğu devam ettirilen Demirtaş’ın geniş bir muhalefet bloku, sol ittifak ve geçici hükümet önerileri gerçekçidir ve otoriter rejimi yıkmanın doğru yoludur.

About Mehmet Tas

Check Also

Toplumsallık illüzyonları

Burjuva toplumda birbirleriyle ancak metalar aracılığıyla ilişki kurabilen yalıtık bireyler, meta mübadelesinin yapıldığı pazarda kof …

One comment

  1. Elbet de Selahattin Demirtaş’ın çağrısı rasyonel ve sonuna kadar desteklenmesi gerekiyor. İnce hesapların, tartışmaların içinde boğulmadan, demokrasiden yana olan bütün güçlerin sorumluklukları gereği bir arada olmaktan başka çaresi yok. Buna karşın, sonrasına ilişkin de uyanık olmak gerekiyor.
    Ekonomide, hukukta, Kürt sorununa yaklaşımında, dış siyasetinde yolun sonuna gelen bu iktidarın gidici olduğu kesin. Elbet de bu iktidarın gitmesi önemlidir ama ulaşılması gereken tek hedef bu olmamalıdır. Solun ve Kürt hareketinin esas sorumluluğu, “Demokrasiye geçiş programındaki” etkinliği, gücü ve masadaki ağırlığının ne olduğu. Tek hedefi AKP iktidarının gitmesi olan CHP’nin ve özellikle İyi Partinin Kürt sorunun çözümünü de içeren demokrasi konusundaki samimiyetsizliği biliniyor! Bunu biraz daha samimi bir platforma çekmenin tek yolu, solun ve Kürt hareketinin pazarlık gücünü arttıracak nicel gücü ve kararlı duruşudur. Eğer gidici olan AKP iktidarı sonrasında, demokratik hak ve özgürlüklerin sınırlarının geniş tutulması isteniyorsa, HDP başta, sol muhalefetin zaman geçirmeden ortak bir platformda buluşması gerekiyor. Bu yapılmadığı taktirde, kamçı gibi suratları kesen rüzgar bu yandan mı geliyor, öbür yandan mı çok fark etmiyor. AKP iktidarda değilken de Türkiye’nin demokrasi sorunu vardı, şimdi de biraz daha ağırlaşarak var. Ayrıntılara tekrar girmeye gerek yok ama Asena Meral’in sicili de biliniyor, CHP’nin niyeti ve pratiği de…
    “Allahın fukara kuluna eşeğini kaybettirip sonra buldurarak sevindirmesi” gibi, Türkiye’yi içine hapseden bu girdaptan çıkmasının yegane yolu, Kürt hareketiyle elele vermiş Türk sol hareketinin amasız, lakinsiz bir araya gelerek, hesaba katılması gereken bir güç yaratmasından geçiyor. 40 kere söylenirse dilekler gerçekleşirmiş, 400 kere de olsa söylemeye devam edeceğiz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

PHP Code Snippets Powered By : XYZScripts.com